10

15.8K 828 169
                                    

ege:

ne yaptın merter

serap tweetini silmiş

evime gelip benden özür diledi

merter:

bir şey yapmadım

öyle mi olmuş

sevindim

ege:

anlamamazlıktan geliyorsun

ne olduğunu söyleyecek misin

ne dedin serapa

bana nefretle bakıyordu

merter:

ne dediğimi boşver

artık sana tacizci gözüyle bakamayacaklar merak etme

kimsede gelip bulaşmayacak

yani öyle umuyorum

ege:

neler yaşandığını bilmek hakkım merter

merter:

gerçekten bilmek istiyor musun

ege:

evet
yazıyor...

lütfen

merter:

ailemi kullandım denilebilir

serapın ailesiyle geçmişimiz var

özür dilemezsen bu yaptığını ailene anlatırım dedim

ege:

tehdit ettin yani

merter:

öyle oldu biraz

ege:

neden böyle bir şey yaptın

yani teşekkür ederim hayatımı kurtarmış gibi oldun

ama ne değişti

bundan keyif alman gerekirdi

merter:

bilmiyorum

bilmiyorum ege

ama emin ol bu olanlardan asla keyif almadım

ege:

pekala

merter:

benden hala nefret ediyor musun

ege:

evet

yaptığın şey için gerçekten teşekkür ederim ama en ufak bir zerre dahi nefretim sönmedi

merter:

anladım

olur öyle

ege:

olmak zorunda

her şeye rağmen benim hayatımı mahveden sensin

merter:

doğru

kapı çaldı mı

ege:

çalıyor şu an

sen nereden biliyorsun

yoksa

merter:

evet benim

ama merak etme gidiyorum şimdi

yere bıraktığım kutu senin için
görüldü

ege'nin anlatımıyla

merter'in mesajını çatık kaşlarımla okuduktan sonra telefonumu yatağın üzerinde bırakıp odamdan çıktım.

kapıyı açmak için hazırlanan annemi yarı yolda bırakıp ona kendimin bakacağını söyledikten sonra bir şekilde mutfağa girmesini sağladım ve hafifçe titreyen ellerimle kapıyı araladım.

onu her gördüğümde titremelerime engel olamıyordum. muhtemelen travmalarım tetiklendiği için böyle oluyordum fakat kapının önünde olmadığını biliyordum, neden ellerim titremeye devam ediyordu?

sonunda derin bir nefes alıp kapıyı açabildiğimde yerdeki beyaz kutuyu eğilerek aldım ve etrafıma bakınıp geri içeri girdim. içimden bir ses gitmediğini ve bir yerde beni izlediğini söylüyordu.

kapıyı kapatmamla çıkan sesten dolayı annem kafasını mutfak tarafından çıkardığında şüpheci bakışları bir bende birde elimdeki kutuda gezindi. bir şey demeyeceğini anladığımda adımlarımı odama yönlendirdim.

içeri girip her zaman ki gibi kapıyı sakince örttükten sonra yatağıma oturdum. parmak uçlarım kutunun üzerinde gezinirken neden ona güvenip böyle bir şey yaptığımı düşünüyordum.

sonuçta merter, liseye başladığımdan beri bana zorbalık yapan bir insandı. ilk çirkinliğimden dolayı eziklerken sonradan iğrenç eşek şakalarına alet etmeye başlamıştı beni. o iğrenç anıları tekrar hatırlamamla içim ürperirken uzunca bir süre kutuyla bakıştım.

içinden kötü bir şey çıkacağına hazırlıyordum kendimi. en sonunda cesaretimi toplayıp kutuyu açtığımda birden fazla hüptürük paketleriyle karşılaştım. en sevdiğim atıştırmalık olduğu için dudaklarımda ince bir gülümseme yer edinirken paketlerin altındaki küçük toz pembe rengindeki kağıdı çıkardım.

kutudan kötü bir şey çıkmadığı için rahatlamıştım. kısa süre sonra dudaklarımdaki gülümseme asılı kaldığı için saçma bir görüntü oluştuğundan gülmeyi kestim. kendime gelmeliydim, güzel bir şey olmasına rağmen merter tarafından aldığım hiçbir şeyde mutlu olmamalıydım.

katlı kağıdı açıp merter'den beklemediğim düzenli yazıda gözlerimi gezdirdim.

sözüm vardı, afiyet olsun

kaybolan gülümsemem tekrar dudaklarımda yer edindiğinde içime derin bir nefes çektim. bana ne oluyordu böyle? bunu kabul etmemeliydim. beni ucuz biri olarak düşünmemeliydi.

bir anda bana yaşattıkları zihnime dolmaya başladığında nefretle oturduğum yerden kalktım ve elimdeki kutuyla pencereye ilerledim. perdeyi aralayıp camı açtığımda çok geçmeden karşı kaldırımda odamın olduğu camı izleyen tanıdık silüette gözlerim takılı kaldı.

sinirle gözlerim dolarken beni izlediğinin bilincinde elimdeki kutuyu yola doğru fırlattım. içindeki paketler patlayarak yolu pembe renge boyadığında merter'e son bir bakış atıp camı ve perdeyi kapadım.

kutuyu fırlatmıştım fakat küçük not kağıdı hala yatağın üzerindeydi.

telefona mesaj geldiğini bildiren ses geldiğinde dolan gözlerimi kolumun iç tarafıyla sildim ve telefonumu elime aldım.

merter:

neden böyle bir şey yaptın şimdi

ege:

senden nefret ettiğim için
görüldü

duz yazi isini beceremiyorum ben napicaz

ay kadar güzel ✶ bxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin