31

4.5K 285 140
                                    

arkadaslar bu arada panoya hic ugramiyorsunuz kendim calip kendim oynuyorum

yazarın anlatımıyla

merter havalimanından arkasında sürüklediği bavulu ve omzuna taktığı siyah sporcu çantasıyla çıktığında kendisini bekleyen lüks arabanın yanına ilerledi. babası geldiğini bilmediği için annesinin bir şeyler ayarlamasını istemişti.

sürücü koltuğundan inen şoför merter'in çantası ve bavulunu seri bir şekilde bagaja yerleştirirken merter, kaldırımda gözlerini gezdirdi. tahmin ettiği gibi ege gelmemişti.

derin bir nefes alıp şoförün açtığı kapıdan arabaya bindi ve dakikasında kendini arayan annesinin aramasına döndü. bu sırada araba çoktan hareket etmeye başlamıştı.

"merter, baban iki gün sonra yurtdışı seyahatine çıkıyor, o zamana kadar sana ayarladığım otelde kalacaksın." annesinin hal hatır sormamasına alışmıştı artık, ruhsuzca onayladı karşıdaki kadını.

"sıkıntı etme anne, dikkatli olurum." bir süre sessizlik olduğunda çok geçmeden annesi titrek bir nefes verdi.

"yapacağın şey için hâlâ kararlı mısın? baban öğrenirse iyi şeyler olmaz biliyorsun." merter gözlerini devirdi.

"seni ispiyonlamam, kocanla aranızı bozacak bir şey yapmıyorum merakın olmasın. size yüz kez bunun sadece basit bir lise aşkı olmadığını anlatmaya çalıştım ama dinlemediniz." merter istemsizce kulağına tuttuğu telefonunu sıkıyordu. annesi oğlunun geçirmek üzere olduğu sinir atağını fark edip aceleci bir şekilde konuşmasını kesti.

"merter tamam oğlum sakin ol, bak ben seni anlıyorum. sadece sordum, ilişkine karışmayacağım. istediğini yapmakta özgürsün." merter bir yandan annesini dinlerken diğer yandan kendisine hakim olmaya çalışıyordu.

"merter bey, geldik efendim." yabancı bir ses konuşmaya dahil olduğunda merter sıkıca kapatmış olduğu gözlerini aralayarak ön koltuktan kafasını uzatmış olan orta yaşlı şoföre ardından geldikleri üniversitenin bahçesine baktı.

"iki gün sonra görüşeceğiz anne, kapatıyorum şimdi." merter annesinin konuşmasına fırsat vermeden telefonu kapatıp arabanın kapısını araladı.

"eşyalarımı otele yerleştirdikten sonra yerini konum atın. numaramı annemden alırsınız." şoför kafasıyla onayladığında merter açtığı kapıdan çıktı ve geldiği üniversitenin önünde bir süre bekledi. ege'nin derste olduğunu düşünüyordu.

"afedersiniz, yardımcı olabilir miyim size?" merter yanında duyduğu erkek sesiyle kafasını yavaşça yan tarafa çevirdi. kendisiyle neredeyse aynı boyda, yakışıklı diyebileceği yüze sahip bir çocuk duruyordu.

"sanmam, erkek arkadaşımı bekliyorum." merter saklama gereği duymadan ruhsuz bir sesle karşılık verdiğinde yanındaki beden kaşlarını havalandırdı.

"anlıyorum, erkek arkadaşınız hangi fakültede?" merter gitmesini beklediği kişiden ikinci soruyu aldığında sol yumruğunu sıktı fakat kendine hakim olup gülümsemeye çalıştı.

"veterinerlik." kısaca yanıtladığında yabancı çocuğun dudakları yukarı doğru kıvrıldı.

"ne tesadüf, benim erkek arkadaşımda aynı fakültede." merter'in kaşları çatılırken kurumuş dudaklarını diliyle ıslattı ve yanındaki çocuğa ilgili olduğunu düşündüğü bir bakış attı.

"ne güzel, merter ben bu arada memnun oldum." merter vücudunu tamamen döndüğü çocuğa elini uzattı.

"yağız, bende memnun oldum merter." merter tescillediği düşüncesi karşısında elini tutup sıkan yağız'ın yüzünü dikkatlice inceledi. kendinde olmayıpta ege'nin olduğunu düşündüğü bir şey arıyordu.

ay kadar güzel ✶ bxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin