0.6 | Ölümün kıyısında alınamayan intikam

53 5 0
                                    

⋆˖⁺‧₊☽◯☾₊‧⁺˖⋆

"Bu sefer değil"

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Bu sefer değil"

⋆༺𓆩𓆪༻⋆

"Hep böyle mi hissediyordun?" Yüzüğü gösterdiğim de başı ile onayladı. Ruhumun bir parçasının boynundaki kolye de olduğunu hissetmek resmen ağzımda demir tadı yaratıyordu. Bu hissi sevmemiştim.
"Alışırsın, bir süre sonra beyninin burnunu yok sayması gibi olacak."
Kaşlarımı çattım. "Görmeyeceğim ama hissedeceğim?" Tekrar onayladığında nefesimi verdim. Alışmak çok zor olmasa gerek.
"Buradan sağa" onu takip ederken hızlı adımlarına yetişmeye çalıştım. Bella önemli bir konu için acilen görüşmek istemişti. Maskeli adamlar hakkında bir şeyler bulduklarını haberi aldığım an biliyordum.
Yürüdüğümüz ara sokaklar giderek darlaşmaya başladığında sonunda az kalsın göremeyeceğim kapının önünde durduk. Beklerken ne kadar tekin bir yerde olduğumuzu kendime hatırlattım ve cebimdeki asamı sıktım..

Kapı bir süre sonra Tom'un çataldili konuşmasıyla açıldı. Tek gözünde yara olan bir ölümyiyen bizi içeri almadan önce sokağa kapındım. Dar koridorda ahşap merdiven bizi karşılarken solumuza düşmüş olan karanlık salondan sesler yükseliyordu. Ev dar koridoru ve taştan duvarları vardı. Duvarlarda ki ahşap destekler yamuk yumuktu. Koridor zikzaklı gidiyor odalı görmemi engelliyordu. Yapmama ihtimallerine karşı sessizlik büyüsü mırıldandım. Hiçbir olasılığı yok sayamazdık.

Odaya girdiğimizde jilet gibi kesilen sesler ile bakışlar bize döndü. Saçları hatırladığımdan daha da kabarmış olan Bella önce Tom'u ardından beni süzmüştü. Bir şeyleri kontrol ediyor gibiydi. Hep yaptığı gibi.
Tom salonun başında ki koltuğa oturduğunda, hemen yanındaki, boş koltuğa yerleştim. Rahatsız bir koltuktu fakat dert etmedim. Hâlâ boynumda taşıdığım bir parça ruhun ağırlığına alışmaya çalışıyordum.
"Anlat." Bellaya baktığında sesi soğuk ama nazikti. Bella konuşana kadar çıt çıkmadı.

Kendinden emindi. Onda da en az benim kadar bir şeyler değişmişti. " Maskeliler...kimin yaptığını bulduk fakat rehin aldığımız adam başka bilgi vermemekte ısrarcı." Kaşlarımı kaldırdım. Onlardan birini rehin almışlardı. Tom'un bu bilgiyi zaten bildiğine emin olduğumdan sustum.
Kolyemin zümrütünü okşamaya başladım. Malfoy devam etti. " Adamı geçen hafta okulun yakınlarında yakalamıştık. Bu gün geri dönüp kontrol ettiğimizde bir tür toz bulutu okulun etrafını sarmaya çalışıyordu." Tom kaşlarını çattı.
Toz bana değişik olasılıklar sunarken düşüncelerimi susturmaya çalıştım. Önce adamı konuşturmalıydık. Detaylar konuşulmaya başlandığında zaten dar oda iyice basık gelmeye başladı. Sessiz hareketlerle odadan çıkarken Tom'un delici bakışlarını hissedebiliyordum. Her an, her saniye onunla olmamı bekliyordu ama ben onun evcil hayvanı falan değildim sadece yorulduğum için ipleri ona uzatmıştım. Mutfağa girdiğimde arka bahçeye açılan kapıyı gördüm ve su içmekten vazgeçtim. Aralık kapyı ittirdim, nefret etmeye başladığım soğuk hava tekrar beni karşıladı. Kapını hemen yanında olan banka oturduğumda kıyafetlerime rağmen soğuk tahtayı hissettim. Hemen ardından biraz gözlerimi kapatarak rüzgarı dinledim. Uzun zamandır ceset veya kan görmemiştim. Şimdiye kadar Tom'un öldürdüğü 4 kişiye şahit olmuştum. Bu kişiler dışında kimseyi öldürdüğünü düşünmüyordum. Cesetlerin kokusu burnuma geldiğinde gözlerimi daha da sıkı kapadım. Hepsi gereksiz, umursanmayan insanlardı. Kimsenin onların arkasından ağlamadığını kendime hatırlatarak unutmaya çalıştım. Böyle yapmalıydım değil mi? İzlemek ve unutmak bu olayların temelliydi.

Captivus | Tom RiddleHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin