ege:
ne yaptın merter
serap tweetini silmiş
evime gelip benden özür diledi
merter:
bir şey yapmadım
öyle mi olmuş
sevindim
ege:
anlamamazlıktan geliyorsun
ne olduğunu söyleyecek misin
ne dedin serapa
bana nefretle bakıyordu
merter:
ne dediğimi boşver
artık sana tacizci gözüyle bakamayacaklar merak etme
kimsede gelip bulaşmayacak
yani öyle umuyorum
ege:
neler yaşandığını bilmek hakkım merter
merter:
gerçekten bilmek istiyor musun
ege:
evet
yazıyor...lütfen
merter:
ailemi kullandım denilebilir
serapın ailesiyle geçmişimiz var
özür dilemezsen bu yaptığını ailene anlatırım dedim
ege:
tehdit ettin yani
merter:
öyle oldu biraz
ege:
neden böyle bir şey yaptın
yani teşekkür ederim hayatımı kurtarmış gibi oldun
ama ne değişti
bundan keyif alman gerekirdi
merter:
bilmiyorum
bilmiyorum ege
ama emin ol bu olanlardan asla keyif almadım
ege:
pekala
merter:
benden hala nefret ediyor musun
ege:
evet
yaptığın şey için gerçekten teşekkür ederim ama en ufak bir zerre dahi nefretim sönmedi
merter:
anladım
olur öyle
ege:
olmak zorunda
her şeye rağmen benim hayatımı mahveden sensin
merter:
doğru
kapı çaldı mı
ege:
çalıyor şu an
sen nereden biliyorsun
yoksa
merter:
evet benim
ama merak etme gidiyorum şimdi
yere bıraktığım kutu senin için
görüldüege'nin anlatımıyla
merter'in mesajını çatık kaşlarımla okuduktan sonra telefonumu yatağın üzerinde bırakıp odamdan çıktım.
kapıyı açmak için hazırlanan annemi yarı yolda bırakıp ona kendimin bakacağını söyledikten sonra bir şekilde mutfağa girmesini sağladım ve hafifçe titreyen ellerimle kapıyı araladım.
onu her gördüğümde titremelerime engel olamıyordum. muhtemelen travmalarım tetiklendiği için böyle oluyordum fakat kapının önünde olmadığını biliyordum, neden ellerim titremeye devam ediyordu?
sonunda derin bir nefes alıp kapıyı açabildiğimde yerdeki beyaz kutuyu eğilerek aldım ve etrafıma bakınıp geri içeri girdim. içimden bir ses gitmediğini ve bir yerde beni izlediğini söylüyordu.
kapıyı kapatmamla çıkan sesten dolayı annem kafasını mutfak tarafından çıkardığında şüpheci bakışları bir bende birde elimdeki kutuda gezindi. bir şey demeyeceğini anladığımda adımlarımı odama yönlendirdim.
içeri girip her zaman ki gibi kapıyı sakince örttükten sonra yatağıma oturdum. parmak uçlarım kutunun üzerinde gezinirken neden ona güvenip böyle bir şey yaptığımı düşünüyordum.
sonuçta merter, liseye başladığımdan beri bana zorbalık yapan bir insandı. ilk çirkinliğimden dolayı eziklerken sonradan iğrenç eşek şakalarına alet etmeye başlamıştı beni. o iğrenç anıları tekrar hatırlamamla içim ürperirken uzunca bir süre kutuyla bakıştım.
içinden kötü bir şey çıkacağına hazırlıyordum kendimi. en sonunda cesaretimi toplayıp kutuyu açtığımda birden fazla hüptürük paketleriyle karşılaştım. en sevdiğim atıştırmalık olduğu için dudaklarımda ince bir gülümseme yer edinirken paketlerin altındaki küçük toz pembe rengindeki kağıdı çıkardım.
kutudan kötü bir şey çıkmadığı için rahatlamıştım. kısa süre sonra dudaklarımdaki gülümseme asılı kaldığı için saçma bir görüntü oluştuğundan gülmeyi kestim. kendime gelmeliydim, güzel bir şey olmasına rağmen merter tarafından aldığım hiçbir şeyde mutlu olmamalıydım.
katlı kağıdı açıp merter'den beklemediğim düzenli yazıda gözlerimi gezdirdim.
sözüm vardı, afiyet olsun
kaybolan gülümsemem tekrar dudaklarımda yer edindiğinde içime derin bir nefes çektim. bana ne oluyordu böyle? bunu kabul etmemeliydim. beni ucuz biri olarak düşünmemeliydi.
bir anda bana yaşattıkları zihnime dolmaya başladığında nefretle oturduğum yerden kalktım ve elimdeki kutuyla pencereye ilerledim. perdeyi aralayıp camı açtığımda çok geçmeden karşı kaldırımda odamın olduğu camı izleyen tanıdık silüette gözlerim takılı kaldı.
sinirle gözlerim dolarken beni izlediğinin bilincinde elimdeki kutuyu yola doğru fırlattım. içindeki paketler patlayarak yolu pembe renge boyadığında merter'e son bir bakış atıp camı ve perdeyi kapadım.
kutuyu fırlatmıştım fakat küçük not kağıdı hala yatağın üzerindeydi.
telefona mesaj geldiğini bildiren ses geldiğinde dolan gözlerimi kolumun iç tarafıyla sildim ve telefonumu elime aldım.
merter:
neden böyle bir şey yaptın şimdi
ege:
senden nefret ettiğim için
görüldüduz yazi isini beceremiyorum ben napicaz

ŞİMDİ OKUDUĞUN
ay kadar güzel ✶ bxb
Ficção Adolescenteege, merter ve arkadaşları tarafından zorbalık gören bir lise öğrencisiydi. © getdownandrock