Dalgaların efendileri

21 1 0
                                    

*Nixie*

Başık feci derecede ağrıyordu. Yerimden zor da olsa doğruldum,bana ihtiyaçları vardı. Hayatımda çıktığım ilk görevimde koskoca bir Titan ile savaşıyordum, ve vücudumun her yerinde hissettiğim ağrılar bunun basit olmayacağının en büyük göstergesiydi.

Titan Annabeth'in boğazını tuttuğunda herkes birer adım geriye çekildiler. Titan diğer elindeki kılıcını Avcılara doğru salladı ve 3 Avcı kayaların ardına düştü. Titan kahkaha attı.

-Geçen sefer daha çok zorlamıştınız beni.

Thalia Titan'a doğru hamle yaptı.

-Avcılara zarar veremezsin!

Bu çok mantıksız bir hareketti. Thalia gözlerini kapattı ve elini havaya kaldırdı. Şimşek çaktıracaktı. Ama ardından Frank bağırdı

-Thalia! Annabeth'i de çarpar!

Thalia bunu farkettiğinde duraksadı ve bu da en büyük hatası oldu. Titan kılıcını salladı ve Thalia kenara fırladı.

Annabeth'in yüzü morarmıştı.

Akira's baktım, baygındı; Hazel'a baktım, hala gökkubbeyi tutuyordu. Yaklaiık 5 dakikadır oradaydı. Piper bir kenara savrulmuştu, Annabeth bayılmak üzereydi, Percy bir kenara fırlatılmıştı ve geriye sadece 2 Avcı kalmıştı. Onlar da diğer Avcılara bakıyordu. Frank, Leo ve Jason var gücüyle savaşıyordu.

Ayağa kalktım. Kılıcımı kınından çıkardım ve etrafa bakındım. Arkamda büyük kayalar vardı. Hemen arkamdaki kayalara tırmanmaya başladım. Titan'ın boyuna gelebildiğim zaman durdum. Geri geri adım atmaya başladım. Kayanın en ucuna kadar geriledim. Ardından kılıcımı çektim. Var gücümle koştum ve kayanın üstünden Titan'ın tam yüzüne doğru zıpladım. Kılıcımı kaldırmış, ölsem bile Titan'ın Annabeth'i bırakması için dua ediyordum. Yaklaşık 2 saniye içinde o kadar çok şey düşündüm ki. Bağırarak kılıcımı Titan'a savurdum, kılıcım titan'a değdiği anda arkamdan kocaman bir dalga çarptı sırtıma. Dalganın şiddeti ile Atlas geriye doğru savruldu, gökkubbeye çarptı. Ardındna haykırdı.

-Hayır!! Bilin ki öleceksiniz! Hepiniz! Okeanos yakında! Hepinizin sonu olacak o kişiyi uyandırıyor!

Bacaklarımın üstünde ve tek elimi yere koymuş bir şekildeydim. Toprak sırılsıklam olmuştu. Annabeth yanımda yatıyordu. Bana bakıyordu.

Başımı hafifçe kaldırdım. Gökkubbenin altında Atlas, yanında ise neredeyse bayılacakmış gibi duran ama aynı anda şaşkın şaşkın bana bakan Hazel vardı.

Yerimden doğruldum. Benimle birlikte herkes doğruldu, Annabeth ve Hazel biraz zorlandı ama.

Frank kafamın üstünü gösteriyordu. Gösterdiği yere baktığımda başımın üstünde bir ışık vardı. Şu yeşili renkli üç başlı bir yaba.

Herkes bacaklarının üstünde çöktü.
Annabeth göğsünü tutarak ve biraz öksürerek konuştu.

-Selam olsun Nixie, selamlar sana Denizlerin ve Depremlerin Tanrısı Poseidon'un kızı.

*İki*

Herkes perişan haldeydi. Hemen çantamdan biraz nektar çıkardım ve Annabeth'in ağzına damlattım.

Titan bu sırada bize lanet okuyor, küfürler ediyordu. Hazel'a Frank biraz Nektar verdi, Jason ağaçların arasından Piper'ı buldu ve onunla ilgilendi. Leo Avcılarls ve Thalia ile ilgilendi. Akira'ya da ben biraz Nektar verdim.

-Noldu sana? Dedi bana.

-Ne ne oldu?

-Gözlerin... Daha bir parlıyor sanki.

Percy Jackson Ve Titanların İntikamıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin