19

4.2K 634 536
                                        

selamlar, nasılsınız?
benim çok severek heyecanlanarak yazdığım bir bölüm umarım siz de çok seversiniz🤍 sınırı geçtiğiniz için de teşekkür ederim çokça çok tatlısınız🌸 ancak ve ancak bu sefer gerçekten hemen gelmez bölüm oy sınırına +270 diyelim ve bir iki gün görüşmeyelim djdhfhjd
bolca yorum bekliyorum keyifli okumalar🥺🫶🏻




***




Jimin, sürekli huzursuzlanan ve haliyle ona da huzur vermeyen kurduyla olan savaşını bitiremeden kendisini Felix'in kaldığı odanın kapısında bulmuştu.

Kafeteryada tanıştığı alfa ile randevulaştığı andan beri bir köşeye çekilip onunla tüm iletişimini kesmiş olan kurdu tekrar hareketlenmiş, hareketlenmek ne kelime adeta yeniden doğmuştu küllerinden ve bir an bile rahat vermiyordu Jimin'e. Onu huzursuz ediyor, dürtüyor, uyutmuyor hatta bir yudum su bile içirtmiyordu. Bir gariplik olduğunun farkındaydı Jimin. Bugüne kadar kurduyla hiçbir çatışmaya girmemiş, huzur içinde yaşamıştı ama şimdi düşmanı gibi davranıyordu ona.

"Biraz sakin olamaz mısın?" diye fısıldadı kendi kendisine kapıyı tıklatmadan hemen önce. "Rahat dur, tamam mı? Felix hasta. Tüm ilgimizi ona vermemiz gerek."

Ancak cümlesini henüz tamamlamıştı ki onu arayıp yorgan döşek hasta olduğunu söyleyen arkadaşı kapıyı ardına kadar açtı ve tek kelimeyle turp gibi karşıladı Jimin'i. Omeganın şaşkın bakışlarını umursamadan kolundan tutup onu içeri çekerken "Hoşgeldin," diyordu bir yandan da. "Geç otur."

Ve Jimin'i resmen yatağın üzerine fırlatarak karşısına geçti.

"Felix? Hasta değil miydin sen-"

"Shhh," Felix telefonundan hızlı hızlı mesaj yazarken susturdu onu. İşini bitirdikten sonra ise Jimin'in dizleri önünde çömelip ellerini avuçlarının arasına alarak gözlerinin içine baktı. "Jiminie, seni çok sevdiğimi ve her zaman iyiliğini istediğimi biliyorsun, değil mi?"

Jimin başını salladı. "Evet, biliyorum. Elbette biliyorum ama-"

"Bugün yaptıklarım da tamamen sana olan sevgimden ve senin daha iyi daha mutlu olman için."

İşte şimdi Jimin'i daha çok korkutmuştu. Arkadaşının ellerini sıkı sıkıya tutarken öne doğru kaydı ve Felix'in yüzüne doğru eğildi. "Ailemden birine mi bir şey oldu yoksa?"

"Hayır, Jimin, dinle." Felix, Jimin'in ellerini bırakarak dizlerinin üzerinde yükseldi ve üst kollarını var gücüyle kavrayarak "Büyük bir yanlış anlaşılma var ortada." dedi. "Taehyung var ya... oda arkadaşım hani... Yoongi'nin çok yakın bir arkadaşıymış."

Jimin'in kuru dudakları hafifçe aralandı. Kaşları havalanırken göz bebeklerinin irileştiğini görebiliyordu Felix. Canım arkadaşım, diye düşündü. Birazdan hayatının şokunu yaşayacaksın.

"Jimin, hani Seokjin hyung bize Yoongi'nin hayatında bir omega olduğunu söylemişti ya."

"Şimdi niye bu konuları açıyorsun ki?" Jimin, Felix'in tutuşundan kurtulup ayağa kalkmak üzere hareketlendiğinde daha sıkı kavradı arkadaşı onu.

Şimdi gözlerini irice açma sırası Felix'teydi. "Dur ve dinle!" dedi sesini yükselterek. "Hepsi büyük bir yanlış anlaşılmaymış. Yun Hee denen omega kendi kendine yaymış söylentileri. Yoongi onunla sevgili falan değilmiş. Kimseyle sevgili değilmiş, dahası şimdiye kadar kimseyle de sevgili olmamış. Öyle çapkın, omegadan omegaya koşan biri de değilmiş. Hem de hiç değilmiş, Jimin! Öpüşmemiş bile! İlk öpücüğünü ilk aşkına saklıyormuş! İnanabiliyor musun?"

endorphin : yoonminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin