Vizelerim bittiiiiii (28 almışım birinden ama bitti yani sevinebiliriz söcksmgksmgksmfk)
Sınır falan koymuyorum ama bu demek değil ki oy yorum istemiyorum. Hadi aşklarım!
Alfanın kalbi her saniye biraz daha hızlanıyor gibiydi. Hayır, antremanda değildi. Hayır, askeriyede kimsenin hatasını yakalamamıştı. Ve yine hayır, kimseye kızgın da değildi.
Tek nedeni, mutfağında yemek hazırlayan omegaydı.
Sabah, yaklaşık altı gibi, tıkırtılarla uyanmıştı Jungkook. Gözünü açtığında ilk gözüne takılan, açık dolabıydı. Her ne kadar gece kapalı bıraktığını bilse de umursamadı. Üstelik yumuşak feromonlar da yayılmıştı odasına, kimin olduğunu sorgulamasına dahi gerek yoktu. Jimin'in ne kadar meraklı olduğunu, kişisel alandan haberdar olmadığını da biliyordu.
Seslerin çoğalmasıyla yüzünü sıvazladı, ağır ağır kalktı yatağından. Zaten en geç yedide askeriyede olması gerekiyordu. Bu yüzden çok oyalanmadan banyoya gitti, rutin işler sonrası üstünü giyip odasından çıktı.
Ve işte her şey, o an başladı.
Omeganın feromonları tüm mutfağa ve , açık plan olduğu için, tüm oturma odasına yayılmıştı. Kendi odasında bulunandan kat kat daha yoğundu. Birkaç kere derin nefes alırsa, olduğu yerde bayılacağı yoğunluktaydı.
Üstelik Jimin'in söylediği şarkı da kulaklarına dolmuştu. Konuşurkenki sesi de güzeldi ama şarkı söylerkenki? Melek gibi.
Alfa, kendini tutamayarak birkaç adımda mutfağı görüş alanına soktu. Oradaydı omega. Mutfağı savaş alanına çevirmiş, ziyan ettiği bir başka yumurtayı tezgaha atarken bir o yana bir bu yana salınıyor, şarkılar eşliğinde 'kahvaltı' hazırlıyordu.
Üstelik sadece bu da değildi alfanın nabız hızının nedeni, omega resmen kendi gömleğini giyiyordu!
Sivil günlerde nadiren giydiği beyaz gömleği, omegaya elbise gibi olmuştu. Omuzların oturmayışı, boyunun kalçasının altında bitmesi, sırf bunun yüzünden altına bir şey giymemesi, büyüklüğü içinde omeganın kaybolması... Tam Jungkook'un hayal ettiği gibiydi. Jimin üniformasını getirip üstüne tuttuğunda böyle bir görüntü hayal etmişti. Boyut farklarının kıyafetle nasıl da ortaya çıkacağını. Çıkmıştı, hayalindekinden çok daha güzel bir biçimde.
"Hasiktir ya adamın yumurtası kalmadı! Düşün Jimin düşün! Yumurtasız yemek düşün!"
Alfanın gözündeki meleksi sahne, Jimin'in küfrüyle yarıda kesilmişti. Son kırdığı yumurtayı da elinde parçaladığı için kolide başka yumurta kalmamıştı. İşin kötüsü, Jungkook daha dün almıştı.
"Of... Tost mu yapsam ki? Aman yapayım, ne olacak?"
Bir kere daha tost yerse kusabilirdi. Bu yüzden her ne kadar zorlansa da varlığını belli etmeye çalıştı.
"Gü-günaydın?" Aptal, aptal. Hangi alfa kekelerdi?
Jimin alfasının sesini duyduğu an arkasını döndü, yüzünde kocaman bir gülüş vardı. "Günaydın alfam- ay unutmuşum! Tanımadığım alfa şahsı yani. Neyse. Hani bilmediğim. Ben de tam kahvaltı hazırlıyordum sana. Sen geç istersen içeri. Marifetli bi omega olduğumdan hemen halledeceğim."
Jungkook hızla reddetti bu öneriyi. "Hayır! Ben... Ben fırından bir şeyler alayım, onlarla kahvaltı edelim, ne dersin?"
Jimin birkaç saniye düşündü. Alfasına kahvaltı hazırlayıp hünerlerini göstermek istiyordu ama biraz düşününce bunun için erken olduğunu farketti. Belki birazcık daha öğrenip öyle sunmalıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Marble -JiKook
FanfictionHeykeltraş Omega Jimin | Komutan Alfa Jungkook Jimin atölyesinde bire bir büstü bulunan adamın an itibariyle kaderi olduğuna inanırken Jungkook çok daha derin ve bilinmez düşünceler içindeydi.