Dört

644 45 23
                                    

Medya: Arda ve Akay
•~•

Cemile abla beni tek katlı, bahçesinde ki çiçeklerin solmuş olduğu ama mütevazı görünen bir eve getirdiğinde heyecanlanarak yerimde kıpırdandım.

"Burası değil mi abla?" dediğimde kafasını sallayarak bana döndü "Evet burası." dediğinde yüzümde oluşan tebessümle tam arabadan inecekken "Pınar." dedi. Ne söyleyeceğini merak ederek ona döndüğümde "Seni kabul etmezlerse bana gelebilirsin. Biliyorsun değil mi?"

"Evet abla eğer kabul etmezlerse ilk işim yanına gelmek olacak." dedim. Fakat ona yük olmak istemiyordum. Gitmeyecektim.
Eğer beni istemezlerse pansiyonda kalabilirdim.

Arabadan inerek bagaj kısmından bavulumu aldığımda dış kapılarının önüne gelip Cemile ablaya el salladım.
Tebessümle karşılık verip arabayı çalıştırdı ve sürmeye başladı.

Heyecanıma artan kalp atışlarım eklendiğinde derin bir nefes verip kapılarının önüne geldim ve birkaç kere kapıya tıklatıp bir adım geri gittim.

İçeriden gelen bir erkek sesi "Geliyorum bir saniye!" dedikten yarım dakika kadar sonra kapı açıldı.

Nefesimi tutmuş varlığından daha dün haberdar olduğum öz kardeşime bakıyordum. Sanırım benim yaşlarımdaydı ama boyu çok daha uzundu.

Sarı saçları ve yeşil gözleriyle tatlı bir yüzü vardı. Yüz hatlarımızda az çok birbirine benziyordu.

Ben onu incelerken anlam veremediği bakışlarla "Buyrun kime bakmıştınız?" diye sordu. Konuşmak için birkaç kere yutkunarak "Aslında önemli bir konuyu konuşmak için geldim ama tüm ailenizle konuşsak daha iyi olur." dediğimde kaşlarını çattı.

"Ne gibi önemli bir konu?" dediğinde tekrar yutkunarak bakışlarımı ellerime indirdim. "Dediğim gibi evinizde kim varsa hepinizle aynı anda konuşmak daha iyi olur." iyice kısalan sesimle beni daha fazla sıkmamış bulunduğu kapının önünden kenara çekilmişti.

"Salona gelebilir misin? abilerim birazdan işten gelecek evde sadece ikiz kardeşim var." dediğinde başımı sallayarak çekingen adımlarla içeriye birkaç adım attım.

Elimde ki bavulumu ne yapacağımı bilemeyip sanırım öz kardeşim olan çocuğa baktığımda yanıma geldi "Alabilir miyim?" dediğinde mahcup bir şekilde elimde ki bavulu ona vererek kapının yan tarafına dikkatlice koymasını seyrettim.

Arkasını döndüğünde "İlk kapıdan sola döndüğünde salon orası ben hemen geliyorum." dediği için kafamı sallayıp gösterdiği yere ilerlemeye başladım.

Evleri orta büyüklükte gibiydi. Yıllarımı geçirdiğim evle uzaktan yakından alakası yoktu. Annemin pahalı ve modern gösterimine tezat şekilde mütevazı ve şıktı.

Dediği gibi ilk kapıdan sola döndüğümde karşı karşıya iki koltuk ve koltukların hemen yan taraflarında yan yana tek kişilik iki koltuk daha vardı. Televizyon tekli koltukların hemen karşısındaydı.

Gözüme kestirdiğim tekli koltuğa gergince oturduktan birkaç dakika sonra içeriye kapıdaki sarışın çocuğun yanında kumrala yakın saçları ve kahverengi gözleri olan biri daha girdi. İkiz olmalılardı çünkü yüz hatları çok benziyordu.

O sırada kumral saçlı olan "Hoş geldin!" dediğinde "Hoş buldum." diye mırıldandım. Daha tanımadığı birisine bu kadar neşe dolu yaklaşmasına şaşırmıştım.

Fakat o şaşırmış halimi umursamadan kocaman gülümseyerek üç adımda yanıma geldiğinde elini uzattı. Enerji dolu sesiyle "Ben Arda." dediğinde uzattığı elini havada kalmasın diye tutarak "Pınar." dedim. Sesim onun aksine kısık ve güçsüz çıkmıştı.

Pınar | Gerçek AileHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin