İki gün oldu ama hala yoongi yoktu, zorla ağızıma bir şeyler tıkıştırdım, kalktığımda kapı çaldı, koşarak açmaya gittim.
Yoongi yi görünce sıkıca boynuna sarıldım.
"Seni çok özledim"
Beni kucağına alarak kapıyı kapattı.
"Biraz konuşalım"
Geri çekilerek gözlerine baktım.
"K-konuşalım"
Yukarı çıktık, odaya girdik ve yatağa oturduk, gözlerini etrafta dolaştırdı ve yutkunarak bana döndü.
"Hoseok, bunu söylemek çok zor"
"Neyi söylemek, seni özledim bile demedin"
Kollarımı göğüsümde bağlayıp dudaklarımı büzüğümde aynı anda konuştuk.
"Sarılmadın-"
"Ayrılalım-"Ne dediğini anladığımda gözlerim dolarken donmuş şekilde kaldım, ellerini omuzlarıma koyarak sıktı.
"Üzgünüm hoseok, daha fazla devam edemeyiz"
"N-ne diyorsun sen, Ne ayrılması"
Bağırdığımda kafasını eğdi, ağlamaya başladım.
"Yoongi, lütfen beni bırakma, sorun ne ha sorunu söyle çözelim, bizi ayırma"
"Üzgünüm hoseok, devam edemeyiz"
Kalktığında bende kalkarak kolunu tuttum.
"Lütfen yapma, ben yapamam yoongi, sensiz yapamam"
Elini çekerek kapıyı açıp aşşağı indiğinde bende indim, elini tutarak sıktım.
"Yoongi, bizi bitiremezsin, geçirdiğimiz zamanı öylece çöpe atamazsın"
Diğerleri bize döndüğünde yoongi sinir ile elini çekti.
"Bitti hoseok, seni istemiyorum, aklın almıyor mu ha, biz diye bir şey yok artık"
"Y-yoon-"
"Kes artık, bitti"
Arkasını dönerek evden çıktığında diğerleri sessizce ve şaşkınca kapıya bakarken bir adım dahi atamadan dizlerimin üstüne çöktüm.
Gözlerimden ard arda yaşlar akarken hıçkırıklarım çoğladı.
"Gitme"
Babamlar yanıma gelip oturdu, namjoon babam sıkıca sarıldı.
"Sakin ol güzelim"
"B-bitti dedi, gitti"
Beni kaldırdıklarında başım döndü, jungkook, jimin ve taehyung endişe ile bakarken jin babam bir şeyler söylüyordu ama ne dediğini anlamıyordum.
Gözlerim karardığında aklım da olan tek şey gözlerinde yanan sinir ateşiydi.
Bana mı yoksa kendine mi sinirliydi, o kısmı bilmiyordum.
/
Sorry hoşik :(