Selamlar, nasılsınız bakalım?
Hepinizin yeni yılını kutlarım. Sağlıklı ve huzurlu bir yıl geçiririz umuyorum ki. Ülkemiz ve bu ülkenin namusuyla çalışan, okuyan, yaşayan, emek veren, şerefli ve haysiyetli insanları için devranın döndüğü bir yıl olması tek dileğim. Geri kalan haysiyetsiz şeytanlardan da kurtuluruz umarım ki...
Neyseee gelelim bölüme yaklaşık 5klık bir bölüm yorumlarınızı bekliyorum lütfen smut var diye yorum yapmamızlık yapmayın unutmayın ki ben gazla çalışan bir yazarım dkdhdgdhdhjd
Keyifli okumalar öpüyorum kocaman🤍🤍
***
Yoongi basamakları inip mutfağa giden koridorda uyuşuk adımlarla ilerlemeye başladığında hava çoktan kararmıştı. Bütün günü rüya ile gerçek arasında, misafir odasındaki çift kişilik yatakta kıvranarak ve çektiği acıları dindirmesi için tanrıya dua ederek geçirdikten sonra buna şaşırmaması gerektiğini biliyordu ama Jimin'in ailesi ile yediği öğlen yemeğinin üzerinden saatler geçtiğini bir türlü kabullenemiyordu. Tıpkı kendisini içinde bulduğu utanç verici durumu bir türlü kabullenemediği gibi. Jimin'e ve haliyle ailesine çok değer veriyordu. Tanışmalarının böylesine utanç verici bir olayla gölgelenmesi Yoongi'nin zavallı kalbinin sıkışmasına, içinin daralmasına ve onu yiyip bitiren bir utanç duygusu ile yanıp kavrulmasına neden oluyordu. Bay Minho ve Bayan Young Mi onu rahat ettirmek için fazlasıyla uğraşmış ve misafir perverliklerinden hiçbir şey kaybetmemiş olsalarda Yoongi yerin dibine girmeden edemiyordu.
Parke zeminin üzerinde çıplak ayakları ile ilerlerken de tek düşüne bildiği buydu. Kızgınlık ateşi bile utancına baskın gelemiyordu o an için ama bu durum mutfaktan içeri girip de Jimin'i tezgaha yaslanmış, üzerindeki şortlu pijama takımıyla limon doğrarken görene kadar sürmüştü. Omeganın pürüzsüz ve biçimli bacaklarına çarptı gözleri ilk, sonra da limonları keserken öne doğru eğildiği için yukarı sıyrılan pamuklu tişörtü sayesinde ortaya çıkan kıvrımlı beline. Tek kelimeyle lezzetli görünüyordu. Teni aspiratörün sarı ışığı altında değerli bir mücevher gibi parlıyor, yan profilden görebildiği iri dudakları ve minik burnu ile güzelliğini perçinleyerek Yoongi'nin aklını başından alıyordu. Güzel kokusu da cabasıydı.
Omzunu kapının pervazına yaslarken boğazını temizledi ve "Merhaba." dedi sakince. Ses tonunun aksine yüreğinde fırtınalar kopuyordu. Jimin'e uzanmak, ellerini beline sarmak ve onu göğsüne çekerek lezzetli boynunun tadına bakmak istiyordu.
"Merhaba," dedi Jimin'de dilimlediği limonları cam demliğin içine atarken. "Sen salona geç istersen. Çayını hazırlayıp geliyorum ben de."
Yoongi başını salladı. Salladı salamasına ama yerinden bir milim bile kıpırdamadı, salona gitmek için bir hamlede bulunmadı. Bakışlarını omegasının üzerinden çekemiyordu bir türlü. Kurdu hareketlenmeye başlamıştı bile. Vücut sıcaklı an be an artarken dilini kurumuş dudaklarının üzerinde gezdirdi. Çok geçmeden de kurdunun ona git, diyen sesini duydu. Omegamıza ihtiyacımız var. Kokusuna fark etmedin mi? O da bizi istiyor.
Yoongi direnmedi. İçgüdülerine kulak verirken birkaç kısa adımda Jimin'e ulaştı ve tam arkasında dururken boynundan yükselen tatlı kokuyu ciğerlerine doldurdu. Aynı anda Jimin de hafifçe doğrulmuş, elindeki işi bir kenara bırakarak Yoongi'nin hareketlerine odaklanmıştı. Yoongi'nin alev alev yanan vücudundan yükselen sıcaklığı ve kışkırtıcı kokusunu rahatlıkla hissedebiliyordu artık. Sert ve yapılı göğsü sırtına değiyor, kesik solukları ensesine çarparak dizlerinin bağını çözüyordu. Tezgahın kenarına tutunurken "Yoongi," diye fısıldadı. Ses tonu baygındı. Neredeyse bir inleme gibi dökülmüştü dudaklarından. Belki de inlemişti, bilmiyordu. Yoongi'nin bedeni ona biraz daha yaklaşıp tezgah ile kendi arasına sıkıştırırken aklı başından gitmişti bile.
![](https://img.wattpad.com/cover/353782175-288-k95879.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
endorphin : yoonmin
FanficDaegu Lisesi basketbol takım kaptanı Min Yoongi, lisedeki son yılında takımına bir şampiyonluk daha kazandıracağından emindir. Ancak tam da final maçının olduğu gün trübünlerde olan omega Jimin ve feromonları bütün planlarını alt üst edecektir.