dreich

dreich | on dört

Yanlışlar olabilir, kontrol etmedimm. Sadece uyumadan önce atmak istedim. Sabah kontrol ederimm 🫠

...

"Bu kendi grubunla ilk programdı, heyecanlandın mı?"

Felix'in menajeri onu sorulara boğarken Felix sessizce onaylıyordu her sorusunu. Konser bitişiydi ve Felix gerçekten yorulmuştu. İki haftadır Stray Kids'in tüm şarkılarına kendi parti eklenmiş, koreografileri değişmişti. Sekizi de iki haftadır bayılacak gibi olmasına rağmen sesleri çıkmıyordu.

"Yorgunum hyung, uyuyabilir miyim artık?"

Menajer onu onaylayıp geçmesine izin verdiğinde Felix direkt olarak soyunma odasına ilerlemişti. Üstünde ki ceketin düğmelerini çözerken bir yandan da sinirle söyleniyordu. Bu adamı neden menajer yaptıklarını anlamıyordu. Fazla heyecanlıydı, bazı şeylerde Felix'i yönlendirmek yerine heyecanına kapılıp mantıklı düşünemiyordu.

"Sikerler senin mesleğini. Adam gibi yapmayacaksan niye menajer oluyorsun ya? Kim sana menajer olmanı söyledi?!"

Soyunma odasının boş olduğunu düşünerek kapıyı birden açtığında ona dönen gözlerle yanıldığını çok geç olmadan anlamıştı. Hyunjin ile göz göze geldiğinde sinirinin yatışmasına izin vermeden içeri girdi. Kapıyı kapattıktan sonra kilidini çevirdi. Kendi kıyafetlerinin olduğu yere ilerlerken hâlâ söylenmeye devam ediyordu.

Hyunjin şu an gözünün önünde sinirden kıpkırmızı olan bir civciv görürken Felix dışarıdan tatlı göründüğünü bilmiyordu. Kimseyle konuşmak bile istemiyordu. Sadece otele gidip uyumak istiyordu.

Hızlıca düğmelerini çözdüğü ceketi kenara bırakıp kıyafetlerini alarak kabine girdi. Bir yandan hâlâ dudakları arasından bir şeyler çıkıyordu ama kendi bile ne söylediğini anlamıyordu. Normalde bu kadar sinirlenmezdi ancak deli gibi yorgunken saçma soruları da duymak istemiyordu.

Eşofman takımını giydiği an hırkasını üzerine geçirdi. Şapkasını da nemli saçlarını örtmek için kullandı. Kabinden çıktığında Felix hâlâ kendi kendine konuşuyordu ancak bu sefer sesi çıkmıyordu, sadece dudak oynatıyordu.

Hyunjin'in önünden, ona hiç bakmadan çıktığında Hyunjin gülmüştü. Neye bu kadar sinirlendiğini bilmiyordu ancak gözüne tatlı geliyordu bu halleri.

"Deli civciv."

🫂

"Ya ben yorgunum, yorgun! Beni bir salın Tanrı aşkına!"

Felix etrafında dönen stilistler yüzünden daha da delirirken etrafına bakınıyordu. Onu kurtaracak biri yok gibiydi.

"Bay Lee, sabit durmazsanız iğne teninize batacak."

Adam uyarır nitelikte konuştuğunda Felix durdu ancak yine de konuşmaya devam ediyordu.

"Saat sabahın dördü! Bu saatte ne ölçü alması ya? Delirdiniz mi siz?"

"Bay Han böyle istedi."

Felix duyduğuyla dişlerini sıkmaya başladığında gittikçe Jisung'a kinlendiğini hissediyordu. Etrafını saran dört adamı da kendinden uzaklaştırdı. Bedenine sardıkları kumaşı hızlıca çekip çıkarttı. Sadece eşofman takımıyla kaldığında kapıya doğru ilerledi. Arkasından gelen stilistleri umursamadan yan odasında kalan hyunguna ulaşmak için harekete geçti. Kapıyı çaldıktan iki dakika sonra kapı açılmıştı ancak bu süre boyunca Felix sürekli kapıyı çalmıştı.

Jisung uyku gözleriyle kapıyı açtığında önünde Felix'i, arkasında da dört stilisti görmüştü. Felix kapı önünden çekilip adamlara hyungunu gösterdi.