Okula girdim, insanlardan oldum olası nefret etmişimdir, sınıfa girdiğimde taehyung yoongi'ye bağırdı.
"Nasıl unutursun yoongi"
Sinir ile yanlarına gidip oturan yoongi' nin boynuna sarıldım ve gülerek taehyung'a baktım.
"Bir daha o sesin yoongi ye yükselirse almak zorunda kalırım tae, dikkat et"
Taehyung bir adım geri çekilerek konuştu.
"Ama hoseok bu gün adak günü, sıra yoongi de ve unutmuş"
"Buluruz, değil mi sevgilim"
"Evet sevgilim"
Taehyung göz devirip gittiğinde yoongi'ye eğildim, dudaklarını öperek güldüm.
"Günaydın"
"Günaydın bebeğim, yine çok seksiydin"
"Hmm öylemiydim?"
Beni kendine çekerek bacaklarına oturttuğunda güldüm, elini baldırıma koyarak sıktı.
"Öyleydin, yine beni azdırıyorsun"
"Akşam ateşini söndürebilirim"
"Şimdi de fena olmazdı"
"Okulda yapmayı sevmiyorum"
"Öyle olsun bakalım"
Boynuma bir öpücük bıraktığında turuncu saçlarını geri attım ve kısıkça konuştum.
"Adak?"
"Biliyorsun, saçma vampir geleneği ve sadece bizim kabilede var"
"İnsan mı lazım?"
"Maalesef"
"Hallederim"
"Ama-"
"Yoongi iyi olmaya çalışma, beceremiyorsun"
Sırıtarak göz devirdi, keskin gözleri tehlikeli bakıyordu.
"Çok uğraşmıştım halbuki"
Güldüğüm de zil çaldı, göz devirdim.
"Neden hala lise okuyoruz anlamıyorum, bu 25. Lise oluyor"
"Çünkü 19 yaşında görünüyoruz"
"Haklısın"
Bacaklarından kalkarak yanında olan masaya oturdum, taehyung ve yoongi aynı vampir kabilesindeydi, ben ise çeşitli güçlere sahiptim, yoongi ile yirmi yıl dır çıkıyorduk.
Hoca girdiğinde göz devirdim, jungkook konuştu.
"Pekala, savaşlara geldik, hoseok bir fikrin var mı?"
Canım abim beni çok severdi, geri yaslanıp kollarımı bağladım.
"Bir avuç toprak ve bağımsızlık için bir birinin kanını akıtan insanlar, ama şuana bakarsak da tamamen özgür değiliz, yine başımızda bizi koyunmuşuz gibi yönlendiren birini seçiyoruz"
"Neyse, açık fikirlerin için teşekkür ederim"
Yoongi gülerek geri yaslandığında jungkook göz devirip anlatmaya başladığında yoongi'ye dönerek onu süzdüm, iki düğmesi açık olan gömleğinden beyaz teni parlıyordu.
Yutkunarak yüzüne baktım, keskin gözleri, dolgun kırmızı dudakları, yumuşak yüz hattı, kalın sesi ve ona yakışan turuncu saçları, kediye benziyordu ama aşırı derece çekiciydi, kırmızı gözlerinden bahsetmek istemiyordum bile, soğuk teni için yanıp tutuşuyordum.
Bana dönerek sırıtıp göz kırptığında güldüm, zil çaldığında herkes dışarı çıktığında jungkook önümde durdu.
"Hoseok politikacı görüşlerini paylaşma"
"Bana soru soran sensin"
"Sana savaş dedim, politika demedim"
"Neyse ne"
Kalktığımda yoongi de kalktı, jungkook kafama vurduğunda göz devirdim, yoongi elimi tutunca koluna sarılıp sınıftan çıktım.
Kenarı geçerek insanlara baktık, yoongi'ye döndüm.
"Seçtin mi?"
"Evet, şu kısa sarı saçlı olan, kaybolsa kimsenin umurunda olmaz"
"Güzel"
Yanına giderek omuzuna dokundum, bana döndüğünde elimi saçlarıma geçirdim.
"Konuşalım mı?"
"H-hoseok, olur tabi, konuşalım"
Heyecanına sırıttım, okulda yoongi, ben, taehyung ve jungkook ismimiz çok ünlüydü.
Kız ile kuytuya geçtik, parmaklarımı dudaklarına bastırdım, gözlerim mor olunca gözlerime daldı, konuştuğumda kafasını salladı.
"Gece saat on bir de okul kapısında ol"
Kafasını salladığında geri çekildim, kafasını iki yana salladığında yanından ayrıldım, anlamayarak bana baktığında umursamadım.
Yoongi' nin yanına giderek durduğumda ıslak mendil uzattı, alarak ellerimi sildim, başkasına dokunmamdan haz etmiyordu.
Belime sarılıp beni sertçe yanına çekerek hırçınca dudaklarımı öptüğünde gülerek karşılık verdim.
Sert hallerini seviyordum.
/
HELLOO
/
Başladığınız tarihi yazınıız
/