14- I Can't Stand

84 11 0
                                    

"Neden hastaneye geldik abi, hasta mısın yoksa?"

"Ben değil, Namjoon abin hastaydı ya onu ziyaret edeceğiz Yeonjun."

İçinde nedenini bilmediği bir gerginlik vardı Jungkook'un. Aklına seçenekler geliyordu ama hangisi onu daha çok gerer karar veremiyordu. Dün, Namjoon'un uyandığını öğrendiğinde resmen mutluluktan ağlamıştı. Şu iki günde kendini baskı altında hissetmişti. Kafası düşüncelerden bulanıp duruyordu. Bu yüzden bir karar verdi...ya da verme aşamasında bilmiyordu. Bir şeyleri baştan inşaa etmesi gerektiğini düşünüyordu. Taehyung, hastanede kaldığı süre boyunca aramalarına ya da mesajlarına geri dönmemişti. Ona bu durum için sinirlenme hakkını bile görmüyordu kendinde.

Suçluluk duygusu hakimdi. Namjoon'un vurulmasının ve Taehyung'un bu denli yıpranmasının suçlusu olarak görüyordu kendini. Sıkılmıştı artık ve korkuyordu da. Her ne kadar Taehyung'a ihtiyaç duysa da ona bunu yapamazdı. Kendisi yüzünden başkalarının zarar görmesine katlanamazdı. Hele ki Namjoon uyanamasaydı ne yapardı bilmiyordu. Üstelik onu korumak zorunda bile değillerdi. Buraya hem teşekkür etmek hem özür dilemek hem de bir şeyleri bitirmek için gelmişti. O anlar her aklına doluştuğunda keşkeler çekiyordu. Böyle olmasını asla istemezdi.

Yeonjun'da etkilenmişti bu durumdan haliyle. Abisinin yanından asla ayrılmıyor, onunla beraber uyuyordu. En ufak yüksek seste korkup abisine sığınıyordu. Neyse ki Namjoon'un vurulduğunu görmemişti. Bu, onun kaldırabileceği bir görüntü değildi çünkü.

2 gündür evden çıkamıyorlardı. Garip olan ise evlerinin önünde sürekli ikili halde korumalar bulunmasıydı. Jungkook dışarı çıkmak istediğinde izin vermeyip onun yerine yapılması gerekenleri yapıyorlardı. Sorduğunda "Kim Taehyung'un emri ile burdayız" cevabını aldığında şaşırmıştı. Aynı zamanda minnettar da hissetmişti. Taehyung o gün hastanede yüzüne bile bakmazken kapısına korumalar dikmişti. Polis soruşturmaları, incelemeler, sorgular derken -yalnızca o ifade vermişti- tahmin ettiği gibi adamların Kim Seokjin tarafından yollandığınu öğrendi ve o adamı birazcık tanıyorsa şu an bir sorun yok gibi gözükmesinin sebebi henüz sorunun en büyüğünü yaşatmadığıydı.

Bu ilk değildi ve son olmayacaktı, biliyordu. Artık kimsenin zarar görmesine gerek yoktu. Sadece kanının son damlasına kadar Yeonjun'u korumaya odaklanacaktı. Tek başına.

Son kez derin nefes alarak yapacağı şeyden geri dönmeyi düşünmeyerek kararlı bir şekilde hastane kapısından içeri girdi. Koridorun sonunda, bilgisayar başındaki genç kadına doğru ilerledi.

"Afedersiniz, Kim Namjoon'un hangi odada kaldığını öğrenebilir miyim?"

Kadın önündeki klavyede birkaç tuşu tıkladıktan sonra Jungkook'a döndü.

"2. katta 81 numaralı oda. Şurdan asansörü kullanabilirsiniz." diyerek gülümsedi kadın.

"Teşekkür ederim." Aynı gülümsemeyle karşılık verdiğinde kardeşinin elini tutarak asansöre doğru ilerledi. Birkaç insanın asansörden inişini izledikten sonra onlar da bindi. 2. kata basıp kafasını arkasında kalan aynaya yaslayarak gözlerini kapattı. Namjoon'u görmeye gelmişti ama ya Taehyung da oradaysa -ki olduğuna emindi- ? Gerçi, düşününce Taehyung ile de konuşmaya gelmişti. Aralarına madem tekrar bir duvar örülmüştü bunun bir sebebi olmalıydı. Kesin bir sebep.

Kapıları açılan asansörden inip uzun koridora ilerledi. Oda numaralarında gözlerini gezdirirken kardeşi yalnızca ona ayak uydurarak onunla beraber ilerliyordu. Kimi odalardan hemşireler veya hasta yakınları girip çıkıyordu.

78...79...80...81!

Odanın normale göre geniş duran kapısının önünde dikildi birkaç saniye. Her şeyi unutmuş hissediyordu. Buraya neden geldiğini, ne söyleyeceğini unutmuş gibiydi. Tam şu anda, herkesin hayatından bir daha geri dönmemek şartıyla gitmeyi bile düşünmüştü. Tüm kararlılığını bir anda yitirmişti.

For Your Body ★ | TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin