Oy ve yorum yapmayı unutmayınnnn muahhh
"iyi hissettiğine emin misin avukat"
Boranın 33. Kez sorduğu soruya 33. Kez bıkkınlıkla cevap verdim
"evet müvekkil, iyiyim evet"
Ya bora fazla şüpheci yaklaşıyordu ya da ben fazla umursamazdım. 2 kez doktor muayenesinden geçmiş suan ise boranin evinde dinleniyordum. Adamın evi saray gibiydi her yerden oda çıkıyordu... Haremi de var mıdır acaba. Umut ve oğuz birlikte yemek hazırlarken ben ve bora da doktora pansuman yaptırmak için yukarı kattaydık. Az sonra genç doktor elindeki pansuman malzemeleri ile içeriye girdiğinde önce boraya yöneldi.
Bora hiç bir şey söylemeden elini uzattı ve beklemeye başladı. Doktor bir yandan kremlerin kapağını açarken bir yandan boraya dönmüştü
"biraz canınız acıyabilir"
Diyerek uyardı onu. Bora sorun yok dercesine omuz silkti. Böylece pansuman işlemi başlamıştı ancak boraya yapılan pansumanda benim bile daha çok canım yanmıştı ama adam mimik bile değiştirmeden öylece bitse de gitsek diye bekliyordu. Elinin sargısı da bittiğinde sıra benim ipler yüzünden kesilen bileklerime gelmişti. Doktor tentürdiyot dökmeden önce uyardı
"biraz acıtabilir-"
Ben sorun yok demeye kalmadan bora hızla doktorun sözünü kesti
" acıtmayanı yok mu. Ya da biraz uyuştursak."
Doktor alayla gülerken bora sadece endişeyle bakıyordu... Oysa Kendisine pansuman yapılırken endişe duymamıştı bile.
"korkmayın fazla canı yanmayacak"
Diyerek borayı rahatlatmaya çalıştı. Bora tamam dercesine başını sallarken doktor tentürdiyot döktüğünde söylediği gibi hafif bir acı olsa da dayanılmayacak kadar fazla değildi. Pansuman işlemi fazla uzun sürmemişti, doktor odayı terk ederken ben ilk defa odanın içini inceleme fırsatı bulmuştum. Oldukça sade bir odaya benziyordu aynı zamanda iç açıcı duruyordu da. Odanın şehre bakan duvarı bastan aşağıya camdan tasarlanmıştı. Genellikle beyaz ve kahverengi renklerle donatılmıştı. Çift kişilik yatağın iki tarafında bulunan kahverengi komodinler ve bu komodiklerin üzerinde duran yapay papatyaları görünce güldüm
"burası sizin odanız mı"
Dedim. Yanımda oturan adam sakince başını sallamakla yetindi. Açıkçası o adamdan bu kadar ferah bir oda beklemediğim kesindi. Umut ve oğuz aşağıda beni kaçıran urazla ilgili bilgi alıyorlardı. Muhtemelen oğuz, Urazı buna pişman etmek için her şeyi yapacaktı. Oğuzun da benim de birbirimizden başka kimsemiz yoktu. Bu yüzden birimizin canı yanarsa öbürümüzün daha çok yanardı
Garip ama içimde oluşan sebepsiz bir gerginlik vardı. Aslında bu gerginliğin olmaması gerek, bir avukat olarak her insan tipine alışkınım ama şuan gerginlik oluşuyordu
Sanırım bunun sebebi adamın yatak odasında sadece ikimizin olmasıydı.
"o adam kimdi"
Dedi. Uzun süre sonra bakışlarını yerden çekip bana baktığında kalbimin hızlandığını hissettim. Neyse ki kontrol altında tutmayı başarmıştım. Ayrıca ne diye bu şekilde soruyordu ki. Bana mı sinirliydi.
"ben, şey..."
Sen ney emre konuş artık... Konuş yoksa rezil olacaksın.
"üniversiteden eski bir arkadaşım"
Dedim. Boranın sesi yüksek veya sinirli çıkmıyordu ama öyle bir soruş tarzı vardı ki elimde olmadan titredim. Sonuçta bu adam bir seri katil olabilecek potansiyele sahipti. Net şekilde seri katil o diyemezdim, ama o potansiyel vardı. Ayrıca bugün gördüğüm o Urazı yumruklayan adam, tam bir seri katile benziyordu. İşimi garantiye almak için bu adama seri katilmiş gibi temkinli yaklaşacaktım
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gönül Davası Bxb
Aksi‼️Hikayemiz +18 ve boylove içerir lütfen bunu bilerek okuyunuz ‼️ Katil bir mahkum... Mesleğinde yeni olan genç bir avukat... Bu dava hiç kolay olmayacak. Ah hayır... Sıradan bir mahkeme davası değil, gönül davasından bahsediyorum. Emre aktan 23 yaş...