bölüm üç,ölümün kıyısında.

81 5 4
                                    



-

"ah!"

çığlığım tüm ormanda yankılanırken bir o tarafa bir bu tarafa savruluyordum. sürtük! beni yakalamıştı.

manevra aletimin telini parmağının ucunda tutuyor,beni ormanlık alanda ordan oraya savuruyordu. onun bir insan olduğuna tam anlamıyla emin olmuştum,o sadece dişi bir dev değildi,o insandı..

zekiydi,aklını kullanabiliyordu. o diğerleri gibi değildi.

ne yapacağımı bilemez bir durumdaydım,ölümü kabullenmiştim. tüm yoldaşlarım,komutan levi'ın tüm ekibi dişi dev tarafından öldürülmüştü. onları kurtarmaya çalışsam da,yapabildiğim tek şey onların ölümünü izlemek olmuştu.

becerememiştim işte! arkadaşlarım gözümün önünde öldürülmüştü. ve sıra bendeydi..

beni metrelerce yükseklikten aşağıya bıraktığında pekte bir acı hissetmemiştim. kendimi savunacak hiçbir şeyim yoktu,zaten öyle mücadele etmiştim ki gücüm de kalmamıştı.

dişi dev,yukardan bana bakarken aklımda tek bir düşünce vardı.

levi..

demek böyle olacaktı,demek böyle ölecektim. yolun sonuna gelmiştim,öyle mi? bir kaçış yolum yoktu,kurtuluşum yoktu.

sadece onu düşünüyordum. ne tuhaf,ölümün kıyısındayken bile ondan başka bir düşünce yoktu aklımda.

o benim yaşama sebebimdi.

ilk aşkımdı.

onun olmadığı bir yer istemiyordum. onun olmadığı bir evren,onsuz geçecek bir saniyeye bile tahamülüm yoktu. onu öyle çok seviyordum ki..

ve ben şimdi,onu son bir kez bile göremeden ölüp gidecektim. ondan ayrılacaktım.

öyle büyük bir pişmanlık duyuyordum ki. keşke ona olan hislerimi ona açabilseydim.

ah,keşke..

ona bir kez sarılabilmeyi çok isterdim.

kokusunu,teninin sıcaklığını hissetmek isterdim..

onunla sohbet etmek isterdim,onunla vakit geçirmek ve onun olmak..

onun olmak isterdim.

ama şimdi,kahrolası bir devin ayağı tarafından ezilecek ve ölecektim. kocaman ayağını bana doğru kaldırdı

ve..

yıldırım gibi yükselen bir sesle yumduğum gözlerimi açtım. şu an havadaydım,öyle bir hızla savruluyordum ki ne olduğunu bile anlayamamıştım.

birisi beni belimden sıkıca tutmuş ve ağaçlardan yardım alarak manevra aletiyle beni uçuruyordu. rüzgarda savrulan saçlarımın izin verdiği kadarıyla omzumun üstünden ona baktım.

levi!

beni kurtarmıştı!

derin bir nefes aldım ve belimi saran koluna sıkıca tutundum. devden epey uzaklaşmıştık,beni bir ağacın gövdesine doğru yavaşca bıraktı.

"iyi misin?"

ona baktım ama o yüzüme bakmıyordu,üniformama bulaşan kana bakıyordu. göğsümün hemen altından bir yara almıştım ve muhtemelen adrenalinden dolayı bu yarayı hissetmemiştim bile.

nedense kurtulmuş gibi hissetmiyordum,içimde hala öleceğime dair bir his vardı.

pişmanlıklarımla ölmek istemiyordum.

"kaptan,beni dinle.." dedim bir elimi yarama bastırarak,oturduğum yerde biraz daha dikleştim.

o da,ayakta durmuş soğuk bir ifadeyle beni seyrediyordu.

"tüm takımınız,tüm yoldaşlarımız öldüler. onların ölümünü kendi gözlerimle gördüm,lanet olsun ki onları seyretmek zorunda kaldım ve hiçbir şey yapamadım. elimden bir şey gelmedi,onları korumayı beceremedim. ve siz olmasaydınız,kendimi korumayı da başarmayacaktım. anlamsızca ölüp gidecektim."

"bunlar senin suçun değildi maca!" dedi.

"levi,sana söylemem gereken bir şey var. ölüme yakın hissediyorum,
ölmeden önce benden duyman gereken birkaç şey var. lütfen,beni iyi dinle.."

ona ilk defa adıyla seslenmiştim.

ne çok yakışmıştı dudaklarıma adı.

levi..

"seni seviyorum."

donuk gözleri anında irileşmişti. yaram beni zorlasa da hiç beklemeden devam ettim,şu an duraksamanın sırası değildi.

"uzun zamandır sana karşı hissettiğim çok yoğun duygular var. sana aşığım,sana öyle çok aşığım ki ölüme bu kadar yakınken bile senden başka hiçbir şey düşünemiyorum. levi,ben seni çok seviyorum. hep sevdim,hep de sevmeye devam edeceğim."

biraz soluklandım.

"belki burda,yanında olamasam bile her zaman bir yerlerde seni çok sevmeye devam edeceğim. bunları sana söyleyeceğimi hiç düşünmezdim,ben hep korktum.. sevgimin her zaman karşılıksız kalacağını biliyordum bu yüzden hiç duygularımı açıkca yaşayamadım. bir süre kendime bile itiraf edemedim. ama levi,artık bunların bir anlamı yok. seni seviyorum.."

hiçbir şey söylemeden ve hiçbir ifade takınmadan öylece beni dinliyordu.

"bunu bil,olur mu? seni ne kadar çok sevdiğimi bil. kaptanım,komutanım,
aşkım.. seni hep çok seveceğim."

"maca!"

yüksek çıkan sesi kulaklarımı çınlatırken ona baktım,belki de tanrı ölmeden önceki son dileğimi yerine getirmek istemişti. çok şanslıydım ki gitmeden önce ona olan hislerimi açıkca söyleyebilmiştim.

donuk bakışları gözlerimden bir saniye ayrılmıyordu.

"hayatta kal,asker. bu bir emirdir!

"emredersiniz!"

soldier | levi ackerman.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin