mrb arkadaslr🙏🏿 bu benim ilk smutumdu sövmeyin diye diğerlerine göre uzun yazdım bu sefer ğsşdğsşs
hepinize iyi okumalaaar 💗💭💭💭
dudaklarını en az benim dudaklarım kadar dolgun dudaklarına yasladığımda gülümsediğini hissettim. hala bir miktar da olsa ayık olduğunu anlayabilmek beni mutlu etmişti.
ben anın sarhoşluğuna kapılmış dudaklarında soluklanırken anlık bir hareket ile yerim değişmiş, bu sefer duvarla ebrar arasında kalan ben olmuştum.
"sen benim hiçbir şeyi anlamayacağımı zannettin acaba hayatım? sadece soruyorum. ayrıca beni öpme çabana da hayret ettim doğrusu, burada ben varken sen beni öpemezsin ben seni öperim."
cümlesini bitirmesiyle büyük bir hasretle öpülmeyi bekleyen dudaklarım hızla dudaklarını bulmasını sağladı. eş zamanlı bir şekilde dudaklarımız hareketlenmeye başladığında ebrar'ın parmakları usulca belimde geziniyordu. benim parmaklarım da ensesini bulduğunda hayatımın en huzurlu anını yaşadığımdan emindim. planım tam tersi işlese de.
ebrar'ın dudaklarımızı ayırıp alınlarımızı birbirine yaslamıştı. anı yakalamışken kaybetmek istemediğimden ensesindeki elimi sürterek yanaklarına getirdiğimde kendime çekip bir kez de ben öpmüştüm onu.
"hani öpemiyordum ben seni? öpüyorum gayet de bak."
bozuk türkçemle konuştuğumda ebrar gülmüştü. gülüşüne parlayan gözlerimle baktığımda bir tane de burnuma öpücük kondurup tam olmasa da temasımızı kesti.
belimdeki elini elime indirerek beni arkasından sürüklediğinde telefonlarımızı aldı. bu sefer de çıkışa doğru sürüklendiğimde sahte bir kızgınlıkla bana laf ediyordu.
"demek bana plan kurmak ha. göstericem ben sana planı şimdi."
ikinci cümleyi kendi içinden söylediğini sanmıştı sanırım. bozuntuya vermeyip yüzüme masum bir gülüş kondurdum.
odamıza geldiğimizde ebrar önden girerek benim arkasında kalmamı sağladı. odaya girdiğimde adım atmama izin vermeden beni sertçe kapıya yaslayıp öpmeye başlamasıyla beraber kapı da kapanmıştı.
eli ilk olarak belimde gezinse de sık olarak kalçalarıma dokunuyordu, bu da beni yeterince tahrik etmeye yetmişti.
ben ise kollarımı boynuna dolamış öpüşlerine karşılık veriyordum.
kalçamdaki elleri yerini avuçlamalara bıraktığında inlememek için kendi içimde direniyordum ama nafileydi. karşımdaki kadın benden bir ses alabilmek için üstüme oynuyordu resmen.
bu işkencenin artmaması için hafif hafif mırıldanmaya başlamıştım ama planım ters tepmişti. ebrar elinin bulunduğu bacağımı beline kadar çıkartmış, diziyle de beni öpüşmenin etkisiyle aramızda hafif boşluk kalan kapıya sertçe yaslamıştı.
altımda dizini hissettiğimde artık kendimi tutamayacak bir şekilde dudaklarının içine inlemiştim. ebrar benim sesimin volümü arttıkça daha çok sertleşiyordu.
bacağımdaki elinin temasını kesmiş, anlık olarak dudağını da dudağımdan ayırmıştı. gözleri kapı deliğinde duran anahtarı bulduğunda eliyle çevirip kapıyı kilitlemişti. ben ise sadece dudaklarını izliyordum, sanırım ne kadar öpüşsek de asla doymayacaktım.
bir kolunu belime dolayıp beni yatağına doğru yürüttüğünde teslim olmaya hazır bir şekilde yürüyüp uslu bir kız gibi yatağına oturdum. üstümüzde zaten sporcu atletleri olduğu için direkt olarak yatakta gerilememi sağlayıp dizlerinin üzerinde üstüme çıkmıştı.
bakışları altımda kitlendiğinde ne yapacağını anlamış bir şekilde kıvranmıştım. az önce altımda hissettiğim dizini sertçe bir kere daha hissettiğimde dudaklarımı birbirine bastırıp inlemiştim.
bakışları tekrar bana döndüğünde ben hala dudaklarımı bastırmış bir halde onu izliyordum.
"inlememekte kararlı mısın?"
başımı salladığımda güldü.
"tüm gün kendini unutacak kadar inleyeceksin ama. kendini teslim etmenin uzun sürmeceğini sanmıyorum melissa vargas."
konuşurken yakınlaştırdığı yüzlerimizin yakınlığıyla bir kere daha dudaklarımızı birleştirdiğinde ben ona çoktan istediği cevabı vermiştim.
dillerimiz devreye girdiğinde son bir kere daha dudağımı dişleyip ufak öpücükler eşliğinde boynuma inmişti. ıslak öpücükleri boynumda sızı bıraksa da aldığım zevkten dolayı umrumda bile değildi.
boynumdaki işi bitmiş gibi başını kaldırıp boynuma baktığında gururla gülümsedi. sağ göğsümü sporcu atletimin üzerinden avcuyla içine aldığında gözlerime bakarak sertçe sıktı. dudaklarımı birbirine bastırmış bir vaziyette inlerken ebrar zafer içinde bir gülüş atıp sol göğsüme eğildi.
alttan sporcu atletimi sıyırarak odağını göğsüme aldığında ufak ufak öpmeye başlamıştı. dakikalar sonra bu öpücükler yerini dişlemelere, emmeye bırakmıştı. sol göğsümdeki işini bitirip sağ göğsüme kaydığında ağzıyla içine aldığında kıvranmıştım. ebrar boşta kalan elini kasığıma bastırıp beni yatağa tekrar sabitlemişti. tanrım, bu kadının böylesine iyi seviştiğini bilmiyordum.
baş parmağıyla kasığımı okşarken bunun benim daha fazla kıvranmama sebebiyet verdiğinden habersizdi.
altımdaki baskının artmaya başladığını hissettiğinde bacaklarımı birbirine bastırmayı denedim fakat bu bana sadece daha çok acı veriyordu.
karnıma da ıslak öpücükler bırakarak şortumun olduğu kısma geldiğinde izin ister gibi bana baktı. "yap şunu" dercesine başımı salladığımda şortumun bel kısmından tutup aşağıya çekip çıkarttı. şu an tüm benliğimle ebrar karakurt'a sergiliyordum kendimi.
az önceki pozisyonu alıp bu sefer çıplak kızlığıma tekrar yaslamıştı dizini. ağzımdan bir inleme kaçtığında ebrar dudaklarım aralıyken beni yakalayıp tekrar dudaklarıma gömülmüştü. kalçamdan içime doğru hissettiğim parmakları girişime uzanmış, hem parmaklarıyla hem de diziyle baskı yapıyordu şu an. diğer eliyle belimi sarmış, beni kendine bastırıyordu. beni zor durumda bırakmaya yemin etmiş gibiydi.
dudaklarımızı ayırıp belimdeki elini iç bacağıma yerleştirip bacaklarımı biraz daha ayırdığında birazdan zevkin dibini yaşayacak olmak beni şimdiden yeterince tatmin ediyordu.
ben az sonra olacakları düşünürken içime giren iki parmak ile yüksek sesle inledim. sanırım bunu beklemiyordum.
içimde yavaşça gel git yapan parmaklar benim ıslaklığımla işi kolaylaştırıp daha iyi kaymaya başlamıştı. her saniye içime gelgit yapan parmakların hızı artarken üçüncü parmak da içime girdiğinde durmaksızın inliyordum artık.
kaç saat içimde aynı şeyleri tekrarlamıştık, içimde kaç kere gelgit yapmıştı bilmiyorum. ama dediği gibi, kendimi resmen unutmuştum. ebrar da işi biter bitmez kendini yanıma atmıştı. fakat yatağın darlığından dolayı yarısı hala üstümde sayılırdı.
sızlayan kadınlığımdan dolayı bacaklarımı bastırarak geçirmeye çalışsam da başarısızdı. ebrar durumu fark etmiş olacak ki az önce içimde olan parmaklarıyla kadınlığıma uzandı. yuvarlaklar çizerek yavaş yavaş masaj yapmaya başlamıştı. rahatlatıyor muydu, kesinlikle evet.
çizdiği yuvarlaklar yine deliğime ilerlerken doyumsuz gibi ellerimi ebrar'ın yanağına koyup kendime çekip alt dudağını dudaklarım arasına aldığımda ebrar ara ara parmağının bulunduğu kısmı kontrol ediyor, sonra gözlerini kapatıp uzun öpüşmemizin keyfini çıkarıyordu. ben kendimi tamamen ona teslim etmiştim, hiçbir şey umurumda bile değildi.
ebrar'ın masajı bitmiş olmalıydı ki parmaklarını kadınlığımdan çekti.
sanırım biraz erken karar vermiştim çünkü az önce çektiği parmakları kaçıncı kez olduğunu sayamadığım bir anda içime girdi. ve işimizin sabaha kadar da bitmeyeceğinden emin oldum.