BÖLÜM 2: Sevmediğin Adam

1.3K 44 7
                                    

Kalbim Katran Karası

2.Bölüm

İkimizde anlaşmıştık, evlenmeye, aynı evde yaşamaya, birbirimize katlanmaya anlaşmıştık. Baran, elimi bıraktığında kendimi geriye çektim. Bakışlarını kapıya çevirip daha fazla bir şey söylemeden odadan çıktı. Gözlerim ister istemez dolmuştu. Eğer ailem bana biraz sevgi verseydi, biraz anlayış gösterseydi onlara yalan söylemezdim. Ben onları üzmemek için bu kadar uğraşırken onlar beni yok saymaya devam ediyordu. Odadan çıkıp, Baran'ın arkasından yürümeye başladım. İkimizde salona geçtiğimizde Baran benden önce gelip kalktığı yere geri oturmuştu.

Onun varlığı, duruşu bile beni rahatsız ederken kafamda bin bir soru canlandı. Ben onunla yalandan olsa bile evlenip, aynı evin içine girecektim. Baran'ın yanına oturduğumda herkes bize bakıyordu. "Derya?" Dayımın adımı seslenmesiyle ona döndü bakışlarım. "Ne karar verdiniz kızım?" Herkes benim iki dudağımın arasından çıkacak sözü merak ediyordu.

Gözlerimi dayımdan alıp kendi aileme baktım. Babam, bana bakmıyordu. Ortamdan sıkılmış bile olabilirdi. Sonra anneme baktım. O sinirli bakan yüzü bir banaydı. Bir gram merhamet yoktu gözlerinde, ailem beni hiç kabul edememişti zaten. Neden böyleydi, bilmiyorum. Bildiğim tek şey canımın yandığı. Ve bu acı hiç geçmeyecek gibi, hiçbir zaman eksilmeyecek, günler, aylar hatta yıllar geçecek ama bu acı asla geçmeyecekti.

Bakışlarımı bana nefretle bakan ailemden çekip, gülen yüzüyle bakan dayıma döndüm. "Biz sizi haftaya bekliyoruz dayı." dedim ve ayağa kalkıp dayımın yanındaki boşluğa oturdum. Elini, avcumun içine alıp öptüm ve alnıma değdirdim. Bana gülerek sarıldı. Başımı omzuna yaslayıp, kulağına sadece dayımın duyacağı şekilde fısıldayarak, "Teşekkür ederim dayı. Bana babamdan daha çok babalık yaptın." dedim.

Orhan dayım bir baba şefkatiyle sırtımdaki saçlarımı düzeltti. Oysa benim babam saçlarımdan nefret ederdi. Aklımdaki düşünceleri savuşturmak için ayağa kalktım. Babamın elini öpmek için uzandığımda yüzünde öyle bir ifade vardı ki, elini istemeyerek uzattı. Görmezden gelmeye çalışıp elini öptüm.

Karşı koltukta oturan annemin elini öptüm. Elini başıma koyduğum an hızla elini avcumdan çekti. Bu evde sanki vebalı bir hasta gibi hissediyordum kendimi. Hastalığı bulaşacak diye yanından kaçılan bir hasta.

Bunu da görmezden geldim. Görmezden gelmezsem kimsenin değil, sadece benim canım yanıyordu. Ve bu acıyı geçirmek içinde merhemim yoktu. Semra yengemin elini öpmek için eğildiğimde bana elini öptürmedi, kollarını açıp beni kollarının arasına aldı. İçimde olan küçük kız sevinç çığlıkları atarken, bir annenin bana kızı gibi sevgi göstermesi dudağımda gülümseme oluşturdu.

Semra yengemin kollarının arasından çıkıp, Baran'ın yanına oturdum. "Hayırlısı olsun." dedi dayım vakur duruşuyla, babam dayımı onaylamak için başını salladı ve o da "Hayırlısı." dedi.

Her şeyin hayırlısı olsun.

Bu evlilikte de kaybettiğim hayallerim beni bulsun.

Yaşama sevincimi kaybetmişken, yaşamak için bir nedenim olsun.

O günden sonra tam altı gün geçmişti. Yarın hem yüzük takılacaktı hem de sözde isteme olacaktı. Eğer boşanacağımızı bilseler bu kadar hazırlık yapılır mıydı? "Sen her şeyi neden son güne bırakıyorsun?" Annemin dişlerinin arasında, sinirle söylediği sözlerine cevap vermedim. "Anne kaç gündür, boş durmadık ya." Eda'nın beni savunan sözleriyle kalbimin üstündeki yaranın üzerine bir yara bandı yapıştırıldı. Dedim ya merhemi yok bu yaranın, sadece yara bandıyla acı bastırılır.

KALBİM KATRAN KARASI (anlaşmalı evlilik) düzenleniyorHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin