3- You Were Mine

350 24 10
                                    

'Tik, tak, tik, tak...'

Titreyen beden karşısında gösterdiği vurdumduymaz tavrıyla sigarasından bit nefes daha çekti. Önünde ona yine ve yine sunacağı saçma sapan bahaneleri ezbere bilir duruma gelmişti çünkü ve bu her geçen gün o saniye, genç adamın beynini tek kurşunla dağıtma dürtüsünü tetikliyordu.

İri dudaklarından ayırdığı sigaranın ardından rahatça ama sinirle dumanı dışarı üflerken bir açıklama bekliyordu ne duyacağını bildiği halde.

"Jaehyun, seninle uğraşacak vaktim yok. Ya param hazır de ya da ebediyen sus."

"Efendim b-ben bu aralar biraz zor durumdayım a-ama bana birkaç gün daha zaman verirseniz-"

Genç adamın sözünü ağzına tıkan şey ise ellerini üstündeki eşyaları sarsacak şekilde masaya vurarak ayağa kalkan Kore'nin en bilindik mafya lideri oldu.

"SENİ APTAL! SENİN O BOKTAN HAYATIN VE SEN UMRUMDA DEĞİLSİNİZ! MADEM HER SEFERİNDE GELİP BURADA KÖPEK GİBİ ZAMAN DİNLENECEKTİN..." ses tonunu düşürüp tekrar sandalyesinde oturarak arkasına yaslanarak devam etti. "Bu kapıya hiç gelmemeliydin."

Genç adam korkunun vücut bulmuş hâliydi. Uzun süre önce kumarda yüklü bir borca girip hem kendini hem de ailesini zor duruma sokmuştu. Bu borcu kapatmak için ise yapması gereken son şeyi yapmış, bu defa da herkesin adını ağzına almaya korktuğu adama sığınırken asıl hayatını tehlikeye atan şeyin bu olduğunun farkına biraz geç varmıştı.

"Ben sadece...sizden birkaç ay daha zaman vermenizi istiyorum. Yemin ederim bütün borcumu ödeceyeğim, çok çalışıyorum."

Geniş omuzlarını gere gere öne eğilen siyah saçlı adam acınası bakışlarına bir de sırıtış ekleyerek baktı gence.

"Gerçekten mi? Çok mu çalışıyorsun? Peki Jaeh, sana bir ay daha süre veriyorum."

Jaehyun kulaklarına inanamaz şekilde duyduğu cümleyle tanrıya şükrederken kendini bir anda liderin dizleri önünde çökerken buldu.

"Çok teşekkür ederim efendim. Size söz veriyorum borcumun büyük bir kısmını ödeceğim. Canımı bağışladığınız için size minnettarım."

Jaehyun'a göre boş gözlerle ona bakan adamı daha fazla sinirlendirmeden ayağa kalkıp defalarca öne eğilerek selam verdi. Kapıya yönelmişti ki olduğu yerde donakaldı.

"Hayatını bağışlıyorum Jaehyun ama unuttuğun bir şey var."

Kafasıyla iki yanında duran iri yarı adamlar liderlerinin isteğini yerine getirmek adına Jaehyun'u iki kolundan tutarak tekrar aynı pozisyona getirtmişti. Jaehyun içindeki korku ve gerginlikten neredeyse bayılacak raddeye gelirken oturduğu sandalyeden ona yukardan bakan adama çevirdi gözlerini. Beyaz paketinden çıkardığı kaçıncı olduğunu bilmediği sigarasını dudaklarına götürüp yaktı ve çektiği dumanı gencin suratına üfledi.

"Kim Seokjin kuralı: Canını bağışlarsa, alması için de yalvarttırır."

***

Etrafta yapışık yapışık gezen çiftler, ilginç hareketler sergileyen aptal ergenler, havada uçuşan küfürler ve sadece Jungkook'a atılan alaycıl ve küçümseyici bakışlar...

For Your Body ★ | TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin