16

12 3 32
                                    

Eve vardığımda kapıyı anahtarla açıyordum ki bir anda kapı açıldı ve karşıma annem çıktı.

"Anne sizin burda ne işiniz var?" diye sorduğumda annem "Bizi mi kovuyorsun. Ne demem ne işiniz var?" dediğinde annemin nasıl bir anda türk annesine geçiş yaptığını anlamayamadım.

"Anne olur mu öyle şey haber vermediniz ya o yüzden" dediğimde göz devirip içeri geçti annem.

Arkamdan da Ateş eve girdiğinde etrafata olup biteni anlamak ister gibi bakıyordu.

Annem bana döndüğünde Ateş'i görmüş ve "Hoşgeldin" diyip elini uzatmıştı. Benzer şekilde karşılık vermişti Ateş.

İçeriden Efsun'un "Sabrina anne bi bakar mısın?" diye seslendiğini duydum.

Lan ben bu evde yokken neler oldu burda? Abimler nikah kıydıda ben mi bilmiyorum.

O sırada Savaş içeriden gülerek geldi ve yanıma oturup "Nasılsın bakalım?" diye bana hal hatır sorunca kaşlarımı çatıp iyice ona döndüm ve "Savaş ne oluyor ya? Ben yokken nikah mı kıydınız lan? Yoksa Efsun hamile fln mı?" diye gözlerimi belirterek sorduğumda kafama hafif bir şekilde vurmuştu.

Yani burda benim ne suçum var ki???

"Düzgün konuş. Sadece annem rica etti Efsun'da kırmadı, bu kadar" dediğinde sadece başımı salladım.

Ayağa kalkıp mutfağa geçtiğimde annemle Efsun ciddi manada yemek hazırlıyorlardı.

Allah'ım sen bana bunu yaşattın ya başka birşey istemiyorum.

"Bende salatayı yapıyım mı anne?" Diye sorduğumda bana o kadar garip baktı ki anlatıkmaz yaşanır. Görende katil olmak istiyorum dedim sanar.

"Hayır biz Efsun'umla beraber hazırlıyocaz" dediğinde ağzım açık kaldım.

"Anne eğer sana benzemeseydim acaba evlatlık mıyım diye sorgulamaya başlardım" dediğimde ikisinden de gür bir kahkaha sesi yükseldi.

Sonra annem bana "Savaş oğlumla hala şakacıktan mı sevgilisiniz?" Dediğinde niye böyle bir sorgunun içinde kaldığımı anlayamadım.

"Evet de niye sordun anne?" Dedim ama cevap alamadım. Harikaa

Geri salona geçtiğimde babam, Savaş ve Ateş gayet koyu bir sohbetin içerisindeydi.

Kendimi dışlanmış hissediyorum yaa.

O sırada uzun süredir mesaj gelmeyen maldan mesaj geldi. Allah'ım bu kişi zaten Ateş değil mi? Ben ne biçim bir olayın içine düştüm.

Kafamı kaldırıp Ateş'e baktığımda hem babamlarla konuşuyor hemde telefonla ilgileniyordu.

Mal: Çakma manken hep benim mi yazma mı bekliyorsun? Anlamadım ki?

Siz: Ben gayet yoğun birisi olduğum için MALLARA zaman ayıramıyorum (NOKTA)

Mal: Peki öyle olsun. En son bir birimize soru sorup cevabı karşılığında resim alıyorduk. Devam mı yoksa korktun mu?

Siz: Hah neyinden korkucam salak mısın

Mal: Soruyorum o zaman?

Siz: Sor ve resim at

Mal: Bir tane küçüklük anını anlat.

Siz: Zor bir soru çok var çünkü

Mal: Beklerim acelem yok.

Siz: Bak şimdi ben küçükken bir tane salak bir komşumuzun oğlu vardı. Benle aynı yaşta ve beni gördüğü yerde sülük gibi bana yapışıyordu. Herkese ben Amara ile evlenicem diyordu. Allah'ın belası neyse ben en sonunda bundan kurtulmak için ağaca tırmandım. Bu salak da tırmandı. Bu tırmanınca ben aşağı geri indim ama inerken ayağımı burktum neyse çok birşey olmadı ama bu çocuk inerken takılıp yere düştü ve ayağını kırdı sonuç olarak da bir ay boyunca evde yatmak zorunda kaldı bu salak çocuk.

FOTOĞRAFÇIM MI?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin