⊰one⊱

113 22 99
                                    

"Durun! Yalvarırım durun!"

Bağırış sesleri.

Olmadığı kadar fazla,olmadığı kadar rahatsız edici.

Zümrüt gözlününse tek gördüğü bir şey vardı.Karanlık.

Loş,ne olduğu belirsiz karanlık âdeta içinde de varolmuşçasına onu rahatsız ediyordu.

Ağlıyordu,kaçmak istiyordu.Ancak kapı kilitli.

İçeriden bir çığlık sesi geldi,bir kadın sesi.Sonra bu ikiye yükseldi,erkekten geldi.

Çocuğunsa tek yaptığı şey oturmaktı.Kapı kilitliydi.Gözyaşlarını durduramadığı o anlarda tek yaptığı oturmaktı.

Yardım istiyordu.Birisi gelsin her şeyi bitirsin istiyordu.Olmuyordu.

Aniden kapı açıldı.Yerde ailesini gördü.Kırmızının en güzel tonunda.

Kanla.

Ona saldırıp saldırmayacağını bilmeden korkuyla baktı çocuk.Aniden gelen hamleyle boşluk onu hızlıca yere attı.

Düşüşle beraber aniden kalktı avukat.Terlemişti,nefes nefeseydi.Kalkmasıyla beraber başına giren küçük sızıyla beraber dudaklarından küçük bir küfür çıktı sadece.

Normal hayatında pozitifti ancak istediği saate kalkamadığı günler...

Cehennem gibi.

Tam gözlerini açmadan hızlıca yatağının yanındaki komidinden ilaç kutusunu aldı,açıp birkaç ilacı avcunun içine dökerek ağzına atmasıyla beraber suyu içti.Bir süre elleri titremeyi sürdürmüş,ancak bir süre sonra dinmişti.

Gözlerini ovuşturarak saate bakan siyah saçlı adam mutfağa gidip öncelikle kahve makinesını çalıştırmış,kahvenin bitmesini beklerken nerede tezgahta uyuyacağını fark ederek bu kahveye gerçekten ihtiyacı olduğunu anlamıştı.

Telefonundan gelen zil sesiyle kapattığı gözlerini tekrardan açtı avukat.Mayışık bir hareketle telefonuna uzandı,arayana bakmadan açtı.

"Günaydın Ranpo-san!"

"Atsushi fazla pozitifsin.Ne oldu?"

Telefondan gelen birkaç saniyelik sessizliğin ardından "fazla pozitif" olan çocuk konuşmaya devam etti.

"Sizin için bir iş varmış,daha doğrusu bir cinayet.Çözse çözse Ranpo-san çözer dediler."

Zümrüt gözlü bir yandan telefonu dinlerken bir yandan da kahveye bakmıştı ki kahve makinesinin gayet belli bir şekilde bozulduğu belliydi.

Tanrı'm gerçekten Amerika'yı sevemiyordu.

Ah,bu konudan bahsetmek gerekirse avukatımız cinayet dosyalarını çözen birevi dedektif görevi görüyordu.

Tabii ki dehanın fark edilmesi uzun sürmemiş,Amerika'dan gelen özel bir davanın ilgisini çekmesiyle oraya gitmişti.

Davayı çözdükten sonra bir süre burada kalmaya karar vermiş,hatta birkaç arkadaşı da onunla gelmişti.

Ancak geldiğinden beri şansı pek yaver gitmiyordu.

"Ne davasıymış?Kim öldürülmüş?"

"Bilmiyorum Ranpo-san,şuan cinayet mahallindeyim.Net bilgilere ulaştığımda size haber veririm."

"Anlaşıldı Atsushi,görüşürüz."

"Görüşürüz."

Telefondan gelen kapanma sesiyle ciğerlerine derince oksijeni çekti siyah saçlı adam.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Mar 18 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

𝗘𝘆𝗲𝘀 𝗗𝗼𝗻'𝘁 𝗟𝗶𝗲「𝗥𝗮𝗻𝗽𝗼𝗲」Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin