Üniversite okumak istiyorum ama babam beni o ağaya verecekti.
Ne kadar istemediğimi söylesemde vermek zorundaydı.
Ya Ali abim ölücekti ya da ben evelenecektim.
Ve malesef beni seçtiler...
Sabah ağlama sesleri ve bağırışlar ile uyandım. Acaba ne olmuştu. Aklıma dün geldi. Bugün belli olacaktı. Hemen merakla avluya indim. - Baba noldu belli oldu mu? - Oldu kızım. Babamın gözleri doluydu konuşurken zorlanıyordu. Tahmin edemiyordum. Çünkü babam hem abime hemde bana üzülürdü. - Hangisi seçildi berdel mi yoksa ölüm mü? - B-berdel.
Kafamdan aşşağıya kaynar sular döküldü. Dünya başıma yıkıldı. Allah kahretsin. Hayallerim yıkıldı. Doktor olma hayalim yıkıldı. Son bir ders verecektim ve hayallerime kavuşacaktım. Ama olmadı. Hepsi Ali abim yüzünden olmadı. Allah onun belasını versin.
- Baba nolursun beni verme. - Kızım mecburum. - Anne yalvarırım birşey yapın son bir dersim kalmıştı. - Kızım ben hiçbirşey yapamam. Sinirle odama çıktım. Kaçışı yoktu evlenmek zorundaydım. Yatakta ağlayarak uyuya kaldım. Akşama doğru annem geldi ve hazırlanmamı söyledi beni istemeye geliyorlardı. Mecburen zorlada olsa duş aldım. Ve saçımı kuruttum. Siyah bir elbise giyindim. Siyah topuklu ve saçlarım açık dalgalıydı.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Hazırdım. Annem kapıyı tıklayarak içeri girdi. Evet gelmişlerdi. Hemen avluya kapının oraya indik. İçeri tek tek girdiler. Mutsuzdum ama kendimi zorlayarak gülüyordum.
En son içeriye ellerinde kırmızı gül buketi ile uzun boylu esmer ve siyah smokinli bir adam girdi. Tahmin ettiğim kadarıyla bu adam ile evlenecektim. Gül buketini elime verdi. Ve gülümseyerek ailesini takip etti. Gıcık mıdır nedir ya? Herkes içeriye geçtiğinde bende girdim.
Herkes sohbet ediyordu. Bende malesef Aram denen adam ile yan yana oturuyordum. Annem bana kaş göz yaparak kahveleri hazırla demişti. Kalktım ve kahveleri hazırlamaya başladım. Yanıma kuzenim yardıma gelmişti. Yaklaşık yarım saat sonra kahveler hazırdı. Herkese kahvelerini dağıttık. Aram denen adama da verdikten sonra yanına oturmuştum.
Kahvesine hiçbirşey katmadım. Sade bir kahve yaptım. Kahvenin hepsini kafasına dikti. - Ellerine sağlık çok güzeldi. - Afiyet olsun fare zehri katıcaktım ama evde kalmamıştı. - Bı ara ben alırım yaparsın. Dedi ve göz kırptı. - Olur. İsteme aşamasına gelmişlerdi. Babam tabiki beni verdi. Çok saçma değil mi. Evlenmek zorundasın istemiyorsun ama seni istemeye geliyorlar ve baban seni veriyor. Malesef çok kötü bir duygu.
Babam beni verdikten sonra herkes ayağa kalktı ve yüzükleri taktık. Hem Nisan hemde isteme merasimi bu akşam bitmişti. Yüzükler takıldıktan yaklaşık 1 saat sonra herkes ayağa kalktı ve yavaş yavaş salondan çıktılar. Herkesi uğurladıktan sonra odama çıktım. Hemen üzerimi değiştirdim ve yatağıma yattım.
Düşündüm neden abi neden. Ali abim neden bunu yaptı. E seviyorsun madem niye kaçırıyorsun ki. Git düzgünce babasından iste.
Sinirden içinden söylene söylene kendimi uykunun kollarına bıraktım. Sabah annemin sesi ile uyandım. - Kızım hadi çeyiz alışverişine çıkacağız. - Ne çeyizi anne birde alışverişmi yapacağım? - Kızım lütfen beni üzme gelecekler birazdan. - Anne istemediğim bı adamla evlendiğim yetmiyormuş gibi birde çeyiz alışverişine mı çıkacağım asla! - Kızım lütfen adet bunlar yapmak zorundayız. - Offf anne offf ölsem de kurtulsam. - Allah korusun kızım saçma sapan konuşma. - Bıktım ya bıktım. Söylenerek duşa girdim. Evet istemiyordum ama adet olduğunu ve zorunlu olduğunu biliyordum. Duş aldıktan sonra hazırlanmaya başladım. Biraz açık giyinecektim belkide vazgeçerler diye düşündüm.