-3-

86 7 9
                                    

Okulun önüne geldiğimde kafamda yavaş yavaş söyleyeceklerim oluşmuştu.Aslında tepkisini de az çok tahmin edebiliyorum.Sarp istediklerinin olmasına alışmış biri ve o istemeden hiç bir şey olmayacağının sonuna kadar arkasında ama bu sefer onun değil benim söylediklerim olacak.O istiyor diye asla onunla birlikte olmam.Aslında Sarp'tan hoşlanıyorum beni etkiliyordu ama beni kendinden soğutmayı başardı artık ondan nefret etmeye bile hazırım.İnsan aşık olduğu insanın yanında durmaz mı? Bence durmalı.Ama Sarp hiçbir zaman benim yanımda olmayı tercih etmedi hep gitti ve şimdide ben gideceğim...

Okulun içine girdiğimde etrafta nöbetçi öğrencilerden başka kimse gözükmüyordu.Derse girmiş olmalılardı.Saate bakmak için arka cebime koyduğum telefonumu çıkartıp saate baktım.Saat 09.15'di ve zilin çalmasına yaklaşık daha on beş dakika vardı.Telefonumu cebime geri sokup okulun dışına doğru yürüdüm.Arabaya binip okulun yakınlarına yeni açılmış olan daha tabelasına ismi bile yazılmamış olan daha doğrusu adının rüya kafesi olacağını duyduğum kafeye gittim.

İçeride sakin ve sessiz bir ortam vardı.Camın kenarına doğru yürüyerek boş bir masaya oturdum.Canım bir şeyler yemek istemiyordu gerçi pekte aç olduğum söylenemezdi.Bundan dolayı garsondan bir çay getirmesini rica ettim.Çayın gelmesini beklemeden çantam da duran sigaramı ve çakmağımı çıkartarak sigaramı yaktım.Sigaranın dumanı içimi sarıyordu.Bundan rahatsız olmuyordum.Çünkü alışmıştım ailem ölmeden önce içmeye başlamıştım zaten bu naleti. Beynimi sarıyor ve beni rahatlatıyor hatta bir çeşit zevk.İçkide öyle aslında benim için ama içkiyi sadece çok siniri olduğum zamanlarda içerdim...Çayımı yavaş yavaş yudumlarken Güneşin iyice ortaya çıktığını var ettim.Güneş ışığı gözümü alıyordu ama rengi de bir o kadar büyüleyiciydi...Güneşin ortaya bu kadar çok çıkması bana okulu hatırlatmıştı.Masanın üstünde duran telefonumdan saate bakarak ders zilinin çaldığını fark ettim.Çayımdan son bir yudum alarak parayı ödeyip çıktım. Kafenin okulun yakınlarında olması işime geliyordu çünkü buraya kaçamak yapmayı seviyordum...

Okulun önüne geldiğimde öğrenciler yavaş yavaş içeri girmeye başlamıştı.Koşar adımlarla okulun içine girdim.Okulun içine şöyle bir göz attığımda müdürün etrafı incelemekte olduğunu gördüm.Ona görünmeme çabaları ile aradan süzüldüm ve bu gibi şeylerde oldukça başarılıydım.Hızlıca merdivenleri çıktıktan sonra sınıfa girdim.Sınıfa girdiğimde Güneş yalnızdı ve meraklı gözlerle bu saate kadar ne yaptığımı anlatmamı istercesine gözlerimin içine bakıyordu.Ama ona her şeyi açıklayacak vaktim yoktu.Güneş'i "sonra" diyerek geçiştirdim.Sıraya doğru yürürken Güneş'e meraklı gözlerle bakarak.

''Sarp nerede?''

''En son kantine gidicem demişti gelir birazdan.Ne oldu ki?''

''Konuşmam gerek.''

''Şimdi mi?''

''Evet.Ben Sarp'ı bulmaya gidiyorum gelirim birazdan.''

Sınıftan ayrıldıktan sonra kafamda ne diyeceğimi toparlamaya çalışırken kantine doğru yürüyordum. Sarp'ın aynı yere oturmuş olacağını tahmin ederek oraya doğru yöneldim.Tahminim doğruydu her zaman ki yerinde oturuyordu...Omzuna hafifçe dokunarak,

''Sarp''

Sarp arkasını hızlı bir şekilde bana döndü.

''Aşkım ne ara geldin?'' Derken yanağımı hafifçe öptü.

''Biraz konuşabilir miyiz?''

''Peki''

Sarp tepkisiz bir şekilde masadan kalkarak arkamdan gelmeye başladı.Genelikle Soyunma odalarının olduğu yerde konuşurduk.Çünkü öğrenciler buraya fazla uğramazdı sadece beden derslerinde...

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 20, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

BELAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin