Kristal

64 4 1
                                    

1 ay sonra...

Peşimdeydi. Soluk soluğaydım. Ellerim buz kesilmişti. Ve de iplerle sıkı sıkı bağlanmışlardı. Her şey karanlık bir odanın içinde başlamıştı. Hiçbir şey göremiyordum. Tek duyduğum ses "kristal" kelimesiydi. Sonra ayağa kalkıp kaçmaya başladım. Gözlerim acıyordu. Ayaklarım çıplak bir şekilde nereye koştuğumu bilmiyordum. Tek istediğim bir an önce uyanmaktı. Her gece aynı rüyayı görüyordun. "Uyan!" Diye bağırdım. Ve ter içerisinde kalmış ben yataktan fırladım. Çekik gözlü çocuğu gördüğümden beri bu rüyaları görüyordum. Ellerimi yüzümü yıkadıktan sonra dışarıyı seyretmeye başladım. Onu hiç görmemiştim. Bir ara görür gibi gördüm ama hemen oradan uzaklaştım. Ama artık bu rüyaların bir anlamı olduğunu düşünmeye başladım. Bilgisayarın karşısına geçip saçlarımı üstten topladım. Rüyamda gördüklerimi düşündüm her seferinde mor renginde bir kristal görüyordum. Araştırmaya bundan başladım. Arama sonuçlarında dikkate değer pek bir şey yoktu. Ancak mor kristalin "Gecenin kurtarıcısı" anlamına geldiğini öğrendim. İşe yarar bir ipucu olabilirdi. Biraz gerindikten sonra saate baktım. 7 olmuştu. Bugün okulun ilk günüydü. 10.sınıfın ilk günü. Hazırlanmaya başladım. Okul formamla kendimi görmeyeli epey olmuştu. Aynanın karşısında bir süre hazırlandıktan sonra aşağı indim. Annem çoktan kahvaltıyı hazırlamıştı."Günaydııın" dedim neşeli bir ses tonuyla. Onda gülümseyerek aynısını dedi. Biraz atıştırdıktan sonra kardeşime bir öpücük verip dışarı çıktım. Otobüs durağında otobüsü beklemeye koyuldum. Kulaklığımı takıp oturdum. Bir yandanda melodiye uygun ayağımla ritim tutuyordum. Dışarı biraz erken çıkmıştım. Bu yüzden beklememde doğaldı tabi. Sonra uzun boylu, kumral gözleri ela tonunda bir çocuk geldi. Forması benimkiyle aynıydı. Beni şöyle bir süzdükten sonra ayakta bekledi. Neyse ki otobüs geldi. Yoksa bu gergin ortama dayanamazdım. İlk önce benim geçmemi bekledi. Hareketine karşılık önden geçtim. Bir yere oturduktan sonra onu izledim. Beni gerecek bir hareket yapmamıştı ama gerilmiştim istemsizce. Okulun girişinde kızlar bekliyordu. Belli ki komik bir şey konuşuyorlardı. Yüzleri gülmekten kasılmıştı artık. Yanlarına gittiğimde aynı neşeyle selamladılar beni. Sonra gözleri otobüsteki çocuğa takıldı. "Aaa demek yeni çocuk bu." Dedi Kübra. "Hangi sınıfta olucak?" Dedi Havva. "Sanırsam bizim sınıfta." Dedi Kübra. "Havalı bir şeye benziyor" dedi Zehra. Zehra'ya katılıyordum. Hani şu pek kimseyle takılmayan kendi halinde ama oldukça havalı tiplere benziyordu. Snıfa gittiğimizde çantamı ortalarda bir sıraya koyup kantine gittim. Bir su ve çikolata aldım. Merdivenlerden çıkarken çekik gözlüyü görür gibi oldum. Duvarın içine girecekti neredeyse. Saklanmaya çalışıyordu. Onu gördüğümü farketti ve ters yöne doğru yürümeye başladı. Ne tarafa gideceğini anladığım için onu kıstıracak bir yoldan gittim. Tahminim doğru çıkmıştı. Onu tekrar görmek... Bilemiyorum hiç bu kadar iyi hissettirmemişti. Çünkü bu yaşadıklarıma ortak biri vardı. Ve bu beni rahatlattırıyordu. Üstünde okulun üniforması vardı. "Bu okulda mı okuyorsun" diye sordum. Kafasını aşağı yukarı salladı. "Bak" diye başladım söze. "Sende rüyaları görüyorsun değil mi" dedi. Bunu bekliyordum ama onunda bu soruyu sormak için can atması yalnız olmadığımı gösteriyordu. "Evet" dedim. "Bu sabah biraz araştırma yaptım. Seninde dediğin gibi mor bir kristal görüyorum. Anlamı gecenin kurtarısıymış. Belkide her gece uyanmamızın sebebi bu. Kurtarıcımız bu olabilir." Biraz düşündükten sonra "Dediğin doğru olabilir. Peki neden biz? Kafedeki dalga neydi?"
"Araştırmalarım henüz o kadar derin değil ama önce elimizdekileri ipucu olarak kullansak. Her şeyin cevabı ortaya çıkar." Dedim. " peki ne yapmayı öneriyorsun? Aslında benim bir fikrim var. Ben rüyalardan uyanmak için " uyan" diye bağırıyorum ve uyanıyorum. Belki de uyanmayıp mor kristali aramaya devam edersek bir şeyler bulabiliriz." Dedi. Dediklerine şaşırmıştım. Aynı durumu yaşıyorduk. Nefesimi bir süre tutup dışarı verdim. " Peki. Sence rüyamızda bize bir şey olursa geri dönebilir miyiz?" Dedim. "Deneyip göreceğiz." Dedi ama hafif bir tebessüm ediyordu. Komik bir yanı yoktu ama bende tebessüm ettim. Şimdi güvende hissediyordum. Gözlerinin içindeydi. Güven.

TesadüfHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin