10 | BÖLÜM:
Kuşların cıvıltıları, temiz havanın huzur dolu kokusu. Bunlar insanı mest eden şeylerdi.
Kendimi şuan güzel bir sıcaklıkta hiss ediyordum. Yerimden kalkmak bile istemiyordum fakat arkadaşlarımın sohbeti ve burnuma gelen mis gibi kokular daha çok ilgimi çekmişti.Gözlerimi açtım yavaşça. Jisoo gitmişti. Çeketi ise üstümdeydi. Yavaşca yerimde doğruldum. Kollarımı açarak esnedim. Hayatımda aldığım en huzurlu uyku diye bilirdim. Sabahın ufak serinliği ile ceketi üzerime attım ve çadırdan çıktım. Herkes kurdukları masa başında toplanmıştı. Kokuların geldiği yere baktığımdaysa Namjoon, Lisa ve Taehyung sosis, salam gibi şeyler kızartıyorlardı.
Yoongi ve Jimin etraftan topladıkları odunları getiriyorlardı. Rosé masayı düzenlerken diğerleri de oturuyordu. Jisoo ayak sesimi duymuş anında bana bakmıştı. Bana bakması bile beni heyecanlandırıyor ve aklımı yitirmeye sebep oluyordu. Eliyle yanını pat patladı. Hemen yanına oturup kafamı omzuna koydum. Çok rahattı.
Oysa çoktan saçlarımı okşamaya başlamıştı.Roséye yardım amaçlı kalkıp bir şeyler yapmaya başladım. Düzenlerken Jisoonun gözlerini üzerimde hissedebiliyorum. Masaya dalmışken Namjoonun bağırışını duyduk. "Lan gerizekali yaktın sosisi çevirsene!" Taehyung elindekini kaldırıp bağırdı. "Sosisin rengi öyle amina koyim!"
Gerçektende aldıkları sosisin rengi öyleydi. Sanki az önce bağıran o değilmiş gibi Namjoon sakince 'Heeee' Diyerek işine devam etti.Yoongi ve Jiminde topladıkları odunları bir köşeye bırakıp masaya çoktan oturmuşlardı. Jimin bir anda hevesle el hareketleriyle konuşmaya başladı. "Gezinirken ne bulduk biliyor musunuz? Göl. Aşağıda göl var ve suyu sıcacık." Şaşırdım. Çünkü buralarda göl olduğunu biliyordum fakat bu kadar yakınımızda olduğunu bilmiyordum. Yoongi sevgilisini onayladı. "Evet garip bir şekilde şu sıcak." Hoseok yüzünü buruşturarak "Acaba hayvanlar içine mi işemiş ya?"
Herkes garip bir şekilde ona bakarken kendini savundu. "Ne oğlum olamaz mı?" Jimin sinirle
"Ya sen ne kadar mal birisin? O kadar hayvan işeseydi suyun rengi değişirdi her halde." Ben 'ciddi misin?' Der gibi bakarken Jungkook eliyle kafasına vurdu Jiminin. Herkes gülerken Namjoonla Taehyungda kızarttıkları sosis ve salamları getirmişti."Getirin amina koyayım nerde pişiriyorsunuz cehennemde mi?" Aç Yoonginin sorusuna karşılık Lisa: "Aynen kanka zebaniler seni sordu bekliyorlar." Demişti. Yoongi dil çıkardı. Jin dedikodu moodunu aktif ederek konuşmaya başladı. "Aaaa zebani efe müslüman olmuş gördünüz mü?" Jisoo kaşlarını çatarak "O kim?" Diye sordu. Jinse "Onu söyleyemiyoruz malasef." Demişti. Ortam bir anda gülüşme sesleriyle patladı. Garibimse hâlâ anlamamıştı.
Rosé ve ben sosisleri ve salamları kesip herkese dağıttık. Oturup yemeye bizde başladık. Nefis olmuştu ama sanırım beğenmeyen biri vardı. Yoongi "Bu niye böyle tadıyor lan?" Lisa gözünü devirip konuştu. "Seninkine bizzat zehir kattımda ondan." Yoongi daha yutmadığı sosisi yere tükürdü. "Lan mal niye tükürdün?" Yoongi sahte sinirle. "Sen manyaksın oğlum yaparsın."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Born Red // Texting+Düz Yazı✔️
FanfictionKadın düşmanlarının olduğu bir ülkede onların sonunu getiren azılı bir seri katil? Bangtanpink ship değildir! Shipler: Taekook Yoonmin Namjin Jensoo Chaelisa