Kumru'dan...
Kapının defalarca kez çalınması ile gözlerimi araladım. Kutay ve Kartal abimin arasında uyumuştum tüm gece ve çok da rahattı yerim.
"Ben bir bakayım," diye mırıldanıp gözlerini ovalayarak kalkmıştı Kartal abim. Onun arkasından Kutay abim ve bende kalkarak birbirimize bakmıştık bir süre.
"Günaydın," dedi saçlarımı karıştırarak. Burun kıvırıp gülümsedim. "Günaydın." Kutay abim ayağa kalktığında bende peşinden kalktım. Beni kolunun altına alarak yürümeye başladığında, kolumu beline sardım ve kafamı omzuna koydum.
"Bunları akşam üzeri bir kafede konuşalım." Kartal abimin sert sesi ile gözlerimi kısarak daha net görmeye çalıştım kapıdaki kişiyi.
"Zaman kaybetmeye gerek yok," Vücudum kasılırken, abilerimden ayrılma düşüncesi midemin bulanmasına neden olmuştu. "Herşey ortada zaten."
Doğruydu, herşey ortadaydı. Mesela onlarla kalmak istememem gibi ya da abilerimden ayrılmak istememem gibi.
"Serkan Bey," Abim tekrar konuşacakken, Kutay abim ve beni görmesi ile sustu. Yanlarına gittiğimizde, Serkan Bey'in yalnız olmadığını ve Kaya'nın da geldiğini gördüm.
"Abi," diye mırıldanarak Kartal abime döndüğümde, aynı anda Kaya da bana dönmüştü. "Ne oluyor?" Kartal abim karşısındaki insanlara kısa bir bakış atmış, sonrasında
"Yok bir şey." Diye kısa bir cevap vermişti. Bakışlarım bu kez karşımdaki iki adama döndü. Göz göze geldiğim Serkan Bey ile yutkundum.
"Var bir şey," dedi gözlerime bakarak. "Abilerinle seni akşam yemeğine davet ediyoruz." Kaşlarım çatıldığında, Kutay abimin de sinirli bir soluk verdiğini hissettim.
"Bizim bugün işlerimiz var. Başka bir gün bu teklifinizi düşünürüz." Derin nefesler alarak konuşan Kutay abim ile Serkan Bey kaşlarını çattı.
Serkan Bey eğer beni zorlamasaydı, herşey daha iyi olabilirdi. Abilerimin de kızdığı şey buydu zaten. Onlardan kopmadan ailemle tanışmamı istemişlerdi aslında ama Serkan Bey herşeyi zora sokmuştu.
Abilerim en azından tanışmamı istiyordu ama ben istemiyordum. Bilmiyordum, içimde kötü bir his vardı onlarla tanışmakla ilgili ve ben bunu sevmemiştim.
"Herşeyi bugüne ayarladık. İşinizi biraz erteleyebilirsiniz bence." Kartal ve Kutay abime bakarak söylemişti. Kartal abim, Kutay abime ve bana bir bakış atarak
"Saati ve adresi mesaj olarak atarsınız. Numaram var zaten." Ortam o kadar gergindi ki, sol elimi yumruk yaptığım için avcuma batan tırnaklarım canımı acıtmaya başlamıştı.
"İyi günler." Diye memnunca konuştu ve gülümseyerek hepimize baktıktan sonra arkasını döndü Serkan Bey.
"Avcunu aç, Kumru." Kaya'nın dediği şey ile gözlerim ona dönmüştü. O ise avcuma bakıyordu. Sol avcuma. Kartal abim ve Kutay abimin de gözleri elime döndüğünde, yumruğumu açtım. Kaya da arkasını dönüp gitti.
Kartal abim kapıyı kapattıktan sonra eli ile anlını ovaladı. Gözleri tekrar elime kaydığında, elini uzatarak bileğimi tuttu. Avuç içime bakarak bir şey olmadığını, sadece bir kaç tırnak izi olduğunu görünce öptü.
"Üzerinizi giyinin de kahvaltıyı dışarıda yapalım." Kutay abim ile kafalarımızı salladığımızda, bileğimi bırakarak yanımızdan geçip gitmişti.
"Bir bu eksikti." Kutay abimin bıkkınca mırıldanışı ile oflamıştım. Gerçekten insana rahat vermiyorlardı. Bir şeyleri hazmetmemizi, düşünmemizi beklemiyorlardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Batan Kırık Cam Parçaları
ChickLit/Aile Kurgusu/ Bunca yıllık abilerinden ayrılmak istemeyen Kumru, karşısında dimdik duran ve kararından emin adamdan kaçamıyordu. Her ne kadar kabul etmek istemese de babasıydı, o. İstemese de velayetini almıştı. Ne olacaktı? Ne olmalıydı?