0.1

2.8K 129 2
                                    

Medya;

.

Elimin üzerinde bir el, kulağıma söylenen bir ninni. Kimdi, bilmiyordum ama abim olmadığı kesindi.

Elimi, o elden çektim. Ardından gözlerimi araladım. Hemen yanımda duruyordu. Bakışları üzerimdeydi.  

Gözlerimi çektim.

Yattığım yerden doğrulurken, bana yardım etmeye çalışmıştı ama elini itmiştim. Üzerimdeki örtüyü kenara atarak ayağa kalktım.

"Kumru," Karşılık vermedim. Odada yanlızca ikimiz vardık. Ve ben bundan nefret ettim.

Kapıya doğru ilerlerken, onun da ayağa kalktığını görmüştüm. Kapının kolunu tuttuğumda, beni engelledi ve kendine çevirdi.

"Kumru, bak mahkemenin verdiği karar-"

"Kes sesini!" Bağırdığımda irkilmedi ama beklemediği bir hareket olduğunu anlamıştım. "Çocuk oyuncağı olduğunu mu sanıyorsun?!" Kolumun üzerinde olan elini ittirdim. "Beni abilerimden ayırdın! Bunca zaman bana aile olan adamlardan ayırdın beni!" 

Alayla güldüm. "Sen sadece neysin biliyor musun?" Kendime çoğu kez söylediğim kelimeyi, bu kez karşımda duran adama söyledim. "Bencilsin." İttirdim ama duydukları karşısında sarsılması dışında hiçbir şekilde hareket etmedi.

Arkamı ona döndüm ve odadan çıktım. Gözümün önü bulanıktı. Nereye gittiğimi dahi bilmeden yürüyordum.

Bunu hak etmişti. Belki de çok daha fazlasını hak ediyordu.

"Kumru!" Abimin sesi doldu bu kez kulağıma. Hızlı adım seslerini duydum arkamdan. Dönmedim. Beni ağlarken görmesini istemedim.

Oysa tüm göz yaşlarımı iki abimin omzunda dökmüştüm.

Kollarını, beni kendine döndürmeden belime sardığında, kafamı geriye yaslama ihtiyacı duydum. Gözlerimi sıkıca kapatırken, onun da derin nefesleri kulağıma doluyordu.

"Bir şey olacak diye çok korktum." Dedi acı içinde. "Çok kötü görünüyordun orda." Derin bir nefes verdim.

"Kartal abim, nerde?" Bu sırada onun da sesini duymuş, nerde olduğunu öğrenmiştim.

"Kumru," Gözlerimi araladığımda, hemen önümüzde koşar adım yanımıza geliyordu. Kutay abim, belimdeki ellerini yavaşça çekerken, Kartal abim yanımıza ulaşmış beni kendine çekmişti.

Kollarımı beline sararak, kulağımı göğsüne yasladım. "İnan ne yasalar, ne de o aptal mahkeme umrumda. İstersen bu ülkeden kaçar gideriz." Başımın üzerine uzun bir öpücük kondurdu. "Her ne olursa olsun benim kardeşimsin ve ben kardeşimi tanımadığım insanların eline veremem."

Kollarım sıkılaşırken, o da benden farksız değildi. Gözyaşlarım usulca yanaklarımdan süzülürken, "Sizden ayrılmak istemiyorum." Dedim çaresizce. "Siz... Siz benim tek ailemsiniz."

Kartal abim, beni kendinden uzaklaştırarak yanağımdan akıp giden yaşları sildi avuç içleriyle. Ardından gözlerimi öptü sakince.

"Seni bizden kimse koparamaz." İnançla söylediği söz, benim de umutlanmama neden olmuştu. Umuyordum ki o umut sönüp gitmezdi.

Batan Kırık Cam Parçaları Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin