33

5.2K 474 598
                                    

Selaaaam, nasılsınız bakalım?

Beklenen an beklenen bölüm geldi çattı ve sizden tek bir isteğim var bol bol yorum yapmanız. Lütfen oylarınızı ve yorumlarınızı eksik etmeyin çok üzülürüm yoksa😔🤍

Keyifli okumalar🌸

(Aşağıdaki görsel temsilidir dlfjfjfj)

***


İkinci kata uzanan basamakları gülüşerek çıkıp merdiven sahanlığına ulaştıklarında Jimin'in kahkahalarla sarsılan bedenini sıkıca tutarak büyük bir çabayla düşmesini önlemeye çalışıyordu Yoongi

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.



İkinci kata uzanan basamakları gülüşerek çıkıp merdiven sahanlığına ulaştıklarında Jimin'in kahkahalarla sarsılan bedenini sıkıca tutarak büyük bir çabayla düşmesini önlemeye çalışıyordu Yoongi. Omeganın ince belini Jimin'in yol boyunca sık sık yoklayıp ne kadar güçlü ve ne kadar kalın olduğu konusunda sık sık iltifatlara boğduğu koluyla sıkıca sarmış, adımlarını adımlarına uydurarak geçmiş doğum günleri ile ilgili anlattığı anılara kulak kabartırken bir yandan da ceplerini yokluyor, evin anahtarlarını bulmak için tek kelimeyle canhıraş bir mücadele veriyordu zira iki kolunu birden gövdesine dolayarak hemen hemen bütün ağırlığını üzerine vermiş olan omegasının pek de yardımcı olduğu söylenemezdi. Jimin doğum günü şerefine patlatılan şampanyadan yalnızca bir kadeh içmiş olmasına rağmen bütün gece gürültülü müzik eşliğinde o kadar çok dans etmişti ki ne ağrıyan uzuvlarına ne de yorgun vücuduna söz geçiremiyor, üstelik stresli olduğu çoğu zaman yaptığı gibi boşboğazlık ederek durmadan konuşuyordu. Takside anlatmaya koyulduğu hikaye bitmeden bir diğerine başlamış, sonra bir diğerine ve bir diğerine derken araba yolculuğu boyunca ve hatta birkaç blok ötede inip Yoongi'nin evinin olduğu bloğa yaptıkları kısa yürüyüş boyunca da durmadan konuşmuştu.

"Öyle işte!" dedi Jimin, Yoongi'nin üzerindeki pantolonun geniş cebinden çıkardığı anahtarı önünde durdukları çelik kapıdaki yuvaya yerleştirmesini ve kemikli parmakları ile sıkıca kavradığı anahtarı üç kere sola doğru çevirmesini izlerken. "Her doğum günümde ya annemin ya da babamın başına aksi bir şey geliyordu. O yüzden ben de kutlama yapmayı bırakmıştım."

"Talihsizlik olmuş." dedi Yoongi de kapıyı ardına kadar açıp Jimin'in içeri geçmesi için müsade ederken ve "Yine de kutlamayı bırakmamalıydın." diyerek devam etti konuşmasına. "Doğum günün kutlanmayı en çok hak eden gün benim için." İçeri girip antrenin ışığını açtıktan sonra dış kapıyı dikkatle kapattı ve Jimin'e döndü.

"Çok da önemli değil aslında." Jimin'in yanakları dans pistinden az önce inmiş gibi kıpkırmızıydı şimdi. Alnına dökülen ve hala nemli duran sarı saç tutamları onu olduğundan daha şirin gösterirken kahverengi gözleri küçük dairenin plastik bir ayakkabılık ve bir portmanto dışında fazla eşya barındırmayan küçük antresinde geziniyordu. Yoongi'ye bakmama konusunda kararlıymış gibi bir hali vardı.

"Benim için önemli." Yoongi'nin kaşları çatıldı. "Park Jimin'in doğum gününün gerçekten önemli olduğunu düşünüyorum."

Jimin'in gitgide kızarması ve alfaya bakmamak için büyük bir gayret göstermesi bir yana ortamdaki havanın bir anda değiştiğinin ikisi de farkındaydı. Eve birlikte gidecekleri ve geceyi beraber geçirecekleri iyiden iyiye belli olduğundan beri ikisinin de omuzlarına görünmez birer pelerin gibi aldığı utangaçlıkları şimdi daha görünürdü. Artık sadece Jimin değil Yoongi de bakışlarını karşısındakinden kaçırıyor, sanki edepsiz bir şey söylemiş gibi utanıyordu. Oysa ikisi de birbirlerine karşı duydukları aşkla ne yapacağını bilemeyen, son derece deneyimsiz ve utangaç iki gençti yalnızca.

endorphin : yoonminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin