-Jinko'dan-
Final için dinlenirken ne yapacağımı düşünüyordum. Tanrım... Finale çıktım, kendime güvenmediğimden değil bu kadar gaza gelmeyi beklemiyordum, hele ki finali hiç beklemiyordum.
Şimdi kazanmak çok sıkıntı çünkü hırsız olup hem de birinci olursam bu beni ilerleyen dönemlerde çok sıkıntıya sokabilir, kaybetsem bile çok fazla bir şey değişmez benim için. Sanırım bilerek kaybedicem, böylesi daha iyi olur.
Kapının çalması ile soğuk kahvemi masanın üstüne bırakıp kapıyı açmak için ayağa kalktım. Muhtemelen Kirishima ya da Kamibaka falandır. Tabii tahminlerim arasında yer çekimi kız yani Ochacco Uraraka yoktu.
"Ee? Bir sorun mu var? " kapıyı açıp ona baktım.
Gülümseyerek bana baktı. "Ah, hayır. Sadece nasıl olduğuna bakmak istemiştim. " içeri girdi ve ellerini arkasında birleştirerek etrafa bakınmaya başladı.Kapıyı arkasından kapatıp duvara yaslanarak ona bakmaya başladım. "Evet, konuş bakalım Uraraka. Sorun ne? "
"Sadece seni ilk gördüğümde bir yerden gözüm ıssırıyordu ama çıkaramamıştım. Sende de oldu mu bilmiyorum ama. " kafamı sallayarak onu onayladığımda konuşmasına devam etti. "Dün gece yatmadan önce düşünürken seni nerde gördüğümü hatırladım. " kaşlarımı çattım. Nerde görmüştü ki beni?
"İlkokul sondayken bir villain saldırısı sırasında beni bir ara sokağa çekmiştin. Ben daha şoku atlatamadan bir kahraman peşine düşmüştü ve kaçmaya başlamıştın. " cebinden peçeteye sarılı bir şey çıkardığında o zamanı hatırladığımı fark ettim. Evet gerçekten de öyle bir şey olmuştu.
"Evet, hatırlıyorum o zamanı. Neden? Ne oldu ki? "
"Bunu düşürmüştün. Dün gece hatırlayınca vereyim dedim belki önemli bir şeydir. " peçeteye sarılı şeyi elime bıraktığında ne olduğunu anladım. Hayır... Dalga geçiyor olmalısın..
"Başka bir şey yoksa gidiyorum Kasayami-kun. Finalde başarılar! " ona kalan son irademle kafamı sallayıp bir şeyler mırıldandıktan sonra kapıyı arkasından kapattım.
Elimdeki pembe renkli şeffafa yakın taşa bakarken geçmişle ilgili tüm anılarım zihnimde bir fırtına gibi dönmeye başladı...
"Oi canavar. " kırmızı, uzun tırnaklı bir el küçük çocuğun kulağını çekiştiriyor... "Fazla oldun sen artık! Cezalandırılma vaktin geldi! "Çocuk can acısıyla yüzünü buruşturup ağlamaya başladı. 3-4 yaşlarında, cılız bedene sahip bir çocuktu.
Kadın çocuğu bodrum kata indirip penceresiz bir odaya kilitledi çocuğu. Kapılar kapandığında çocuk korkuyla kapıya vurmaya başlıyor.. " Müdiye hanım! Beni buyada bıyakmayın! Söz veyiyoyum daha uslu olucam! Biy daha yayamazlık yok! Söz! " 3 yaşında olmasına rağmen neden olduğu bilinmez peltek konuşuyordu. Çaresiz bir şekilde kapıya vurmaya devam ediyor ama faydasız. Ne yaparsa yazsın saatler boyunca ordan çıkamaz..
Çabalarının boşuna olduğunu anlayınca yerde büzülüp ağlamaya başladı. Çaresiz bir sesle yerde ağlarken tek bir ses duyuluyordu. "Ben... Canavay değilim... Değilim. Değilim.. " kendine bunu inandırmaya çalışırken ağlıyordu. Bir kaç saat sonra ise uyuyakalmıştı...
Aklıma gelen bu anıyla birlikte taşı karşı duvara fırlatıp nefes nefese bir şekilde toparlanmaya çalıştım. Şu an toparlanmak zorundayım. Geçmişle işim yok. Geçmişi unut Jinko..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dorobō No Me / mha oc /
FanficBen... Yaşamak istiyorum.. Neye mal olduğu umrumda bile değil... Böyle diyen biri... Hayatı hep zorluklarla geçti. Hiç bir zaman yaşıtları gibi olamadı. Olamayacağına da inanıyordu. Ta ki kahramanlar ona "Sen de onlar gibi olabilirsin! " diyene kad...