the night we met

106 27 28
                                    

Okul çıkışı. Eve gitmek için bindiğim taksiden yemek yemek için erken indim. Sevdiğim bir mekanda yarım saat kadar sürede karnımı doyurup çıktım. Kalan yolu yürüyerek gidecektim.

Tek başına yemek yemekten ve tek yürümekten nefret ediyordum ancak buna alışmıştım. Eğer hiç kimsenin ilk tercihi değilseniz bunlar alışmanız gereken şeylerden sadece iki tanesidir.

Telefonumdan saate baktım. Bu saatlerde herkes evde olurdu. Telefonumu montumun cebine koyarken gözüm karşı yoldaki annemin kırmızı arabasına ilişti. Etrafıma bakındım biraz. Annemin iş yeri buraya yakın değildi. Babamınki de öyle. Annemin bir şeyleri bu kadar rahat yapabilmesi, babamın arkadaşının aldığı künyeyi kendisi almış gibi bize gösterirkenki söylediği yalanları, hiçbir şey olmamış gibi davranması mahvediyordu beni.

Uzun zamandır içimde tuttuğum için huzursuz hissediyordum. Annemle konuşasım gelmiyor, hatta sesini duyduğum an odama gidiyordum. İyice nefret beslemiştim ona karşı. Babama söyleyip söylememe konusunda hala kararsızdım. Ancak artık en azından abilerim bunu bilmeli diye düşündüm.

Cebime henüz koyduğum telefonumu geri çıkarttım ve arabanın, önünde durduğu lüks binayla birlikte fotoğrafını çektim.

family🌷

jeonghan:
Abi
Bir bakabilir misiniz
Bir şey öğrendim

Jun:
Bunu şimdi öğrendiğin için üzgünüz
Ama evet
Öğrendiklerin doğru

Joshua:
Aslında evlatlıksın.

Jun:
Çöpte bulduk seni
Josh'la top oynarken top çöp konteynerine kaçtı
Bir baktık sen

Joshua:
Top da kafana çarptı herhalde sen ondan böylesin.

Jeonghan:
*fotoğraf*
*fotoğraf*
Annem
Aldatıyor babamı
Babamın işteki arkadaşıyla
Gördüm kaç kez

Jun:
Sen mal mısın amk

Joshua:
Jeonghan sil şunu

Jun:
Gerizekalı
Sil amk
Çabuk sil

*cevapsız arama*
*cevapsız arama*

Jun:
Jeonghan
Yemin ederim döverim seni
Sil mesajları

*cevapsız arama*
*cevapsız arama*
*cevapsız arama*

*herkes tarafından görüldü*

Mesajı atar atmaz telefonumu kapatıp cebime koydum. Yağmur çiselemeye başladığında montumun şapkasını kapattım ve adımlarımı hızlandırdım. Bir an önce eve gitmek istiyordum.

Yaklaşık on beş dakika yürümenin ardından, eve neredeyse yaklaşmıştım. Jun ve Joshua'nın yazdıklarına merakıma yenik düştüğüm için bakmaya karar verdim.

Hızlanan yağmurda açılmasını beklediğim telefonumun ıslanan ekranını kolumla sildim. Saniyeler sonra açılan telefonumdaki cevapsız arama bildirimlerini gördüm önce. Sonra da attığım mesajın yalnız abilerimin olduğu gruba değil, annemin ve babamın da olduğu gruba atmış olduğumu.

Birkaç saniye ekrana bakarak donakaldım. Attığım mesajlara baktım tekrar. Yanlış gruba atmadığıma inandırmak istiyordum kendimi. Ama yanlış gruba atmıştım. Üstelik mesajı çoktan annem ve babam da görmüştü.

Coraline - jeongcheol Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin