Partie 8

24 4 0
                                    

O olaydan sonra tüm okul tarafından ayrımcalığa uğradım. Her gün sınıfım basıldı, kantin arkasında senaryolar yaşandı. Engel olamadım. Vazgeçtiğim Taehyung ise, sadece izliyordu. Ne yardım ediyordu, ne de onlar gibi zorbalıyordu. Sadece izliyordu.

Her gün eşcinsel olduğum için kötü eylemlere maruz kalıyordum 3.gün olmuştu bile. Hâlâ aynıydı, unutulur sandım umursamadım. Fakat insanlar vazgeçmedi. Yemeklerime ilaç koymaya, ve birçok kötü sözleri savurmaktan vazgeçmediler.

Her akşam rüyamda görür oldum artık, rüyalarımda bile tek bir sevenim yoktu. Benden tiksinenler vardı sadece. Sanki dünya bana bir oyun oynuyor, onlarda piyonmuş gibiydi. Her gün benim için felaketti. Her gün benim için pişmanlıktı. Her gün benim için acımasızlık,iğrençlikti.

"Öl, geber, yaşamayı hak etmiyorsun!" sözlerinden bıkmıştım. Anlamıyordum. Anlam veremiyordum daha doğrusu.

Peki Taehyung... Neden sadece izlemeyi tercih etti. Benim yanımda eğlenip yeni yıla benimle girmişken, neden şimdi acılarıma tat katmadan izliyordu? En çokta buna anlam vermek istemiştim. Anlam vermek istedim çünkü usandım. Yapılan zorbalıktan. Denilen sözlerden usandım. Kendimi öldürmek istedim. O olayı ortaya çıkaran kişi ise her gün yeni şeyler yayınlamayı ihmal etmedi. Üzerime gitti. Acılarıma tuz döktü. En çokta o yıprattı beni. Acılarımla yüzleştirdi ve gerçekleri gördüm.

Ve o gerçekler.... Benim sonummuş meğersem...

Aklımdan çok şey geçirdim. Bu okuldaki ilk günüm de berbattı zaten. İlk günüm de, son günümde berbat olacaktı. Bıktım çünkü, bıkıp usandım. Hiç sesimi çıkarmadım. Bu yüzden piyon oldum. Bende bu hayatta bir piyondum ve en kötüsü de, yol gösteren değil, yol gösterilen piyondum.

-
"Jungkook, bırak artık şu paçavraları. Haber yapmaya devam etsinler. Gitme okula birkaç hafta. Ben sana haber ederim."

Bu süreçte tek yanımda olan Yoongiydi. Kimse gelip halimi hatırımı sormazken o gelip yanımda durdu. İçime attıklarımı ona anlattım. Anlattıkça o da benimle dibe battı.

Özür de diledim. Onu dibe çektiğim için.

Ona Taehyung'u anlattım. Bana yaptıklarını, nasıl birisi olduğunu anlattım. O da benim gibi olmasın diye.

Çok iyi biliyordum, okulda benim gibi eşcinsel olan çok kişi vardı. Ama ses etmiyorlardı çünkü onlar da benim gibi olurlardı.

Hissediyordum, olayın 5.gününde hissettim. Sonum geliyormuş gibi. En dibe kadar hissettim. Kalbim sökülüp atılmış gibiydi. Duygularım istemsizce duruyor gibiydi vücudumda.

Sustum. Susturmaya çalıştım hepsini.

Başaramadım.

/
"Oh be! Sonunda bir hafta geçti. Jungkook, bu hafta da seninle duracağım. Bir daha böyle birşey yapan olursa onların gözlerini kendi ellerimle oyarım."

"Gerek yok Yoongi, yanımda duruyorsun ya o yeter bana. İnan."

"Anlıyorum, ama şu Taehyung'a bir ders versek? Böyle bırakıp gitmek neymiş anlar."

"Onun zaten bir aşkı vardı. Varken benimle birlikte oldu. Ben daha fazla yalan dinlemek istemiyorum Yoongi."

"Of bana adımla seslenme artık. Bağ kurduk istediğin gibi seslen ama adım çok klasik değil mi? Offf!!"

"Anladım anladım, ne desem o zaman?"

"İstediğin gibi selen."

"Opia? Bu nasıl?"

"Olur, hem adıma benziyor. Yoongi opia."

Konuşmamızdan sonra okula hazırlanmak için kısa bir duş aldık ikimizde. Üstümü giyinip küçük bir koku sıktım ve saçımı kurutup saldım. Çantamı sırtıma geçirdim ve birikimimden bir miktar para alıp opia ile birlikte yola çıktık.

" Bugün hava çok güzel.. Umarım gün de güzel olur."

Lafımı eder etmez sıramı berbat bir halde buldum.

Her yerine kötü sözler yazılmış ve tanımlayamadığım şeyler dökmüşlerdi. Aptalca notlar bırakmışlardı bana.

Kendimi o kadar garip ve alıkonulmuş hissettim ki..o duyguları ağzımın ucuna getirmek bile zor geliyor.

Umursamamaya çalışıp notları söktüm ve çöpe attım. Sırama geçer geçmez birkaç kişi hâlâ izlemeye devam ederken diğerleri aralarında fısıldaşıyorlardı.

Ben sıramda oturup dünki ödevleri kontrol ederken sınıfın önde gelen grubu geldi. Aralarından bir çocuk öne çıkıp başımdan aşağı sıcak su akıttı. Düşünmesi bile ağırıma gidiyordu.
Yüzüm yanıyordu ve zonkluyordu. Elimle birşey yapamıyordum. Başlı başına ne yapacağımı bilmiyordum.

Çünkü hep sustum.

Ne yapacağımı bilmediğim için koşarak tuvalete gittim ve acıyan yüzümü yıkayıp aynadan kendine baktım.

Yüzüm.

Berbat olmuştu.

Yanmış gibiydi ama kızarmıştı.

Çok çirkin gözüküyordum. Her zamankinden farklı ve çirkin.

"Hyung! Sınıfta neler oldu?"

"Hyung... Bir dakika.. Yüzün..?"

Neden beni böylesi çirkin görmek zorundaydı ki? Neden takip edip duruyordu...

Ses etmeden hemen tuvaletten uzaklaştım. Yalnız olacağım ve kimsenin olmayacağı huzurlu bir yer istiyordum.

Gerçi öyle bir yer yoktu.

Kendi yüzümü gizlemek için bir maske taktım ve kapüşonumu geçirdim. Diğer sebebimse insanların yüzüme bakıp iğrenmemesiydi.

-.

"Uyansana piç!"

"Hey! Sana diyoruz!"

"Abi şuna baksana! Yüzüne ne olmuş böyle?"

"Zaten beş para etmezdi. Oynayın birazcık sonra bırakın."

Gözümün bağının çözülmesiyle karşımdakiler, tanımadığım insanlara baktım.

Üç kişilerdi ve gereksiz yere tip tip bakıyorlardı. Nerede olduğumu bilmiyor, artı olarak bundan önce nasıl buraya geldiğimi de bilmiyordum.

"Yüzü tatlıymış aslında. Yazık olmuş."

"Ne diyorsunuz siz! Kimsiniz nesiniz neden burdayım!"

Siyahlı olan belinden çıkardığı silahı temkinlice başıma işaret etti.

"Sus ve otur, gece daha uzun."

Bölüm sonu

Özür diliyorum böyle kısa istemiyordum ama elden çare gelmiyor iyi hissetmiyorum hasta gibiyim gece de yazında, eh haliyle zor bir şey.
Bölümler çok az okunuyor oylar fazla da değil böyle devam ederse yazabilecek gibi görünmüyorum.

Kendinize iyi bakın.

Tercih ve öneriler için
İnsta:
54_rroy ve suanitz

Yakamoz Güzeli Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin