Partie 2

85 9 0
                                    

Adrese baktığımda kafa dağıtmak için iyi bir yer olduğunu gördüm, üstelik çok sevilen bir yere benziyordu. Hiç gitmemiştim ama şansımı denesem iyiydi. Akşam olduğunda hemen üstüme idare edebilecek birşeyler giyindim. İnce bir kazak, bol bir pantolondu giydiklerim. Kafama bir şapka geçirip saçımı dışına çıkardım. Aynadan kendime bakıp gülümsedim. Salak salak hareketlerimin farkına varıp gülümsememi dağıttım yüzümden.

Adrese bakarak yola çıktım, sağlı sollu dönerek yolları geçerken karşımda bulduğum içerisi kalabalık gözüken mekana baktım. İçeri gireceğim zaman telefonumu cebime attım. İçeri girmek için kapıyı tutup ilerledim. İçeri girmemle yüzüme patlayan şarap şişesi her yerime döküldü. Gözlerimi yumup kazakla sildim. Zar zor gözlerimi açıp karşımdakine baktım.

....Taehyung....

Kolumdan tutup herkesin görebileceği bir yere ilerletti bedenimi. Sarhoş olduğu yüzünden belli oluyordu, birşey yapmasını istemiyordum...Rezil etmesini hiç istemiyordum....Ters birşey yapmasını istemiyordum...Sadece etrafa baktım.

-Hah! Bu çocuk kim biliyor musunuz? Bizim okula yeni geldi, üstelik ne annesi var ne babası... Ne kadar zavallı değil mi?! Üstelik onun zorbası olmamı kabul etti, önceki okulunda da zorbalık görmüş kıyamam öksüz!

Yeterince dalga geçmişti, ellerimi yüzüme koyup hızlıca dışarı çıktım, koşarak uzaklaşmaya çalıştım, koştum, koştum...
Bilmediğim sokaklardan geçerek bir kenarıda durdum. Duvarın arkasına geçip dizlerimi bükerek yere oturdum. Ellerimi yüzümden çektim.

Dışarı adımlayıp mekandan çıktım ve sokak kenarlarından dönüp yolları karıştırarak ilerledim. Çıkmaz sokağa gelince durdum. Sokak arasına girip duvarın dibine çöktüm. Nefeslenip havayı soludum..Yaptıklarını aklıma getirdim, gözümün sulanmasıyla hafifçe ağlamaya başladım. Kendimi tutamayıp daha çok ağladım, daha öncekiler gibi de değil, içten ve isteyerek ağlıyordum. İçimden gelmişti ve üzgündüm de.. Sesimi çıkarmadan ağlamaya çalışsam da boş sokakta sesim çıkıyordu. Ayak sesleri duymamla ellerimi ağzıma götürdüm, sesimi çıkarmadan sesi dinledim.

-Korkak Jungkook, nereye saklandın?

Sesi duymamla anladım, Taehyungtu bu. Sesimi çıkarmadan diğer köşeye doğru ilerledim, zaten fazla sarhoştu benim sesimi duymak için. Sokağın bir köşesinden evimin adresini açarak ilerlemeye çalıştım, sessizce ve dikkatlice ilerliyorken kenardan boynumun bi kol darbesiyle sıkıldığını hissetmiştim, kenarıya çekmişti o kol.

-Nereye kaçıyorsun jungkook? Benden kaçamazsın bilmiyor musun bunu?

Sırıtıp daha fazla sıkmaya başladı boynumu, bir süre saçmaladıktan sonra beni duvara yasladı ve önümde dikildi, çıkmaz bir sokaktı bunun yanı sıra kaçamazdım önümde durup engel oluyordu.. Sesimi çıkarmamaya çalıştım. Yerdeki cam şişeye ilerleyip eline aldı, sırıtarak yanıma geldi. Şişeyi yere fırlatıp kırdı, gözümü kapattım Çünkü bedenime sıçramasını istemiyordum. Kırılmış bir cam parçası alıp üzerime geldi.

-Düşündüğümü yapmayacaksın değil mi Taehyung? Korkutuyorsun beni.....

-Yaparsam ne olur, üzülür ağlar mısın? Hep böylesindir zaten ben yapsam ne olur. Ailen de yok hem. Yaralarını kimse sarmaz....

Şapkamı iyice kafama geçirip nefes nefese ona baktım. Kolumu tutup elimi sıktı, elindeki camı dayadı ve çizik attı.

-Ah! Yapma Taehyung canım acıyor.. Sıkıştırdın zaten kaçamıyorum bile... Bırak lütfen yapma..

Dediklerimi dinlemeyip birkaç çizik daha attı, tutamadığım göz yaşlarım sel olacak hale geldiğinde elimden akan kanlara baktı, sonra birden bedeni geri gidip yere yığıldı. Nefeslenip ona baktım. Bırakıp gitmek istedim ama yapamadım. Başına dikilip elimi alnına koydum, ateşi yoktu, yüksek ihtimalle onu kan tutuyordu, zaten elimdeki kana bakınca bayılmıştı. Yüzüne birkaç kere
hafifçe vurup uyanmasını bekledim ama uyanmadı. Ayağa aldırmaya çalıştım, kendi bedenim zaten ağırken zar zor kaldırdım onu ayağa, bir kolunu omzuma atıp ayağa dikmeye çalıştım. Olmayınca uzun uğraşlar sonucu onu sırtıma alıp konumu açtım ve daha deminki parti yerine gitmek için yürüdüm, yürüdüm...

Yakamoz Güzeli Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin