"i'm bleeding for you, but you never care."
***
antrenman salonuna geldiğimizde herkesten önce geldiğimizi fark ettik. vargas ile birbirimize bakıp ellerimizi birleştirdiğimizde sahanın diğer ucuna doğru koşmaya başladık. şu an resmen sahada kahkahalar atarak koşuyorduk. bu durum komiğime gitse de bir o kadar da hoşuma gidiyordu.
sahanın diğer ucuna vardığımızda vargas kendini yere attı, hala gülmeye devam ediyordu. ben de ona katılmak adına yere uzandığım sırada o dirseklerinden destek alıp oturur pozisyona geçti. ne yapmaya çalıştığını sorgularken karnımda hissettiğim eller ile beni tekrar güldürmeyi başardı. dışarıdan nasıl görünüyorduk bilmiyorum ama çok da umrumda değildi.
beni hala gıdıklamaya devam ederken doğrulup üstüne çıktım. şaka değildi, şu anda gerçekten vargas'ın üstündeydim. kollarından destek alması zorlaşmıştı fakat oturur pozisyonda kalmak için direniyordu. ortam birden buz kesmişti, biz ise şu an sadece birbirimize bakıyorduk. bu şeye son verip ellerimi karnına götürdüm. bana yaptığının aynısını ona yapıyordum, birnevi intikam alıyordum. daha fazla direnememiş olacak ki sırtını yer ile buluşturdu. bileklerimden tutunca bana engel olacağını düşünüyor olmalı ki kollarımla cebelleşiyordu.
dizlerim sert zeminde acımaya başladığı için kendimi vargas'ın bacağına bıraktığımda yalandan inledi.
"ah, yuh kızım ya! al götür bacağımı istersen !?"
bozuntuya vermeyip "bana uyar" diyip gülmeye başladığımda çok geçmeden vargas da bana katıldı. bacağından kalkıp yanına uzandım. biz hala gülmeye devam ederken giriş kapısının olduğu köşeden duyduğumuz ses ile gülmeyi kestik.
"bensiz mi takılmaya başladınız? aşk olsun alındım gücendim..." (aşıkları yalnız bırak zehra 🥰)
"napsaydık kızım zehra gelsin öyle takılalım mı deseydik?"
"bana uyardı şahsen" diyip bir şeyler daha söylendi ama duyamadım.
"ben soyunma odasındayım, takılın siz!" dedi. özellikle son iki kelimeyi bastıra bastıra söylemiş sonra da gitmişti.
vargas'a dönüp "birlikle takılıyoruz diye trip yedik iyi mi" diye mırıldanıp güldüm. vargas da bana ayak uydurduğunda birden ayaklanıp elimi yerde yatan vargas'a uzattım. elimden destek alıp kalkınca vargas'ın omzuna kolumu attım. omzundan sarkan elimi eline kenetlediğinde gülümsedim. (bu hareketin güzelliğini konuşabilir miyiz, yaşamış biri olarak mükemmel bir hissi var :)
yeni tanışmış olmamıza rağmen yakın arkadaş gibi takılıyorduk, belki de sevgili gibi. genel olarak yapısı böyle flörtöz müydü bana karşı mı böyleydi onu hala çözebilmiş değildim.
***
antrenmana 15 dakika su molası verildiğinde kendimi benchteki sandalyelerden birine attım. elimdeki su şişesini bir içişte bitirip çöpe fırlattığımda arkama yaslandım. derin derin nefesler alırken oturduğum yerde kıvranıyordum. ayak bileğim şiddetli bir şekilde sızlıyordu fakat bundan kimsenin haberi yoktu. eğer öğrenselerdi muhtemelen bir süre oyuna giremeyecektim, bu da performansımın düşmesine sebebiyet verecekti. vargas yanıma doğru adımlarken nefes alış-verişlerimi düzene sokmaya çalıştım.
"ebrar iyi misin?" dedi endişeli bir ses ile.
konuşursam sesimin titreyebileceği ihtimalini aklımda tutup baş sallamak ile yetindim.
"şimdilik öyle olsun" diyip elindeki su şişesini başına dikti. hareket eden adem elmasında takılı kaldı gözlerim. ne kadar süre izledim bilmiyorum ama vargas'ın beni sarsmasıyla kendime geldim.
"iyi olduğuna emin misin ebrar, düşünceli görünüyorsun?"
boğazımda yer edinen yumruya inat konuştum. "iyiyim, gerçekten. sadece biraz başım dönmüştü o kadar."
vargas sıkıntı içinde ofladı. "peki, kötü olduğunda yanıma gel olur mu?"
tekrar başımı sallayarak onayladığımda oturduğu yerden kalkıp epey uzunca olan koridora yöneldi. muhtemelen soyunma odasına bir eşyasını almaya gidiyordu. o an peşinden gitmek istedim. hırkamın yanında olmayışını kendime bahane sunarak ayaklandım.
vargas ortalıklarda gözükmüyordu. biraz daha yürüyüp soyunma odasına daldığımda vargas'ın çıplak sırtı ve yanındaki kıza değdi gözlerim...
***
ayy selams, naberr??
bence diğerlerine göre uzun ve fazla yakınlaşmalı bir bölüm oldu.
neyse öpüyorum ve iyi geceler diliyorum 🤍