Ateş çemberi

151 26 2
                                    

Slm mrb glgl

⏤͟͟͞͞☆

"Ben neden çıplağım?" tek nefeste konuştuğumda kısa bir an duraksayıp ardından kahkaha atmaya başlamıştı. Ciddi miydi bu adam? Susmasını bekliyordum iki dakikadır. Gözlerinde yaş akıp karnına sancılar girene kadar gülmüştü.

"Üstünde kıyafet varken dönüşemezsin. Onu boş ver ayağa kalk ve kabanı üstünü kapatacak şekilde sar. Yürümen gerekiyor." düştüğüm duruma inanamıyordum. Keşke, keşke hiç yüzeye çıkmasaydım. Bunları yaşamak zorunda kalmazdım.

"Eğer acının geçmesini istiyorsan Valentina, yürümen gerek. Aksi takdirde kemiklerin hareketsizlikten acımaya başlar." acım hiç yokmuş gibi daha fazlasına ihtiyacım yoktu. Kaba bir üslüp ile,

"Dön arkanı!" diyerek ikaz etmiştim Viktoria'yı. Sıkılmış gibi iç çekip arkasını dönmüştü. Üstümdeki kabanı kollarımdan geçirip alt bedenimi gözükmeyecek şekilde kapattım.

"Dönebilirsin." hızla yanıma ilerleyip, kollarımdan tutup ayağa kalkmama yardımcı oldu. Bu durumdan hiç memnun değildim. İlk kez yürüyeceğim içinde biraz heyecan duyuyordum açıkçası. Ayaklarım yere bastığında dengemi kurmakta zorlanıyordum. Belimden tutarak dik durmama yardımcı olmuştu.

"Tanrım, küçük çocuğu yürümeyi öğretiyormuş gibi hissediyorum." gözlerini devirmiştim söylediklerine. Bananeydi ki? Onu zorlamamıştım nasıl olsa bunları yapması için.

...

Kırk sekiz dakikadır yürümeye çalışıyordum. Sanırım düzgün yapıyordum bu işi?

"Yeter. Yoruldum artık. Evime gitmek istiyorum." onaylamaz bir şekilde başını iki yana salladığı sırada arka tarafımızda bir gürültü koptu. Yerimde sarsılıp yere kapaklanmam bir olmuştu. Viktoria savunmaya geçip elini silahına atmıştı. Gördüğüm muhafızlar ile yerime mıhlanmam saniyeleri mi almıştı. Bu muhafızlar... Lucas krallğına aitti. Babam göndermiş olmalıydı. Okyanustan çıkan diğer kişileri görmem ile aldığım nefes boğazıma takılmıştı. Annem, babam ve abilerim buradaydı. Başım büyük dertteydi. Ne yapacağımı bilemez bir şekilde yalpalayarak ayağa kalkmaya çalıştım. Yapamıyordum. Korkudan hareletlerimi konturol edemiyordum. Bakışlarım Victoria'da kaydığında etkisiz hale getirildiğini görmüştüm. Muhafızlar Viktoria'nın kollarından tutarak okyanus'a sürüklemeye başlamıştı.

Annem yanıma geldiğinde anın stresiyle karada yürüdüğünü bile Atlantik Okyanusu'na giriş yaptığımızda anımsamıştım. Viktoria biraz ilerimizde muhafızlar tarafından ateş çemberine götürülüyordu. O anda beynimde şimşekler çaktı. İnfaz edilecekti. Ailem ona incimi verdiğimi bilmiyordu, eğer ona bir zarar gelirse bu benim için tehlikeli bir durum olurdu. Tüm aile bireyleri benimle birlikte izlemek için camın arkasına geçmişti. Gözlerimin yandığını hissediyordum. Bedenimi kor alevler ele geçirmiş, gözlerim ise alev çemberinin bir parçası olmuştu. Kendimi kaybetmiştim. Ateş çemberine Viktoria dışında bir çok kişinin infazını vermiştim o gece.

⏤͟͟͞͞☆

Valentina'nın ne yaptığını yazayım mı?

Hikayenin gidişatı nasıl sizce?
Çok garip bir olay örgüsü var bende farkındayım.

Arkadaşlar size muhafızlar'dan bahs etmiştim ama onlar deniz insanı değil, robotlar görüntüleri şu şekilde

Taehyung'un silahınıda bu şekide düşünün deniz insanlarını ve robotlarını etkisiz hâle getirmek için bunu kullanıyorlar

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Taehyung'un silahınıda bu şekide düşünün deniz insanlarını ve robotlarını etkisiz hâle getirmek için bunu kullanıyorlar.

Life in The DeepHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin