05

53 5 28
                                    

Sabah kalktığımda her zamanki gibi mutsuzdum çünkü yine ve yine alarm sesi ile uyanmuştım. Benim bu hayatta en sevdiğim şey uyumak arkadaş beni bundan mahrum bırakan bu iş yerine sövmemek için kendimi zor tutuyorum ama ekmek teknesi o yüzden sövemem.

Kalkıp hızlıca kahvaltı yapmış sonrasında duşa girmiştim. Duştan çıktıktan sonra üstüme uygun bir şeyler ararken telefonuma bildirim geldi.

Baharım geldi: Amara bugün acil toplantı yapılacakmış bir saat içinde herkesi toplantı odasında bekliyorlar

Siz: Tamamdır

Madem toplantı var o zaman birazcık şık giynelim dimi yani? Spor şıklığı olucak bir şekilde üstüne beyaz boğazlı badi altına mini siyah etek ve üstüne de siyah beyaz desenli kabanımı giymiştim. Havalar gittikçe soğuduğu için şık ama sıcak tutacak kombinler yapmalıyız dimi?

Saçlarımı hızlıca kurutup çizmelerini giydim ve dışarı çıktım. Arabama yani Porsche taycana binip yola çıktım.

Şirketin önüne geldiğimde arabayı kenara park ettim ve arabamın tam yanında bir tane R6 durdu. Aşağıya indiğimde R6'nın sahibinin bizim yeni fotoğrafçının yani Ateş'in indiğini görünce yüzümde ufak bir gülümseme oluştu.

"Waayy demek R6 hee" dediğimde gülmüş ve bana da "Wayyyy demek Taycan heee" diye karşılık vermişti. Bu beni gülümsetmişti.

Ona bakıp "Ehhh tabi" diyerek yandan güldüm ve beraber şirkete girdik.

Yukarı toplantı odasına girdiğimizde herkesin yüzü beş karış bir şekilde masada oturuyordu.

"Hayırdır Karadeniz'de gemilerinin mi battı?" diye Ateş sorduğunda anlaşmalı olduğumuz markanın temsilcisi Melda hanım "Öyle de sayılır" dedi.

"Ne oldu bu kadar kötü olan şey nedir?" dediğimde Melda hanım "Birisi şirketten görüntüleri sızdırıyo" dediğinde kaşlarım çatılmıştı. Bir insan nasıl ekmeğini yediği bir yere böyle bir şey yapabilir?

Toplantı salonunda derin bir sessizlik olmuştu. Bu sessizlik beş dakika sonra Ateş'in sesiyle bozuldu "Arkadaşlar kimse bir şeyi çaktırmıyo ve bilmiyormuş gibi davranıyor çalışırken bundan sonra daha dikkatli oluyoruz bir de şimdilik yalan bir çekim yapıcaz sanki çok önemli bir çekimmiş gibi ben size haber vericem eğer herkese de uyuyorsa?" diye sorduğunda herkes kafasını sallamıştı çünkü başka kimsenin bir planı yoktu.

Herkes dağılmaya başladığında ben de odadan çıkıp terasa geçtim. Terasa çıkar çıkmaz yüzüme çarpan serin havayla hafif bir titreme gelse de bu beni rahatlamıştı.

Korkuluklara ellerimi koyup gözlerimi kapattım ve rüzgarın tadını çıkardım. Belki de bu hayatta sıkıntılarını bir süreliğine de olsa unutmamı sağlayan aktiviteler arasında.

Ben bu şekilde durmuş düşüncelerimden uzaklaşmaya başlamışken yanıma biri geldi. Gözlerimi açıp baktığımda Ateş vardı. O da benim gibi durmuş derin bir nefes alarak kendine gelmeye çalışıyor gibi duruyordu.

Bir kaç dakikanın sonunda gözlerini açıp bana döndü ve "Sence kim?" dedi. Başımı bilmiyorum diye saklarken "Bilmiyorum ama şu zamana kadar ilk defa böyle birşey oluyor o yüzden bence şirkete yeni girenlere dikkat etmeliyiz" dediğimde tamam manasınıda kafasını salladı.

Tam olarak ona dönüp "Sence kim niye böyle bir şey yapıyo" dediğimde alaycı bir şekilde gülüp "Para için" dedi.

"Kimse para için onurunu ve gururunu satmamalı" dediğimde sadece başını salladı. O sırada nasıl oldu bilmiyorum ama onun üstünde aslı olan saksı tutacağı kırıldı ve kafasına düştü. Nasıl oldu hiçbir şekilde anlamadım.

FOTOĞRAFÇIM MI?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin