Marble -JiKook

VI🌱

Helloooo

Azıcık özleştik ama baktım yarın lineer vizem var, dedim ulan bi bölüm iyi gitmez mi bee

Hemen yazdım söcksmcksmcksmf

Hadi son kaldığımız yeri biraz geri saralım

Büyük bir hızla evine giden komutanı izleyen Jimin, askere de verilen emirle, zevkten dört köşe olmuştu.

Alfa onu kıskanıyordu. Alfa başkasından bir şey kabul etmezken kendisininkini alıyordu. Hatta öyle ki başkası için hazırlanana dahi el koyuyordu. Giderken sırf başka bir alfayla kalmasın diye o alfayı uzaklaştırıyordu ortamdan. Aşıktı, kesinlikle çok aşıktı.

Tabi, kocasına kırgınlığı içinde bir yerlerde hala varlığını koruyordu. Her ne kadar pişmanlığını farketse de omegaydı o. Daima şımartılmalıydı. Kocasına o günün hesabını soracaktı!

"La la la~" Melodik sesiyle minik mutfağında bir sağa bir sola yürüyor, alfasının geri dönüp onunla ilgilenmesini bekliyordu Jimin. Neyse ki bekleyişi çok da uzun sürmemişti. Her ne kadar alfayı pencereden göremese de çalan kapının o olduğunu düşünmüştü, bu yüzden hoplaya zıplaya, tüm cilvesiyle kapıyı açmaya gitti. Açtığında ise yalnızca büyük bir boşlukla karşılaştı.

"A-a? Ay kesin çiçek getirecekti de unuttu onu almaya gitti. Of alfam ya~"

Kapıyı kapatan Jimin, adımlarını tekrar mutfağa yönlendirmişti ki ikinci adımında farkettiği, kendinden bağımsız adım sesleriyle olduğu yerde kaldı.

"Oha, ilişkimize heyecan mı katmak istiyor yoksa?" Jimin şaşkınlıkla sesin geldiği yöne ilerlediğinde ise beklediği gibi, ağzında gülle onu izleyen alfası yoktu. Onun aksine kat kat yırtıklı pırtıklı kıyafetler giymiş, ağzını ve burnunu bir bez parçasıyla kapatmış, eli tüfekli kocaman bir adam vardı!

"Ulan piyangoyu vurdum!"  Terörist, karşısındaki çelimsiz omegayla birlikte tüfeğini çok daha rahat tutmaya başladı.

Jimin olduğu yerde şokla beklerken adamın laubali tavırlarına sinirlendi, kaşları yavaşça çatılmaya başladı.

"Doğrulamak için soruyorum, terörist misin?"

"Evet ve sen de benim ganimetim-" Alfa cümlesini bile tamamlayamamıştı.

Bir anda üstüne doğru koşmaya başlayan omeganın şokundan hareket dahi edemedi. Jimin için bu iyi bir şeydi. Savaş çığlığı atarken kendi el emeği vazolardan birini eline geçirip alfanın kafasına fırlattığı an koca cüsselli adam yeri boylamıştı bile.

"Vay seni orospu! Vay seni vatan haini! Vatansız puşt!"

Yerde yüzünden akan kanla kıvranan herif hamle yapamadan üstüne çıkan omega, bu kez de küçük ellerinin güçlü yumruğuyla alfayı yaralamaya başladı.

"Benim kocam komutan be komutan! Senin gibi piçler yüzünden uyuyamıyor bu gece! Hepinizi öldüreceğiz, soyunuz kuruyacak! Şerefsiz!"

Adamın hareketlerinin gücü git gide azalırken tüfeği ele geçiren Jimin, alfanın iki bileğine basıp ayağa kalktı, tüfeğin namlusunu direkt olarak alfanın burnunun ucuna tuttu.

"Dağıtayım mı beynini? Gör ganimeti orospu! Kocam bir gelsin... Eritecek senin beynini! Senin ağzına ederim görürsün şerefsiz seni!"

Bir anda kapıdan gelen yüksek seslerle irkilen Jimin, alfasının sesini duyduğunda rahatladı. "Jimin! Aç kapıyı!"

"Açabilsem açarım salak! Kır gir! " Jimin hala debelenmeye çalışan alfanın bileklerine özellikle ayağını bastırırken tekrar bağırdı. "Bak hala hareket ediyor!"