Babacığın seni seviyor||hyunlix||daddykink~

8.bölüm~💙

Nerdeyse öğlen olmak üzereydi, mızmızlanarak gözlerini araladı çocuk. Hemen dönüp yan tarafına baktı hyunjin çoktan gitmişti. Yüzü anında düşerken gözüne hemen önünde duran biberonu çarptı üzgün yüzü normal bir hal alırken hiç beklemeden biberonu ağzına götürüp içindeki sütü içmeye başladı. Ağzına gelen tatla kaşları ilk çatılsada sonradan beğenen mırıltılar çıkararak bitirdi sütünü.

Biberonu bırakıp kendi odasına gelerek banyoya girdi ve işlerini halledip bir kaç dakika sonra geri döndü. Dolabını açıp bakmaya başladı bugün kesinlikle şirkete gitmesi gerekiyordu hyungunun onu affedip affetmediğinden bile emin değildi. Eline aldığı kombini ayna önünde üzerine tutarak gülümsedi kesinlikle bunu giymeliydi.

Üzerini giyindikten sonra odasından çıkıp merdivenlerden inerek koşar adımlarla mutfağa geldi.

"Jisung hyung"

Mutfağa girer girmez jisung'u görmeyi bekledese karşında duran kişi minho'ydu.

"Minho hyung günaydın"

"Günaydın Felix otur sana yiyecek birşeyler hazırlayayım"

"İstemiyorum aslında ben az önce süt içtim, şey beni şirkete götürür müsün, belki öğlen yemeğini hyunjin hyung'la yerim"

"Hmm tamam, sen git hazırlan çıkalım"

"Ben zaten hazırım"

Minho gözlerini hazırım diyen çocukta gezdirdi, üzerindeki kıyafet oldukça farklı görünüyordu dışarıya bu şekilde çıkabilecek kadar cesur olması hoşuna gitmişti. Gerçi sesini duymayan hiç kimse onun erkek olduğunu anlayamazdı heralde öyle bir güzelliği vardı.

"Böylemi gideceksin yani?"

"Hıhım"

"Tamam ozaman hadi çıkalım"

***

Şirkete geldiklerinde Felix Minho'nun yanında heyecanlı bir şekilde yürüyordu. Herkes ona bakıyor gibi hissetsede sakin olmaya çalışarak biraz daha sokuldu Minho'ya ve sonunda asansöre bindiler. Asansörün içindeki aynadan kendine baktı Felix ve zaten düzgün olan saçlarını düzeltip üzerinde de göz gezdirdikten sonra asansörün durmasıyla inip yürümeye başladı.

Odanın önüne geldiklerinde "sen gir bay hwang içerde" diyerek felix'in yanından ayrıldı Minho. Felix kapıyı tıklatarak bekledi ve içerden gelen "gel" sesiyle odaya girdi. Gözleri önce hyunjin'i sonra karşısındaki koltukta oturan adamı inceledi.

"Şey özürdilerim ben yalnız olduğunu düşündüm hyung eğer böldüysem dışarda bekleyebilirim"

Hyunjin o an herşeyi unutmuş felix'in üzerindeki kıyafete bakıyordu. İçini saran sinire engel olamıyordu bu halde dışarıya çıkması saçmalıktı buraya gelene kadar herkesin ona baktığına emindi. Karşısında oturan adamın bakışlarınında felix'te olduğunu görünce elindeki kalemi sinirle sıkıp ayağa kalktı.

"Changbin sen çıkabilirsin taslakları güzelce incele tek bir yanlışlık görmek istemiyorum yoksa yakarım stajını"

Changbin bakışlarını kapıda dikilen çocuktan çekip korku dolu gözlerle hyunjin'e baktı, bu adamın dediğini yapacağını biliyordu bu yüzden hemen yerinden kalkıp önünde eğilerek odadan çıktı çıkarken dikilen çocuğa bir bakış atmayıda ihmal etmemişti.

Changbin odadan çıkarken hyunjin yavaş adımlarla felix'e yaklaştı, ve gözlerini tekrar üzerinde gezdirdi. pembe pileli mini etek fazlasıyla kısaydı neredeyse poposu görünecek üzerinde yine pembe beyaz bir tişört vardı. Bakışlarını çocuğun yüzüne çıkarttığında masum bir şekilde gülümsediğini gördü şu an dıştan görünüşünün masumluktan nekadar uzak olduğunu bir bilsen diye geçirdi hyunjin içinden, ikiside hala sessizdi.