Günün üçüncü bölümü mü ne?!?
Yemek yemeden önce biraz yazayım şskfşdk
⏤͟͟͞͞☆
Hızla uzaklaştığım istiridye adasından sonra odama girmiştim. Beni görmüştü. Deniz insanlarının istiridye adasına geldiğini biliyordu artık. Babamın bunu öğrenmemesi gerekiyordu aksi takdirde sınırdan dışarı çıkmam yasaklanırdı.öyle çok korkmuştum ki gözlerim açığa çıkmıştı, hata üstüne hata yapmıştım resmen. (ilham gitti...)
İstiridyeleri masama bırakıp, siyah inciyi elime almıştım. Bunu babama göstermem gerekiyordu. En son ne zaman siyah inci gördüğünü hatırlamıyor olduğuna emindim. Büyük salona girip babama bakındım fakat orada yoktu, terasa girdiğimde babamın uyur vaziyette olduğunu gördüm. Yanına yüzüp, karşısında dikilmeye başladım. Hareketlerim ile dalgalanan su titreşimler oluşturarak kıpırdanmasınasına sebep olmuştu. Gözlerini açıp, bakışlarımızı buluşturduğun da şirince gülümsemiştim.
"Lordum, bu gün istiridye adasına gittim. İstiridye toplarken bunu gördüm." Önünde başımı saygıyla eğip istiridyeyi uzatmıştım. Kendisine baba dememizden hoşlanmazdı babam... Başım eğik bir sekilde söylediklerime gülmüştüm. Elimden aldığı istiridye ile başımı kaldırıp gözlerine baktım, bana 'bu nedir?' der gibisinden bakışlar atıyordu.
"İstiridye toplarken gördüm, diğerlerine nazaran daha büyük oldugu icin elime aldım o sırada içindeki incinin siyah oldugunu fark ettim. Bende daha büyük olması için ağzını kapattım."
"Bu istiridye'nin siyah olduğunu bana kim kanıtlayabilir?"
"Beyaz incilerin kabuklarının gri olduğunu biliyorsunuzdur efendim, ancak siyah inci istiridyesi kabuğunun daha kalın olması ile birlikte gri renginin üstünde mor ve mavi karışımı renkler var. Bu durum onu beyaz inci istiridyesinden ayırmamıza yardımcı oluyor. Bu konuda endişeniz olmasın efendim." Uzun konuşmamın ardından ikna olmuş olmalı ki başını ağır ağır salladı.
"Sende kalabilir, siyah inciyi sen buldun. Senin olmalı." Gözlerim ışıldamıştı duyduklarım ile.
"Teşekkür ederim efendim." Diyerek başımı önümde eğerek tekrardan saygımı belli etmiştim.
"Lüzumu yok evlat. Odana gidip uyu şimdi." Başımla onaylayıp terastan ayrılmıştım. Benden alacağını düşündüğüm için oldukça şaşırmıştım. İstiridye dolu kutunun kapağını açıp içine koyacağım istiridyeyi gördüğüm siyah inciler ile kenara bırakıp diğerlerinden farklı olarak ağzı açık olan istiridyeyi elime aldım. İçine baktığımda siyah incinin yanında küçükte bir kağıt olduğunu gördüm. İcinden çıkartıp yırtılmaması için yavaşça açtım.
"Valentina, benden kaça bileceğini mi düşündün? Çok yanılmışsın.
Ne kadar uzağa giderseni git, sana hep bir nefes uzaklıkta olacağım."-Kim Taehyung
-Namı değer Viktoria.Okuduğum satırlar ile kalbim tehlike çanlarını andıracak cinstten atmaya başlamıştı. Ensemde hissettiğim dalgalanma ile hızla dönüp karşımda dikilen Viktoria'ya bakmıştım.
⏤͟͟͞͞☆
Arkadaslar istiridyeler hakkinda zerre bilgiye sahip değilim osmhdkf
Aklima yazabilecek bisi gelmediği icin istediğiniz sahneleri buraya yazin lutfen
En kısa surede yeni bölüm atmaya çalışacağım.Allah affetsin çok güldüm bu yazim yanlisina...IWLABDUALDNUDOEHT
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Life in The Deep
Fanfiction. Yer yüzündeki yaşama hep merak duyan Deniz adamı Jungkook, bir gün kendini yer yüzündeki güzelliklere kaptırarak su yüzüne çıkmıştır. . Dönüş yolunda olan Viktoria, eşsiz güzelliği ile kendini büyüleyen çocuğu görür... Atlantik okyanusun en güz...