A&H

6.9K 63 29
                                    

bahar geldi zaar

*

Göbüşümün içinde varlığını sürdüren şahıs kişisinin yarın cinsiyetini öğrenme günü diyebilir miyiz? Evet, diyebiliriz. Aslında isim düşünmek için ideal günler de diyebiliriz ama aklıma yatan, içime sinen isim bulamıyordum.

İnsan çocuğuna isim bulamaz mı? Bulamıyor işte.

Biraz kilo da almıştım tabi ama göbeğim minicikti, karnı burnunda bir gelin değildim henüz... Doğrusu bu iyi bir şeydi çünkü üç gün sonra olan düğünümde gelinliğin içinde patlamak istemezdim. Neyseki ev ayarlama telaşı yoktu. Azat'ın eşyaları tamdı. Ufak eksikler zamanla hallolurdu.

Bana kalsa sade bir nikah yeterliydi ama çok sevgili kayınvalidem Ahsen Anne ve kızı denen cadı Elya beni sürükleye sürükleye kabarık bir gelinlik seçtirmeye çıkarmışlardı bugün.

Ve evet şu an gelinlik provamın ortasındayım. Tam ortasında.

Sıcaktan daralmak üstelik çatlamak üzereyken bana 7. gelinliği uzattılar. Hayır bunu çıkarmak giymekten daha zordu.

"Anneciğim bırak kız alsın istediğini. Sıkıştırma. Kabarık model istemiyor belli ki." dedi Elya.

Ona minnettar bakışlarımı fırlattım.

Bir avcunu yüzüme yerleştirdi Ahsen Anne. "Gelinim öyle güzel öyle duru ki her şeyi üstünde göresim geliyor."

Utanarak tebessüm ettim ama bana utanıklı gelin demeyin çünkü pata küte sevişirken hiçte utanıyor gibi durmuyordum ey insanlık.

Azat tabiki yanımızda yoktu. Çünkü bilirsiniz ki erkekler gelini, gelinlikle görmemeli. Düğünden önce yani. Ama ben kocişimi kudurtmak için üzerimde gelinlik modellerinin fotoğraflarını çekmiştim bile.

Satışta yardımcı olan hanımefendi sırtıma yaklaştı ve beyaz bağcıkları çözmeye başladı. Azat Bey dün gece sırtımı ve boynumu patlıcan gibi morarttığı için kapatıcı sürmüştüm ama ne yazık ki elbiseleri denedikçe etkisi gidiyordu. İşte şimdi utanabilirdim.

Hanımefendi yaklaşık dört yıl kadar sonra sırtımdaki ipleri salıverdiğinde kabine yeni model için girdim. Yanıma kelebek gibi uçuşan Elya'yı görünce duraksadım.

"Gel." dedi çantasından bir şey çıkartırken. Gelinlik üstümden düştü ve elindeki kapatıcıyı parmağıyla boynumda dağıtmaya başladı. Yaşadığım şokla kızarırken ani bir hıçkırık senfonisine kapıldım.

"Utanma." dedi Elya gülümseyerek. "Bu yüzden buradayım. Rahatla."

Ama elimde değildi çünkü abisinin yaptığı hayvanlığı kapatmaya çalışıyordu hemde annelerine utanmayayım diye.

Daha da minnettar bakışlarımı Elya'ya gönderdim. Bana içten bir şekilde tekrar gülümsedi. "Şimdi senin seçtiğin modeli getireyim, sabahtan beri annemin istediklerini deniyorsun. Anneme ters yapabilirsin. Seni oldukça zorladı bugün."

"Kadın da haklı. Bir şey diyemiyorum." dediğimde göz devirdi.

"Benim düğünümde Kerem'in gömleğinin kol düğmesine bile karışmaya kalktı. Annemi dinlersen yanarsın. Aman diyim, uyarması benden."

Kocaman kabinin perdesini örtüp çıktı yanımdan. Tüm duvarı kaplayan aynaya bir de kendime baktım. Şu sıralar ayna karşısında karnıma bakmalarla meşhurdum.

Bakmalar demişken canım baklavalar çekti...Soğuk sütlü baklavalar, o şerbetinin suyu akan fıstıklı sarmalar, şöbiyetler... Mmhh en güzelinden bir...-

AZARE (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin