11. Ben De Seni Seviyorum

108 5 0
                                    

Şaşkınlık ve kontrol edemediğim büyüklükte bir heyecanla olduğum yerde kalmıştım. Heyecandan; ellerimin titrediğini, kurdumun kurduyla iletişime geçtiğini, herkesin benden bir cevap beklediğini fark etmem biraz zaman almıştı.

Kendime geldiğimde sertçe yutkunup derin bir nefes aldım. Jungkook'un elleri arasında soğuyan ellerimi hissediyordum. Heyecandan vücut ısım bile değişmişti.

Şuan, beni korumak için böyle bir teklifte bulunduğunu biliyordum. Beni koruması altına almak istiyordu. Ama... gerçek bir evlilik teklifi almışım gibi heyecanlanmıştım.

Alt dudağımı ısırıp dolan gözlerimi kıstım. Başımı olumlu anlamda salladım. Jungkook'un gözleri irice açılırken konuştum, "Evet."

Jungkook da ne yapacağını şaşırmış gibi öylece gözlerime baktı dururken. Soğuk ellerimi saran elleri terlemeye başlamıştı. Ben heyecanlanınca üşürken o sıcaklıyordu.

Dolu gözlerim gözlerine odaklıydı. Ondan başka hiçbir yere bakmıyor ya da hiçbir ses duymuyordum. Jungkook, hayatımda gördüğüm en güzel adam ve en güven verici Alfaydı.

"Olmaz! Oğlumu zorluyor!"

Babam bağırmaya başladığında gözlerimi ona çevirmedim. Duymazlıktan geldim. Ama Jungkook gelmemişti. Anında kaşları çatılırken ellerini daha sıkı tuttum. Şuan saldırması en son isteyeceğim şey bile değildi.

"Kendi isteğiyle kabul etti." Yoongi hızla konuştu. Gözlerimi Jungkook'tan ayırmıyordum. Ben ayırmadıkça o da benden ayırmıyordu.

"Yani, herkesi dışarı alalım. Buyurun." Namjoon hyungun sesiyle birkaç ayakkabı sesi yankılandı.

Bunların arasında babamın bağırmaları da vardı. Ama sesler o kadar boğuk geliyordu ki, kalbimin çarpıntı sesleri kapatıyordu dışarıdaki tüm sesleri.

Kalbimin atış hızı kulaklarımda çınlamaya başlamıştı. Resmen az önce evlenmek için bir adım atmıştık. Ve biliyordum, o evlilik cüzdanını almadan babam bizi rahat bırakmazdı.

Evlenecektik.

_

Gözlerim bu sefer ellerimdeydi. Oturduğum koltukta parmaklarımla oynarken bir yandan da ayaklarımı oynatıyordum. Gergin olduğum her türlü belli oluyordu.

"Baban evlilik cüzdanını görmeden rahat bırakmaz, Taehyung." Jimin ellerime bir elini kapatarak hareketlerimi durdurdu.

Biz yan yana bir koltukta, Yoongi ve Jungkook yan yana solumdaki koltukta, Jin hyung ve Namjoon hyung sağımdaki koltukta, Hobi hyungsa karşımdaki koltukta oturuyordu.

"Biliyorum." Kısıkça mırıldandım sessizliğin doldurduğu odaya.

"Kendini zorunlu hissetmene gerek yok." Jungkook'un sesiyle gözlerimi ona çevirdim. Dudaklarını dişliyordu ve kıpkırmızı etmişti. Muhtemelen kanatmıştı bile. "Gerçek bir teklif değildi bu. Yani seni babandan korumak için yaptım. Gerçek bir teklif olsaydı, böyle olmazdı. Evli olduğumuza dair... bir kanıtımız olacak yalnızca. Baskı hissetme."

Beni sakinleştirmeye çalışan sesine karşılık onun vücudu da gergin olduğunu belli eden hareketler yapıyordu. Hatta odada en ağır basan feromon kokusu onundu. Zaten sadece Yoongi, Jungkook ve ben kızgınlıkta olduğumuz için bizim kokumuz vardı. Yine de, evet, Jungkook'un kokusu şuan en baskınıydı.

"Jungkook haklı. Ve bunları kendine de söyle, Jungkook. Gerilmenize gerek yok. Sadece bir evlilik." Hobi hyung gülümseyerek konuştuğunda ona baktım. Bizi neşelendirmek için gülümsüyordu.

Reason For Living || Tae-Kook || OmegaverseHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin