bir önceki bölümden...
"Vanadis'i manipüle ediyorum, ama sen her zamanki gibi boş haylazlıklarının peşindesin!" Nicasia, Vanadis'in konudan haberdar olduğunu gizleyerek Loki'yi hedef almaya devam etti.
"Seni temin ederim hiçbir haylazlığım boş olmadı ve olmayacak." Loki dışarıdan aşk sözleri söylüyormuş gibi görünmesine rağmen, sesinin tınısı gergin ve yargılayıcıydı. Bugün ne yaptığını Nicasia bilmemeliydi ve bilmeyecekti de.
İkisi de sözde beraber çalışıyorlardı, ama sırlar "intikamcılar" cephesini sarmıştı ve bu yol gittikçe çıkmaza dönüyordu. İki zeki tanrı henüz bunun farkında varamamıştı, bazı şeyleri görmezden gelmeleri onların ya sonu olacaktı, ya da zaferleri. Aralarındaki oyunda bunun bir kanıtıydı oysa ki.
"Nicasia, kes artık şunu!" göz devirdi.
"Neyi, bebeğim?"
"Oynamayı." yanıma yaklaştı "Eğer ben de oyuna başlarsam, bu günlerdeki davranışlarına lanet edeceksin."
"Edeyim lanet." meydan okurcasına sırıttım ve alayla bakmaya devam ettim.
"Oyunu kaybedeceksin."
"Ben Strateji Tanrıçasıyım, asla kaybetmem!" kulağına yaklaştım ve fısıldadım "İlk teslim olan kaybeder." arkamı döndüm ve banyoya ilerledim. Girmeden önce döndüm "Planı bok edecek bir şey-"
"Yapmayacağız."
Söz vermişlerdi, ama gittikçe tehlike çanları çalmaya başlıyordu. Bakışlar tutkulaşıyor, arkadan çevrilen işler sorgulanmıyordu. Birbirlerine hem bu kadar güvenip hem de güvenmemeleri şaşırtıcıydı. Fakat soru şuydu: Bütün bu oyunlar onların sonu mu olacaktı, zaferi mi?
••
Nicasia ve Loki baş başa kalabilecekleri tek yere, odalarına, girdiler.
"Ee, Loki, şekerparem, planımız için kayda değer ne yaptın?" Nicasia imalı sesle yaklaştı ve Loki'nin yakasının tozunu alıyormuş gibi yaparak ikisinin yüzünü yakınlaştırdı.
"Ne olursa olsun oyunu unutmuyorsun, Nicasia." hafifçe sırıttı ve ondan ayrıldı.
"Sende oynamak istiyorsun sanıyordum?" açıkçası bozulmuştu, ama kendisi bile kabul etmiyordu. Şimdiye kadar istediği herkesi elde etmişti, ama edemediğinde salakça gurur yapacak birisi değildi Nicasia. Olgunca olmadığını düşünürdü bunun. Ama Loki başkaydı, bu sadece bir 'eğlenceydi' ve böyle davranmasını gereksiz bulmuştu. Loki ise işi olduğunu söyleyerek çıkmıştı.
"Seninde işin var, Nicasia!" kendine kendine sinirle fısıldayarak bir uyarı yaptıktan sonra duruşu dikleşti ve giyinme odasına doğru yol aldı. Dünya'ya gitmek için uygun kıyafetler seçti ve üzerine bir pelerin geçirdi. Asgard'ın gizli geçitinden çıkmadan normal kıyafetlerle görünmesi dikkatleri üzerine çekerdi.
Nicasia, Asgard'ın görkemli koridorları boyunca adımlarını atmaya kararlı bir şekilde ilerledi. Altın motiflerle süslenmiş parıldayan zemin, antik zaferlerin hikayelerini anlatan büyük kemerlerle bir araya gelmiş gibiydi. Gökyüzüne dokunuyormuş gibi görünen bu büyülü koridorlarda, Nicasia'nın adımları yankılandı.
Kütüphanenin devasa kapısına yaklaştıkça, muazzam kapılar açıldı ve içeri, binlerce yıllık kitaplar ve eskimiş kâğıtlarla dolu muazzam bir bilgi hazinesi açıldı. Tarih kokan bu atmosfer, onu sarhoş ederken, kutsal salonlar, kozmik bilgeliğin bir araya gelmiş hafızasıyla dolu gibi bir his uyandırdı.
![](https://img.wattpad.com/cover/301052896-288-k768487.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝕰𝐗𝐈𝐋𝐄 • loki laufeyson
Fanfiction『🌪 』-𝘦𝘹𝘪𝘭𝘦, Yıllardır kraliçe olmak için eğitilmiş Hava, Özgürlük ve Strateji Tanrıçası Nicasia, babasının ölümü ile tahta geçeceğini sanar, fakat çok yanılır. Ba...