İKİNCİ OK

1.3K 112 127
                                    

__________★

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

__________★.★.★__________

Ekim ayının sonları, kurumuş yapraklar Cenan'ın en sevdiği sarı rengine bürünmüş; yere doğru seyahate çıkmışlardı çoktan. Sahile varmadan köşedeki sahil meyhanesinin guguklu saatinden gelen tıkırtı sesi akşam on biri gösteriyordu.

İstanbul yağmurluydu fakat gökyüzünde ne tek bir bulut vardı, ne de bir yıldız. Gecenin rüzgarıyle birlikte canlanan dalgaların şıkırtısı eski derme çatma bir evin kapalı perdelerine çarpıp son buluyordu.

Kültür Merkezinin önünden ayrılalı dört veya beş dakika olmuştu. Yavaş yürümelerinden dolayı çıkan ayakkabı gıcırtısının sesi hiç de rahatsız edici değildi. Cenan kolunu Arif'in omzundan aşırmış dinlendiriyordu kısa omuzda. İkisinden de çıt çıkmıyor, dakikalarca süren yürümelerinin sonucunda neredeyse vardıkları sahilin sesi geliyordu kulaklarına.

Cenan'ın parmakları, Arif'in karışık saçları arasında dolaşmaya başladı. Nazik dokunuşlar, Arif'nin yüzündeki gergin ifadeyi hafifletti. Siyah saçların her telini hafifçe okşuyordu. Arif'in nefesi hem yorgunluktan hem de vücudunu saran heyecandan dolayı hızlı bir şekilde göğüs kafesini indirip kaldırırken suratında minik bir gülümseme yer etti.

Garip bir şekilde Arif'in duygu geçişlerini izlemek çok keyifliydi Cenan'a göre. Onu kızdırmak, istemeden de olsa üzmek, sevindirmek veya kahkaha attırtmak oyunculuk kariyerinin yanında en sevdiği şeyler arasında yer alıyordu. Gülünce gözlerinin kenarında oluşan kırışıklıklar veya dudağının altındaki benin gülümseyince oluşan çizgilerin arasına saklanması Cenan'ın hoşuna gidiyordu.

Arif hastanede veya evde kaldığı süre boyunca Cenan onu elinden geldiği kadar ziyaret etmiş ve her zaman onun yanında olduğunu belirtmeye çalışmıştı. Suratındaki rengin yok olmasını izlemek bir eziyetti Cenan için. Veya sahneye onsuz çıkmak, eskiden eşyalarla dolu olan bir evin bomboş salonunda tek başına oturmak gibiydi aynı. Ekip arkadaşları varken bile o kadar yalnız ve eksik hissediyordu ki bazen skeç yazsa bile oynamıyordu çoğunluğunda.

Havanın soğukluğunu kolunun altındaki beden titremeye başladığında fark edebilmişti ancak. En fazla otuz metrelik uzaklıkta kalan balık ekmekçi yolun ucundan gözükürken Cenan, Arif'i biraz daha kendisine çekti. Arif'in üşümesi hiç şaşırtıcı değildi Cenan için. Öğleden sonra ettikleri dansta elini Arif'in beline koyduğu an üzülmüştü biraz. Arif tedavisinde oldukça kilo vermiş, kemiklerini sayabileceği kadar zayıflamıştı. Eski sağlıklı halini görmek için de elinden geleni yapmak istiyordu fakat bunu Arif'e söyleseydi muhtemelen geri çevirilirdi. Bu yüzden ona çok fark ettirmeden yemeğe çıkartacaktı.

Kolunun altındaki omuz hareketlenince kafasını aşağı indirdi. Arif göğüsünün üstüne elini koymuş kaşlarını çatıyordu. Skeç bittikten sonraki hali geldi aklına Cenan'ın. O zaman da göğüs kafesini yokluyordu elleri sanki bir şey varmış gibi.

cupid || arcenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin