Haram geceler

242 29 37
                                    

ayyaş adam:
La cocuk
Otcu
Torbaci
Bi bak la

Siz:
La sevgilinden yüz mü bulamıyon amk
başım ağrıyo falan mı dedi de sen sürekli bana yazıyon
Aramizdaki tek olay ot amk ot

ayyaş adam:
La sakin amk
bu mori ile koyou hakkında konuscaktim

Siz:
ya sal amk sunları da
ne yapıcan
"polis abiler banane banane bunlar da ot satıyo niye sadece bize ceza" mi dicen

ayyaş adam:
aminakoydugum ekmek teknen batiyo
mori senin gibi rizeden mallari almıyo ki
adam yurtdısı calisiyo
amerikan film mantik

Siz:
Ya ben başımı belaya sokmak istemiyorum ya
İşi de komple bırakırım
başka iş bulsam iyi olur

ayyaş adam:
La ne diyon sen
Senin baban tekelci anan midyeciydi
Ne meslegi yapcan
ziraat mühendisiyim diyip ot kalitesine mi bakıcan
hem sen niye bırakıyon işi amk
İlk defa senden duydum su cümleyi

Siz:
şu asushi var ya
Dükkanı olan
Adam işini sanatla yapıyor ya
valla
ben onun yaninda neyim
onun otçuluk sanatı ile benimki ayni mi
Hem ben çok satıyorum o çok satmıyor
ben bırakayım işi
o para kazansın
Ben baba meslegini devam ettiririm ya

ayyaş adam:
La oglum sen mal misin amk
Atsushi denen çocuk çiçekçi
otcu degil
Ya ben cicek ot aynı sey diye soyledim
su sevgililere alınan cicekleri satıyo adam

Siz:
ha
Ne alaka amk
o zaman niye meslektasiz desin ki

ayyaş adam:
Adam da senin çiçekçi oldugunu düşünüyor amk

Siz:
hassiktir amk
ya amk
dazai senin otuna da çiçegini da
ananin amina dikicem
Bunca aydir ben saniyorum ki
La amk cocugun arabası bile vardı la
bu yüzdenmis amk
Ya hay amk
O yüzden bana cok sey yapmadı
Amk ben bu cocugun yüzüne bi daha nasi bakim

ayyaş adam:
deme oyle
umut var sizde
kart fali baktiralim
büyücü yengem çok iyi bakar
size de baksın
Degisik bir auraniz var bence

Siz:
ya sus amm

ayyaş adam:
La sik cocugu
de ki
kanka yaşandı bişiler
Gel göt elden gidince dikiş tutmazmış
hazır genisledi gel partner olak
ordan da bi baktin al sana sevgilisiniz

Siz:
La ben cocugun dükkanına giderken elimde ne gotursem diye bakıyorum
sen sik diyorsun amk
vereceğin fikri sikeyim

ayyaş adam:
Neyse aman
Biz su moriyi yakalatalım
adam çiçek adı altında ot satıyo
ot satacaksan hakkıyla yapacaksın kardes
yok gül yok yasemin bu ne ya
senin ve diger otcularin adını lekeliyo

Siz:
su an bi zarari yok da
en ufak seyde anasindan giricem ben
dert etme
*Görüldü*

Ceketimi alıp evden çıktım. Elimdeki sigara kutusundan bi dal sigara çıkardım. Gecenin belki 12si veya 11i falandı. Gece daha yeni başlasa da özellikle benim gibi otçular namıdeger tobacılar 2 günde 1 satışa çıktığı için diğer gününde mutlaka tüm gün uyurlardı. Zaten bu otçuluğun da tamamen tembeller için yaratıldığını düşünüyorum. Sokakta gezinirken birden Atsushi'nin dükkanının önünde durdum. Çiçeklere romantik anlamlar yükledim. Bütün çiçekleri ona verdiğimi düşündüm. Belki çok absürt bir hayaldi veya bir çiçekçiye çiçek vermek ne kadar garip dururdu bilmiyorum ama ben bunları düşününce gülümsediğimi fark ettim. Hemen ardından dükkanının üstündeki sarmaşıkla dolu daireye baktım. Kesinlikle çok saçma olurdu dedim içimden. İlerideki parka geçtim. Oturdum, bir süre geçen arabaları izledim. Bu saatte o belki de bilmem kaçıncı rüyasını görüyorken ben onun yatağının sıcaklığını hissetmek istedim. Sonra bu düşünce daha da absürt geldiği için vazgeçtim. Dazai'nin salak saçma fikri neden bilmiyorum ama kafamda bir yer etmişti. Biten sigarayı yere attım ve sokaklarda bir süre gezinmeye başladım. Ne kadar gezinsem de başımın huzura ermeyeceğini fark ettim. Yakınlardaki tekele gittim. Bir şişe aldım birayı. Ayık kafa istemiyordum ama gece gece anırarak sevgimi de bağırmak istemiyordum. Bir duvar dibinde birayı içerken aklıma Mori ve Koyou geldi. Nasıl moralimin bozulduğunu anlatamam. Onlar her aklıma geldiğinde daha da içtim. Daha da içtim ve kısa bir sürede birayı bitirdim. İçimi çektim. O ikisini düşünmekten keyif alamamıştım. Bu daha çok sinirimi bozduğundan yeni bir bira aldım. Bu sefer birayı Atsushi'yi düşünerek içtim. 2 şişe de bitince fark ettim ki ben doğru düzgün yürüyemiyordum bile. Sokakta aşkımı bağırmak veya saçma hareketler yapmamak için eve gitmeye karsr verdim. Apartmanın ana kapısı bir gsriptir açıktı. merdivenler paslı değildi. Sonunda yenilemişler dedim içimden. Kapıyı anahtar deliğine sokmaya çalıştım. İşin garip tarafı açamadım. Kaşlarımı çattım bu sefer daha delicesine zorladım. Kapı açıldı birden, Atsushi uykulu ve korkulu gözlerle bana baktı:
"Akutgawa...? Sen ne arıyorsun burada?" dedi.
Bir şeyler gevelemeye başladım:
"Eve gidiyordum ben. Ben şimdi eve gidiyordum. evime gi-" hıçkırmaya başladım.
"İyi de burası benim evim."
Anahtarıma baktım. Kapıya baktım. O sıra anladım.
"Ha ben senin evine. Gelmişim."
Bana baktı ve içini çekti. Muhtemelen hiç yaşsnmamış gibi davranacaktı:
"Eve gidebilecek misin? Şuradan şurası istersen seninle geleyim."
Kaşlarımı kaldırdım:
"Yok ya giderim ben. Şimdi ben bana gidiyorum diye sana geldiysem.." beni ufaktan hıçkırık tutmaya devam ediyordu. "Sana gidiyorum diye bana giderim."
Anlamamış gibi gözüküyordu. Sanırım pek de kafa yormak istemedi:
"Peki o zaman. iyi geceler."
Suratıma kapıyı kapattığı an sanki reddedilmiş gibi hissettim. Bir ev kedisinin kapı dışarı edilmesi ile aynı duyguları paylaştım. Apartmandan çıktım. Evimi bulmaya çalıştım. Bu sefer anahtar tam uydu. İçeri girdim. Kendimi yatağa attım. Her hareket ettiğimde yayı duyulan yatağımı ile Atsushi'nin yatağını düşündüm. Acaba omurga sağlığını önemsiyor muydu? Yoksa benim gibi gerek duymuyor hatta para tuzağı olarak mı düşünüyordu? Bu soruya biraz kafa yorduktan sonra kesinlikle en pahalı yataklardan aldığını dişündüm. Ben onu böyle derinlemesine düşünürken bir şekilde uyuya kalmayı başarmışım.

otçuluk da zor iş abi-Shin SoukokuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin