GURBETTE ANADOLU
Bir yanda karlı dağlar, bir yanda düz ovalar,
Karşımızda uzardı göz alabildiğine .
Güne düşen mevsimler birbirini kovalar,
Dizilirdi sırayla yağmurun ipliğine.
Deli esen rüzgarlar okşarken ekinleri,
Seyrine koyulurduk kırların uzun uzun,
Savrulan o başaklar.. bir ileri,bir geri,
En büyük hazzı idi, biçare ruhumuzun.
Yetim Anadoluyduk biz, tepeden tırnağa
Ne rahat bir gün gördük,ne doya doya güldük,
Yıllarca ilham verdik , kaç çatlamış dudağa,
Kaç çatlamış dudaktan türkü olup döküldük.
Çan sesleri en bildik yoldaştı bizim için,
İsimsiz mezarlar da, ıssız dağların eşi.
Yakarken bağrımızı ayrılık için için,
Yakmazdı hasret kadar yazın sıcak güneşi.
Gün geldi bir amansız hastalıktan kırıldık,
Gün geldi bir amansız korku,sarstı derinden.
Yokluğun beşiğinde diyar diyar sürüldük,
Aştık dağların bir su misali üzerinden.
Yıllara şerh düşerken matemin mürekkebi,
Belimizi sımsıkı saran şaldı Anadolu.
Her akşam gözümüzde dertli bir kadeh gibi,
Kaç kere dolup dolup, boşaldı Anadolu.
İbrahim Vedat ÇARPAR