SİGARA DUMANI,

21 5 5
                                    

Sigara Dumanı,

1,

"Hayal miydi gerçek olan yoksa tutsak kafesin içinde yaşayan biz miydik,"

Adlandıramadığım günün sabahına uyandım, mor salkımlı taze çiçekler burnumda kokusuyla vücudumu sardı, fakat şişen göğüsüm olmadı, içimde heyecandan titreyen kalbim sızladı sadece. Üst komşunun sigara kokusu mor salkımlı çiçeklerin has kokusunu ezerken zevkle gülümsedim, bu kokuyu daha çok beğeniyordum çünkü.

Bedenime sadece dört saat ayırdığım yataktan ayırarak boy aynasından kendime baktım. Ruhum sanki bedenim arkasında saklanıyordu, bedenim ise bu duruna tez tazeliğini koruyordu. Uzunca nefes alarak banyoya gittim ve halletmem gerekenleri haletim.

Alarmım, "On dokuz Ekim, Menekşe Sokağı," Ses çıkarttığın da taze sıkılmış portakalı içeceği elmas bardaktan  kafama diktim. Uğraştım bir proje vardı, bu proje onayı için Makron isimli bir adamla buluşmam gerekiyordu. Sanırsam çalışmak istediğim şirketin sahibiydi. Yabancı mıydı, bilmiyorum. Tek bildiğim şey resimlerimi ne derece beğenmeyeceğiydi.

Dakikalar önce çağırdığım taksinin sesi kulaklarımda biterken, resmimi ve çantamı alıp hızlıca evden çıktım. Duyduğuma göre dakik bir adamdı, geç kalanın cezasını şehvetle ödüyordu. 

Taksiye binerek, resmimi yana koydum ve adresi belirtim. Şoför bey radyodan çıkan haberin sesini kısıp aynadan kıyafetime baktı. Siyah bir elbise onun üstüne blazer bir ceket ve topuklu ayakkabı giymiştim. Omzumun bir tık üstünde biten kısa siyah saçlarımda kıyafetime tezat çok uyumlu gözükmüştü. Ama karşımda yaklaşık olarak ellilerde dolaşan adam için uygun değildi, bu durum. 

"Küçük Hanım, Ankara'ya yeni geldiniz galiba?"

Arabanın içinde çalışan radyoyu daha da açıp, yolda geçen insanların dikkatlerini dağıtmasına izin verdi. Gözlerim sağ elinde evlilik yüzüğü kaydı, ellerinin her iki kısmında italik bir şekilde yazan 20,11,1990 yazılı tarih simgesi vardı. Büyük ihtimale evlilik tarihiydi, karısına istemsiz bir şekilde üzüldüm. "Hanımefendi?" Cevap vermediğim soruya karşılık almak için tekrardan çırpındı, içten bir nefes alarak yüzüne döndüm bu sefer, "Hayır," diyerek başımı cama doğru yöneltim. Böyle adamlara en fazla kısa cevap verilebilirdim çünkü.

Radyodan gelen ses ile başımı o yöne çevirdim. -Bugün on dört temmuz haber bültenine hoş geldiniz. Ankara da yaşanan cinayet Kor ailesine mahvetti. Bir yaralı ve üç ölünün olduğu evde herkes yıkıldı. Polisler yaşanan feci olay için soruşturma başlattı.- Ne diyeceğimi bilemiyordum, ülkede yaşanan cinayet türleri yüzyılın damgasını yemişti. Araba bir kaç saniye sonrasında durduğunda şoför hafifçe boynunu çevirerek bana baktı. "Kaza olmuş, bakacağım." diyerek hızlıca arabadan çıktı.

Gideceğim adamın bu saatten sonra oraya adım atmama bile izin vermeyeceğini düşünmeye başladım, gözlerim cam da kırmızı bir şekilde yazan saate daldı. Saat tam olarak 06:12 gösteriyordu. Gözüme ilişen kırmızı ışığı ellimle kapatarak uzun bir nefes verdim. Cebimden çıkarttığım parayı, taksimetredeki yazılan sayıyı, adamın oturacağı yere bırakarak, resmimi ve çantamı alıp çıktım.

Hafif açılmış hava ile uzun bir nefes vererek, telefonumdan konum bilgisini açtım. Kısa bir mesafe vardı, en yakın uzaklık yaklaşık olarak on dakikayı gösteriyordu. Saate baktığım süreden ise beş dakika geçmişti. Kısa olan yolu seçerek adımlarımı o yöne ilerlettim.

Topuklu ayakkabılarım bitişik binanın duvarlarında yankılanırken, açılan hava ile sis bulutu oluşmuştu. Adımlarımı daha da hızlandırırken gözlerimde beliren ateş ile başımı o yöne çevirdim. Sokak tiz bir sesle dururken, yanan sigara kulaklarıma kadar ilişti. Gözlerim sisin ardında duran siyah kürklü palto giyen adama kaydı. Sokağın bıraktığı küçük lamba ile görebilmiştim onu.

Kapkara gözleri bir anda beni bulurken attım adımla yerimde durdum. Şimdi korku şehvetli olan bedenimi sarmıştı. Bir süre sigarasında ki dumanı içine çekerken, bıraktığı nefes küçük duman dalgası oluşturdu. Dudaklarında beliren küçük tebessüm içinde beliren şeytanı çıkarttı adeta. 

Adımlarımı başka bir sokağa çevirmek için attığımda, sokak lambasında beliren karanlık ile başımı o yöne çevirdim. Şimdi ise bir binanın köşesinde sigarasını yudumlarken beni izliyordu. Yutkunarak, elimde sıkıca tutuğum resme baktım, ardından taktığım saate, Artık beş dakikam kalmıştı. Bugün küçük bir sigara sorunundan hayatımın kayışını izlemiştim.

Sigara kokusu dudaklarımda biterken, yutkundum. Bir kaç saniyelik öpüş ile sigarasında ki son dumanı dudaklarıma akıttı ve geri çekildi, kapkara gözleri koyu kahve gözlerime bir süre odaklanırken yanağıma küçük ama sert bir öpücük kondurup kulağıma yakınlaştı."I'amore e solo per il sesso,"

Küçük nefes alışları boynumda bıraktığı nefesle yanarken, ellerimi sıktım. Yavaşça kafasını kaldırdığında sokağın diğer ucuna baktı. Tekrardan yürümek için adım attı, gözlerim onun hareketlerini izlerken taktığı karanlık siyah maskeyle güldü. Dakikalar önce tanımadığım adam sigarasında ki dumanı dudaklarıma şehvetle akıtmıştı.

*



SİGARAMDAKİ İZMARİT (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin