S1B3: adres.

52 5 35
                                    

erol evgin - sevdan olmasa
"gönlümde bu dinmek bilmez sızı olmasa,
gözlerimde gözlerinin izi olmasa,"

erol evgin - sevdan olmasa"gönlümde bu dinmek bilmez sızı olmasa,gözlerimde gözlerinin izi olmasa,"

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

şubat, 2016.

"ee, naptın bakalım halledebildin mi?" yuvarlak masanın ortasında duran salatadan bir çatal alıp ağzıma attığımda lilya bamya dolu tabağı önümüze koymuştu. "sen ablana güvenmiyor musun?"

"orası ayrı canım da..." dediğini tamamlamadan sandalyeye oturduğunda kaşlarımdan birini havaya kaldırdım. "murat'tan para koparmak zordur. o yüzden merak ettim."

"zeynepçi-"

"abla!"

"tamam ya! bekle de gör bak ablan ne yapmış." koşarak oturma odasına geçtiğimde deri koltuğun üzerinde duran çantamın içinden kredi kartını kapıp mutfağa gittim. merakla ne yapacağımı izleyen lilya'nın önüne kredi kartını koyduğumda ağzını açıp konuşacaktı ki vazgeçip bana çevirdi bakışlarını. bense gururla yerime geri oturup maden sularını açmaya başladım.

"gördün mü? para koparmak zormuş lafa bak. beş dakika bile sürmedi." ona açtığım maden suyunu önüne koyup yemek yemeye başladığımda kredi kartını eline alıp,

"sen bununla ne halt yemeyi planlıyorsun? delil toplamayacak mıydın bu ne alaka?"

"bizim seninle genlerimiz nasıl aynı şüphe ediyorum ya!"

"leyla lafı dolandırma."

"adam kadını çorbacıya götürmez değil mi lilya? ya da pansiyonda sevişmez. ya kadına ev falan tutmuştur ya da otele götürecektir değil mi sevgili kardeşim? ablan beş yıldızlı otele bu halde nasıl gitsin bir düşün bakalım. 200 lirayla halledilecek iş sandın sen herhalde." diyip kendimi gösterdim. baştan aşağı beni süzüp kartı bana verdi. "iyi tamam. sen tek başına mı yapacaksın peki bunca şeyi?"

"hayır. emir ve ben beraberiz bu işte."

"bu kadar yalanın içinde nasıl kabul etti teklifini ya?"

"isteyip de başaramadığım hiçbir şey olmadı. ayrıca bana kim dayanabilir?" e
egomu belli eden bir cümle eşliğinde ekmek sepetinden somon ekmeğin köşesini kopardığımda lilya elindeki çatalı bırakıp bana imalı bakışlarla baktığında kaşlarımı çattım. "sen aşık falan mı oldun yoksa çocuğa?"

"yok be. tipi iyi ama çok mülayim birine benziyor ben biraz aksiyon seviyorum." dediğimde inanmışa benzemiyordu ama bıyık altından gülüp yemek yemeye devam etti. bende onun bu tavrını asla anlamamış gibi yaparak yemeğimi yedim.

yemekler bittikten sonra tüm bulaşığı lilya'ya kitleyip kulak üstü kulaklığımı taktım. "leyla!" lilya'nın sesini duyduğumda kulaklığımı çıkarıp arkamı döndüm. "iş bulabildin mi?"

"nereden geldi şimdi bu aklına?"

"ev geçindiriyoruz ya hani önemli. ben daha bulamadım ama seni de merak ettim."

Yüksek Kaldırım | Emir Can İğrekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin