5.Bölüm

26 3 2
                                    

Bu hikayede geçen her şey
Kurgudan ibarettir

28/08/2015

Sabah gözlerimi alarmın sesiyle araladım. Yüzümde anlamsız bir gülümseme ile alarmı kapattım. Yatakta gerindikten sonra çarşafı üzerimden atıp yataktan indim. Banyoya gidip rutin işlerimi hâl ettikten sonra odaya gelip gardırobumun karşısına geçtip ne giyeceğime karar vermeye çalıştım, en son beyaz kot bir şort ve üzerine siyah kısa bir tişört giydim, düz taban spor ayakkabılarımı da giyip makyaj masasının başına oturdum.

Saçlarımı tepeden -tek bir saç teli kalmayacak şekilde- at kuyruğu yaptım ve makyaj yapmaya geçtim. Yüzüme güneş kremi sürüp yedirdikten sonra kaşlarımı fırçaladım ve dudaklarıma portakallı nemlendiricimi sürüp ayağa kalktım.

Siyah sırt çantamı tek omzuma takıp aşağıya indim, sofrada hiç kimse yoktu. Sandalyelerden birini çekip oturdum. Tabağıma rastgele bir şeyler koyup yemeye başladım. Aradan 10-15 dakika geçmişti ki "ooo gazel hanım bugün keyfiniz yerinde galiba? Ne kadar da iştahlısınız." Ablamın sesiyle elimde ki vişne reçeli ekmeği tabağıma bırakıp ağzımdakileri yuttum. "Sabahları iştahlı oluyorum." Dedim onu incelerken her zamanki gibiydi 'dağınık' bal rengi saçlarını açık bırakmış, gri eşofman takımıyla ve spor ayakkabılarıyla her zamanki gibiydi. Tam karşımdaki sandalyeyi çekip oturdu ve bir şeyler yemeye başladı.

"Ee nasıl gidiyor?" Dedi ağzı dolu dolu " iyi, ders çalışmak için kütüphaneye gideceğim. Senin nasıl gidiyor?" " Hiç sürünüp gidiyoruz işte!" Son parça olan reçelli ekmeğimi de yedikten sonra ağzımı bir peçeteyle silip ayağa kalktım. "Gidiyor musun?" "Evet." "Bir şeye ihtiyacın var mı?" "Hayır, yok."
Gitmeden önce yanağına sulu bir öpücük bırakıp evden ayrıldım. Kütüphaneye doğru ilerlerken arkamdan bir bisikletin zil sesi geldi ve o yöne dönmemi sağladı. Arkama döndüğüm an bana gülümseyen Ayazla göz göze geldim. "Bay G, ne işin var burada?" Gülümsemesi sırıtışa dönüştü ve " Birileri yine kafa patlatmak için kütüphaneye gidiyormuş, yolda yorulmasın diye onu özel arabamla kütüphaneye bırakmaya karar verdim." Dedi. Gözlerimle altındaki mavi bisiklete baktım ve alaycı bir sesle "özel araban?" Diye sordum. Gülmemek için kendini zor tutuyor gibiydi. "Evet, mavi, iki tekerlekli, zilli ve sepetli özel arabam dedi ve başını gururla kaldırdı. Söylediklerine kahkaha atarak karşılık verdim. Oda bunu bekliyormuş gibi gülmeye başladı. Kahkahmız küçük kıkırtılara dönüşürken Ayaz gülüşünün arasından "bin bakalım önüme." Dedi ve bisikletin demirini gösterdi.

Gülümseyerek ona doğru yürüdüm ve bisikletin demirine yan bir şekilde oturdum. Ayaz da ellerini gidona koyarak nefesimin kesilmesine neden oldu, çünkü ellerini gidona koyarken aynı zamanda eğilmek zorunda kalmıştı. Buda sıcak nefesini saçlarımın arasında hissetmeme aynı zamanda korkusunun burnuma dolmasına neden olmuştu. Nefesimi tutarak pedallara abanmasını beklerken o kulağıma eğilerek "nefesini kestiğimi biliyorum, ama sen bana lazımsın ölmene izin vermem." Dedi. Lafamı kaldırıp Ayaza doğru döndüm ve gözlerimi kırpıştırarak gözlerine baktım ve gülümseyerek nefesimi verdim. Bi'an afallasa da oda gülümsedi ve pedallara abandı.

Kütüphaneye doğru sürerken "keşke şu saç tellerini rahat bıraksan da rüzgarın ahengiyle nasıl dans ettiğini görebilsem." Dedi. Ben söylediği şeyin şaşkınlığıyla kasılırken o bana hiç bakmadan ileriye doğru bakmaya devam etti. Nihayet kütüphaneye vardığımızda bisikleti kütüphanenin önünde durdurdu. Ben inmek için hareketlenirken o hâlâ gidonu tutarak inmeme engel oluyordu. Soran gözlerle ona bakarak "geldik." Dedim. Başını salladı ve kısık bir sesle "geldik." Dedi. "İnmem gerek." Dedim. Aynı şekilde başını salladı ve " inmen gerek." Dedi. Bu sırada dudaklarıma bakıyordu. Bu dudaklarımı ıslatmak için yalamama neden oldu. Dudaklarımı ıslatmamla birlikte yutkunması bir oldu. Kahve irisleriye gözlerimin en derinine baktı. Boğazını temizleyip geri çekildi, ellerini de gidondan indirdi. Bende hızlıca yere indim. Sol eliyle ensesini kaşıyarak "e görüşürüz o zaman" dedi. Gülümseyip "görüşürüz." Dedim.

"Tamam o zaman ben gideyim artık." Başımı salladım "Git." "Iıı sende içeri gir istersen!" "Iıı.. evet gideyim." "Görüşürüz." Dedim ve elimi hafifçe kaldırıp salladım oda başını bir kere aşağı indirip kaldırdı. Arkamı döndüm ve kütüphanenin girişine doğru yürümeye başladım. Tam içeri girecektim ki arkamdan "Görüşürüz değil mi?" Diye sordu. Ona dönmeden " Görüşürüz, Bay G." Dedim fısıldayarak.

Ayyy bir sonraki bölüm çok iyi oldu şu an onu düşünüyorumm
Seviliyorsunuzzzz 💖
Mucx 💋

CİĞERPAREHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin