-Jinko'dan-
"Okul"dan döndükten sonra direkt "bana" ait olan odaya gittim. Sırf senseilerden azar yememek için verdikleri ödevleri yaptıktan sonra yatağa uzandım. Tavanla bakışırken aklıma eski anılarım geldi...
Her şey gözümün önünden geçerken nasıl olurda şu an sıcak bir evin içinde olduğumu düşünmeye başladım. Nasıl oldu bu.. Ben.. Nasıl...
Aniden yatakta doğrulup kendime bir tokat attım. Sakin olmak zorundayım.. Eski anılardan uzak dur Jinko... Biraz dışarı çıksam iyi olur. Saate baktığımda saatin akşam yediye doğru geliyordu. Bir saat dolaşıp gelirim. Yanıma markete giderim diye biraz para alıp pencereden dışarı çıktım.
Sadece biraz gezip geri dönücem.
☰ ☱ ☲ ☳☰ ☱ ☲ ☳☰ ☱ ☲ ☳
-Shoto'nun ağzından-Odamda ders çalışırken Fuyumi nee-chanın yemeğe çağırmasıyla aşağı kata indim.
Fuyumi: ah shoto rica etsem Jinko-kunu çağırabilir misin?
Shoto: tamam. Çağırırım.
Geri yukarı çıkıp kapısının önüne geldim. Kapısını çalmama rağmen ses gelmeyince içeri girdim. Ve içeride değildi. Gidip banyoya falan da baktım ama yoktu. Geri odasına gittiğimde pencerenin açık olduğunu gördüm.. Kaçmış olmalı.. Aşağı inip Fuyumi nee-chanın yanına gittiğimde sofrayı hazırlıyordu.
Fuyumi: ah shoto geldiniz mi? Jinko-kun nerde?
Shoto: onu bulamadım odasının penceresi açıktı. Bence kaçtı.
Fuyumi: *gözleri açılır* kaçtı mı..? *shoto ya bakar* hiç sanmıyorum.. Bence dolaşmaya çıktı. Birazdan döner.. Yani umarım..
Shoto: her neyse biz yemeğimizi yiyelim hadi.
Fuyumi: onu.. Beklesek mi..?
Shoto: gelirse yer yemeğini hadi biz yiyelim.
Fuyumi: sen ye yemeğini. Natsuo bugün gelmeyecekmiş. Ben daha sonra yerim.
Shoto: sen bilirsin.
Ben yemek yemeye başlarken Fuyumi nee-chan da pencerenin önüne geçti.
.
.
.
Saat 11.37 olmuştu. Fuyumi nee-chansa pencerenin önünden ayrılmamıştı. Tam ona bu saatten sonra gelmeyeceğini söylicekken zil çaldı. Fuyumi nee-chan koşarak kapıyı açtığında bizi dudağı patlamış, alnında büyük bir yarıkla, burnu kanamış bir huysuz karşıladı. Onun bu halini gören Fuyumi nee-chan hemen yaralarına bakarken o da Fuyumi nee-chana engel olmaya çalışıyordu.Jinko: gerçekten önemli bir şey değil fuyumi-san. Cidden.
Fuyumi: kafanı yarmışsın! Nasıl önemli olmaz!? Dudağın da patlamış! Gel buraya pansuman yapalım.
Jinko: gerek yok gerçekt-
Fuyumi: gerek var! Otur şu koltuğa, ben ilk yardım setini getirip gelcem.
Fuyumi nee-chan nın zoruyla koltuğa oturup somurtmaya başladı. Nee-chan gelip yaralarına pansuman yapmaya başlayınca kavgaya girmiş yavru köpeğin sahibi onu azarlayıncaki surat ifadesini yapınca gülmemek için dilimi ısırmam gerekti.
Fuyumi: gecenin bu saatinde nereye gittin? Senin için çok endişelendim!?
Jinko: dolaşmaya çıkmıştım. Sizi endişelendirmek istememiştim Fuyumi-san...
Fuyumi: dolaşmaya çıktıysan bu yaralar nasıl oldu?
Jinko: kavgaya girdim..
Fuyumi: eee?
Jinko: ben onları daha çok benzettim. Bu yaralar çokta önemli değil.
Fuyumi: kafanı 10 cm yarmışsın!?
Jinko: norma- ah
Fuyumi: *elindeki pamuğu çekerek* acıdı mı?
Jinko: çok değil..
Fuyumi: *jinkonun kafasındaki yarayı sararken* acaba hastaneye gitsek mi..? Bir kemiğini falan kırmış olabilirsin..
Jinko: *gözlerini kocaman açar* hastaneye bu kadar küçük bir yaralanma için gidilir mi?
Fuyumi: bu yaralanma küçük falan değil!? *iç çeker* seninle bu konuda tartışmıcam ama bir sonraki sefere haber ver ve bir daha kavgaya girme. Yemeğini ısıtmamı ister misin?
Jinko: aç değilim Fuyumi-san.. Bir sonraki sefer haber veririm..
Fuyumi: sen bilirsin iyi uykular.
Ben onları izlerken jinko bana soğuk bakışlar atarak odasına gitti. Bunu fark eden ablam bana "ne iş" Bakışı atınca bugün yaşananları anlattım. Ablam beni dinledikten sonra başımı okşamaya başladı.
Fuyumi: bence gidip onunla konuş. Dediğin şey için alınmış olmalı ben olsam bende alınırdım...
Shoto: ama o bir hırsız..! İşi bu değil mi? Yıllarca bunu yapmış. Bir şey görünce çalmak istemesi normal değil mi?
Fuyumi: hiç kimse isteyerek hırsızlık yapmaz shoto.. Hem... Evet yıllarca bunu yaptı.. Ama onun da tüm düzeni bir saatte değişti. Alışması için ona zaman vermeliyiz. Hadi şimdi yat yarın konuşursunuz.
Shoto: peki nee-chan.. İyi geceler.
Fuyumi: iyi geceler shoto.
Yukarı odama çıkarken nee-chanın dediklerini düşünüyordum.. Sanırım haklı. Odamın yanındaki odasının kapısının önüne geldim. Konuşacaksak şimdi konuşalım.. Sessizce kapıyı açtığımda karşıdaki pencereye kollarını dayamış bir şekilde dışarıyı izliyordu. Kapının zaten az olan sesini duymasıyla arkasını döndü.
Jinko: evet? Ne için geldin?
Shoto: biraz.. Konuşabilir miyiz..?
Bana bakışları inanamıyor gibiydi. Homurdanıp arkasını döndü. Dışarıyı izlemeye devam ederken sesini duydum.
Jinko: ne konuşacaksan hızlı ol.
༶•┈┈⛧┈♛♛┈⛧┈┈•༶༶•┈┈⛧┈♛♛┈⛧┈┈•༶
Heheheh heheheh piçlik yapasım geldi ve burda kestim! Bölüm nasıldı? Şimdilik jinkonun todorokiler ile ilişkisine değiniyorum ama merak etmeyin 1-A sınıfı da yolda! Sürpriz parti operasyonu için hazır olun! Bakalım shoto aşkım ile ne konuşacaklar, araları düzelecek mi? Bunu sonraki bölüm öğrenicez. Olayların nasıl ilerleyeceğine dair olan düşüncelerinizi yazmayı unutmayın.
Ve bu arada unutmadan hikaye şu an USJ saldırısı ile spor festivali arasındaki bir zaman diliminde. Daha aizawa spor festivali hakkında konulmadı öyle düşünün. Ha unutmadan sizce jinko spor festivaline katılacak mı? Katılırsa kaçıncı olur sizce? Tahminlerinizi bekliyorum.
Sağlıcakla kalın hoşça kalın.
SONRAKİ BÖLÜMDE GÖRÜŞMEK ÜZERE!!!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dorobō No Me / mha oc /
FanfictionBen... Yaşamak istiyorum.. Neye mal olduğu umrumda bile değil... Böyle diyen biri... Hayatı hep zorluklarla geçti. Hiç bir zaman yaşıtları gibi olamadı. Olamayacağına da inanıyordu. Ta ki kahramanlar ona "Sen de onlar gibi olabilirsin! " diyene kad...