episode nine ✩

158 22 17
                                    

sessizce geçen bir kahvaltının ardından odalarımıza dağılmıştık. ebrar ile odaya vardığımızda kendimize soğuk kahve alıp küçük ama bize yetecek genişlikte olan balkona geçmiştik.

oturmuş soğuk kahvelerimizi yudumlarken ikimiz de birbirimizle ilgilenmiyorduk. ebrar'ın elinde telefonu benim elimde de kendi telefonum vardı. öylesine uygulamalara girip çıkıyordum çünkü sıkılmıştım, ebrar da muhtemelen story atmaya çalışıyordu. çaktırmadan telefonunu dikizleyip oflayarak telefonumu masaya bıraktım. ebrar bakışlarını telefonundan çekip bana döndürdü.

"ne oldu?"

"hiç, sıkıldım sadece."

"ne yapalım?"

"havuza mı insek?"

"burda havuz mu var ki?"

"evet, -2. katta."

"kızım daha önceden söyleseydin ya, hadi gidelim"

ebrar'ın komutuyla içeri geçip valizimi açtım. şortu ve üstü aldıktan sonra kapatıp tuvalete girdim. tuvalette aldıklarımı giyip üstüne yine kıyafetlerimi geçirdim. çıktığımda ebrar da mayosunu giymiş olmalıydı ki "gidelim hadi." dedi.

hızlıca asansöre doğru yöneldiğinde "havuza benimle girmeyi bu kadar istediğini bilmiyordum" dedim alayla.

"her gün ölüyordum mile benimle havuza girsin diye" diye karşılık verdi asansörde yerini almış ebrar.

"zaten canım" dedim omzuna vurarak.

asansör faslını böyle geçirdikten sonra -2 katta bir sürü oda vardı. ebrar şaşkınlıkla "havuzlar ayrı mı?" diye sordu. başımı sallayarak onu onayladığımda "ayrı ayrı girmeyeceğiz herhalde?" dedi endişeyle.

"hayır hayır. her kat için ayrı ayrı yapmışlar."

"yani istesek zehralar tarafından rahatsız edilebilicez, öyle mi?"

"maalesef evet" dedim sahte bir üzüntüyle. tabii ki de bölünmemize müsaade edemezdim.

elimde olan telefonumu açıp zehraya yazdım.

gunes

-zehra, ebrarla havuza indik. kimsenin gelmesine müsaade etme siz de gelmeyin. bak bu gece de mahvolursa ölümünüz benim elimden olur ona göre.

-tamam tamam. konuştuğumuz gibi, bende hepsi. (mesajına ❤ ifadesini bıraktınız.)

***

sürgülü kapıyı ittirdiğimde her şey istediğim gibiydi.

"oha lan! burası gece kulübü gibi."

"beğendin mi?"

"evet evet."

bundan sonrasını şarkı ile beraber okumanızı tavsiye ederim :))

neon ışıkların aydınlattığı havuz, şezlongların üstüne bırakılmış şaraplar ve ebrar karakurt. tam istediğim gibiydi.

ebrar önümden geçip hızlıca üstündeki tişörtünü sıyırdı. sırtı bana dönük olduğu için duvara yaslanmış onu izleyen melissa vargas'tan habersizdi tabii.

friends to lovers,ebgasHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin