Bir haftadır Beren ile doğru dürüst vakit bile geçirmiyorduk. Aynı sınıfın içinde uzak düşmüştük kendimize. Benden uzaklaşıyordu bunun farkındaydım. Ama dur diyemiyordum. Çünkü aramıza kalın bir duvar örmüştü ve bende bu duvara toslayıp duruyordum. İçimde ona karşı büyüyen sevgi seli durmak bilmiyordu. Sabah uyandım ve yüzümü yıkadıktan sonra üstümü değiştirip okulun yolunu tuttum ve günün ilk sigarasını Beren'in adına yaktım. Okula geldiğimde beklenmeyen bir manzara ile karşı karşıya kalmıştım. Beren,yan sınıfın sözde futbolcusu Mete ile konuşuyordu. Önyargılı davranmak istemedim. Ama okuldaki tek arkadaşım Gizem "ikisi bu aralar çok yakın" dedi ve içimdeki öfkenin kapısı böylece açılmış oldu. Tenefüste Mete'yi buldum ve yanına doğru gittim. Öfkemi bir türlü dindiremiyordum. Mete dönüp bana baktı ve "Ateş bir şey mi var?" 'Var lan ibne' diye bağırmak istedim o anda. Ama bir şey demedim. Arkadaşlardır diyip kendimi avutmak istedim.
Okulun kapanmasına bir hafta kala kimseyle kavga etmek istemiyordum. Bu yüzden sürekli kendimi dizginliyordum. Bir gün çıkışta Beren'i ilk defa Mete olmadan tek başına gördüm ve hemen yanına gittim. Beren gözlerini sürekli benden kaçırıyordu ama aldırış etmedim çünkü içimdeki merak dinmek bilmiyordu. Beren dedim "Beren sen bu Mete ile nasıl bu kadar yakın olabilirsin" dedim. "Mete benim çok yakın bir arkadaşım. Artık biz diye bir şey kalmadı Ateş anlamıyor musun? Hem bunlar seni ilgilendirmez" dedi . Sustum. Beren'in yanından hiçbir şey demeden ayrıldım ve evime doğru yürümeye başladım.
1 hafta boyunca Beren hakkında ne kimseyle konuştum ne de onun olduğu yerlerde bulundum. Beklenen karne günümüz de gelmişti. Artık kararlıydım. 3 ay boyunca kafamı toplayacaktım ve her ne olursa , her kim olursa olsun artık geleceğime bakacaktım. Sonunda karnelerimizi aldık ve Beren ile son kez göz göze geldik. Birbirimize baktığımız sırada Mete geldi ve ikisi birlikte gittiler. Bende cebimden bir Marlboro Red çıkarıp tüm duygularımla birlikte yaktım...