SELAMLARRR! Geçen gün ki yanlış bölüm atmamdan sonra şimdi doğru bölümü atıyorummm!
İyi okumalar...Herkesin evini öğrenemese de Minho ve Jisung denen kişilerin evini öğrenmişti. Bu kişilerin kim olduğuna dair bir çıkarım yapmak Hyunjin için zordu, çok tuhaf kişiler olduğunun düşünmüştü sadece ön görüden arta kalan kısımda tek gördüğü ikilinin tuhaf halleriydi.
Hızlıca Felix de kendine geldiğinde onu kaldırıp ışınlandı sonuçta zaman onların aksine hızlıydı. Sonlarını hazırlamak istemiyorsa hızlı davranmalıydı, Minho'nun evine ışınlanmıştı önce onu ikna edeceğini düşünmüştü diğerinin biraz daha uçuk bir tip olduğunu görmüştü Felix'in anılarında.
Felix nereye geldiklerini anladığı an Minho'nun yatağının başına doğru ilerledi. Hyunjin konuşsa gencin tuhaf şeyler yapacağını düşünüyordu. Gerçi bu durumda kendisinin de tuhaf olacağının farkındaydı ama yapacak çok da bir şey yoktu. Bu yüzden kendisi uyandırıp ilk kendisini dinlemesi gerektiğini düşündü.
Sonuçta hiç bilmediği bir şeylere de kalkışsa Seungmin için ölmeye bile giderdi Felix. Onun yoldaşıydı Seungmin, her şeyiydi, ona kucak açan ilk kişiydi ve daha da ötesi onu ilk gördüğü andan beri gerçek ailesine kavuşmuş gibiydi.
Gencin yatağının başında durdu, Minho Hyungunun uyuduğunu gördüğünde minik bir şok yaşadı, tahmin etmişti uyuduğunu ama nedensizce uyumayacağına da bir yandan emindi. Sonuçta herkes Seungmin için ayaktaydı ve Minho kardeşi gibi gördüğü çocuk kayıpken evde öylece uyuyacak biri değildi. Sonra aklına geldi kendisi de sanki zorlanmıştı bu uyku gibi görünen şeye, belki dedi Minho Hyungu da öyleydi. Bu yüzden onu sarsarak uyandırmaya çalıştı.
Minho ise rüyasından kopmak da zorluk yaşıyordu.
"Sevgilim, Şifam, iyi ki benimlesin."
Sevgilisi kendisine gülünce o da daha geniş bir gülümseme sunmuştu Jisung'una onu çok seviyordu. Her şeyden çok seviyordu onu...
Onunla minikçe dalga geçerken ikisi de oldukça huzurluydu, Minho sevgilisinin yüzüne bakmaya doyamıyordu bile, ona bakmak onun için gerçekten bir şifaydı bunu derinden hissediyordu.
Kollarının arasındaki bedene sarılırken sarsılma hissetmesiyle ne yapacağını şaşırmış gözlerinde korku ile sevgilisine bakarken bir seslenme duymuştu.
Bu kardeşinin seslenmesiydi, Felix'in sesini duyunca biraz kendine gelmişti rüya gördüğünü de o an anlamıştı. Garip diye düşündü, yaşanmışlık hissi garip...
"Minho hyungum. Minho hyunggg."
Genç ilk seslenmede biraz kıprasa da uyanmamıştı ancak ikinci seslenmede direkt uyanmıştı, Hyungunun titrediğini fark etmişti. O an bilmiyordu ki hyungu kendisi gibi gördüğü gerçek rüya yüzünden böyleydi...
"Lix?!! Ne işin var gece vakti burada nasıl girdin odama? Evin anahtarını mı çaldın yoksa?!"
"Ya Hyung hırsız mıyım ben aa hem bir kalk çabuk işimiz var. Seung nasıl diye çıldıran sen değil miydin nasıl uyudun hı?"
"Ya ben en son telefondan onu arıyordum sanki biri beni uykuya zorladı gibi oldu ben de anlamadım ki."
Felix o an emin olmuştu hyungu da kendisi gibi o iğrenç durumu yaşamıştı onu çekip uyandırabildiğine şükretti, Minho Hyungu güçlü bir bilince sahip olduğu için ayrıca şükretmeliydi.
"Hyung neden olduğunu bende pek bilmiyorum ama galiba hepimiz uyutulduk gibi bir durum var tuhaf biliyorum ama. Ay Hyung neyse Seungmin'i buldum ama durum biraz tuhaf şimdi bağırma sakın bak bağırma arkanı dön birilerini göreceksin ama bağırma yoksa ailen gelir."
![](https://img.wattpad.com/cover/337741420-288-k856615.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Fernweh
FanfictionÖlmemesi gereken birisi ölüm ve yaşam arasında kalsa ne olurdu? Peki gerçekten onlar için ölüm var mıydı? 8 gencin kendini buluşlarının yolu şimdi başlıyordu. Fernweh: Yolculuk Tutkusu