Sessiz geçen araba yolculuğundan sonra Minho'nun evine vardıklarında Hyunjin huysuz bir sesle mırıldandı.
"Evime gitmek istiyorum."
"Komiksin, Lee Minho'nun malikanesine hoş geldin." imayla söylediği şeyden sonra arabadan inip ona baktığında Hyunjin de indi ve Minho'nun ardından eve ilerledi.
Ev değil de saray yavrusu diyelim, bina o kadar geniş ve güzeldi ki Hyunjin hayran bakışlarla izlemeden edememişti.
Duvarları beyaz ve sade olsa da bina çok hoştu, kendisinde resim yapma isteği uyandırmıştı.
Kamerasına ve tuvaline kavuştuğu ilk an buraya geri gelip bu evin fotoğraflarını çekecek ve resmini çizecekti.
Bu hayalin verdiği keyifle Minho'nun ardından malikaneye ulaştığında Minho kapıyı tıklatıp bir süre bekledi, Hyunjin başta anlam verememişti ki birisi kapıyı açınca içeride birilerinin olduğunu-
Minho kapıyı açan Jisung'u duvarla arasına sıkıştırıp ellerini arkasında birleştirdi ve diğer eliyle boynuna baskı yaparak onu duvara sabitledi.
"Ya Minho!"
"Sana Chan hyunglarla git demedim mi ben?" Jisung mızmızlanarak onu ittirmeye çalışsa da pek başaramadı.
"Bıraksana beni!"
"Neden sözümü dinlemiyorsun?"
"Her sözünü dinlemediğimde bana arkadan dayayacak mısın?"
"Sanki hoşuna gitmiyor." Minho ona doğru eğilmişti ki Jisung onun kendisine öğrettiği gibi ayaklarına basıp afallamasına sebep oldu ve karnına dirsek atarak elinden kurtuldu.
"Orospu çocuğu." Minho'nun bakışlarını görünce duraksadı. "Ben odama gideyim, uykum var falan. İyi geceler hyung-niimm~" Minho'nun yanağını sıkıp yukarı koştuğunda Minho iç çekerek merakla Jisung'u izleyen Hyunjin'e döndü.
"Böyle bir drama maruz kaldığın için üzgünüm, gel içeri hadi." Hyunjin onu takip ederek içeri girdi ve Minho'nun yönlendirmesiyle üst kata çıktı.
Minho bir odanın kapısını açıp ona döndü.
"Burası artık senin odan, başka oda da seçebilirsin istersen ama aklıma ilk burası geldi." Hyunjin odaya bakmak yerine Minho'ya döndü.
"Neden beni kendi evinde tutuyorsun?" Minho derin bir nefes aldı.
"Çalıştığın yerin sahibi bir mafya ve eğer seni çıkardığımı öğrenirlerse seni bulurlar, sadece seni bulmakla da kalacaklarını sanmıyorum. Bu işleri biliyorum Hyunjin, sadece sana zarar vermezler. Eğer ailenden birinin seni oradan çıkardığım için öldürüldüğünü duymak seni üzmeyecekse gidebilirsin." Hyunjin istemsizce yutkundu.
"Neden bunu yapsınlar ki?"
"Para için, sen şu an onların gözünde benden para koparmalarına yarayacak bir sürtüksün. İşlerine yarayacaksın." Hyunjin derin bir nefes aldı.
"Peki neden beni koruyorsun? Beni ya da sevdiğim birini öldürmeleri, beni bağlamaları neden umurunda?"
"Chan hyung beni böyle yetiştirdi, birinin yardıma ihtiyacı varsa edersin. Hele o kişi senin kadar güzelse..." Hyunjin'in yanakları kızarırken Minho doğruldu. "İçeride kıyafet var, duş alabilirsin. İstediğin zaman evin diğer tüm odalarını da kullanabilir ya da izin beklemeden yemek yiyebilirsin. Telefonunu yarın sana getireceğim, şimdilik rahatına bak. Bir de Jisung'un odasına birden dalmamaya özen göster." Minho eliyle ilerideki bir odayı gösterdiğinde Hyunjin başını sallayıp onun gidişini izledi.
Minho Jisung'un odasına girdiğinde Jisung küçük bir çığlık attı.
"Kendimi savunmamı sen öğretmiştin bana!" Minho duraksadı.
"Bir şey demedim ki amına koyayım."
"Çık odamdan, kalbimi kırdın. Seni Chan hyunga söyleyeceğim."
"Şimdi sıçtım ağzına." Minho kapıyı arkasından kapatıp içeri girdiğinde Hyunjin içeriden gelen Jisung'un çığlıklarını duyduğu için hafifçe kaşlarını çattı.
Oyun mu oynuyorlardı yoksa Minho Jisung'u dövüyor falan mıydı?
Omuz silkip kendi odasına girdi ve dolabı açıp içinden kendisine rahat görünen birkaç kıyafet çıkardı, neyse ki iç çamaşırları paketli duruyordu.
Hyunjin duş almak için odadaki banyoya girerken Minho da Jisung'u nazikçe uyarma işini bitirmiş bir halde karşısında durdu.
"Az önce eve getirdiğim adamı gördün değil mi?" Jisung duraksadı.
"Eve birini mi getirdin..?" Minho derin bir nefes alıp ona olanları açıklamak adına Jisung'un yanına oturdu.
*~*
Hyunjin duyduğu acı dolu bağırış sesiyle irkilerek gözlerini açtı ve hızla doğruldu, nerede olduğuna anlam verme işini yeni bitirdiği sırada gelen bir diğer sesle eş zamanlı olarak kapısı yavaşça açılmıştı.
Önceki gün gördüğü çocuk çekingen bir ifadeyle içeri girdi.
"Sese mi uyandın?" Hyunjin derin bir nefes alıp başını salladı. "Merak etme, önemli bir şey yok. Sanırım yani..." kapıyı arkasından kapatıp ona yaklaştı. "Ben Jisung bu arada." Hyunjin onun uzattığı elini sıktı.
"Hyunjin."
"Minho hyung birazcık dün neler olduğunu anlattı, ben de bileklerinin morarmış olabileceğini düşündüğümden sana krem getirdim." Jisung onun yanına oturup elindeki kremi gösterdiğinde Hyunjin ona zoraki gülümsedi.
"Teşekkür ederim."
"Şey, bir de açsındır diye yiyecek bir şeyler hazırlattım ama sesler kesilene kadar yemek istemezsen anlarım."
"Sanırım biraz beklesek iyi olur."
"Pekala... Elini uzatsana?" Hyunjin ellerini ona uzatıp nazikçe parmak uçlarıyla krem sürmesine izin verdi. "Tanrım, dua etsinler ki Minho hyung sadece seni almış. Onların ebelerini de alabilirdi."
"Neden benim için bunu yapsın ki?" Jisung ona kısa bir bakış attı.
"Anlam veremiyorsun değil mi? Tanımadığın bir mafya seni tecavüze uğramaktan kurtarıyor ve onun için bir şey ifade etmiyorsun aslında, tuhaf bir durum." Hyunjin başını salladı. "Kendisine zararı olmayan insanlara karşı pek kaba değildir, yakın olduklarına karşı da fazlasıyla naziktir. Dün bana öyle dayadığına bakma, her gece iyi geceler öpücüğü vermeye gelir ve ne zaman bir sorun yaşasak yanımızdadır. Her neyse, sen şu anda ona zararı olmayanlar kategorisinde olduğun için seni bir süre korur, ileride bize ya da ona zarar vermediğin sürece güvendesin. Wattpad mafyalarından çok farklı değil mi?" Hyunjin mırıldandı.
"Bu wattpad mafyalarına hiç benzemiyor..."
"Biliyorum, ama böyle daha tatlı." Jisung kremle işini bitirip ayağa kalktı. "Hadi gel, yemeği bahçede yiyelim. Sesler gelmez oraya."
"Önce elimi yüzümü yıkasam?"
"Pekala... Ben alt katta seni bekliyorum~" Jisung zıplayarak odadan çıktığında Hyunjin istemsizce gülümseyip odadaki banyoya yöneldi.
Gece uyuması pek zor olmamıştı çünkü yorgun hissediyordu, normalde yabancı olduğu yerlerde rahat hissetmesi uzun sürse de bu evde o kadar rahatsız hissetmemişti.
Gece rahat uyumuştu, ve sonra da Jisung ile beraber kahvaltı edip onunla uzun uzun konuşmuşlardı.
Bu yeni geldiği yerde bunları ilk günden yapabilecek kadar rahattı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dancer <Hyunho>
FanfictionLee Minho'nun dikkatini çekmek zordu, ve Hyunjin sadece Minho'nun dikkatini çekmeyecek kadar çekici bir dansçıydı. Minho direğe tutunmuş halde dans eden Hyunjin'i gördüğünde ve ona kucak dansı karşılığında isteyebileceği her şeyi teklif ettiğinde Hy...